Bağırsak kanseri olarak da bilinen kolon kanseri hem kadın hem de erkeklerde yaygın şekilde görülen kanser türlerinden biridir. Kansere bağlı ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda olan bu kanser türü, erken evrelerde fark edilmesi halinde olanaklı bir tedavi imkânı sunar. Kalın bağırsakta başlayan bu kanser türüne her yaş aralığında rastlansa da genellikle 50 yaş ve sonrası bireylerde yaygın olarak görülür.
Kalın bağırsak olarak da bilinen bu kanser türü, sindirim sisteminin en son kısmında bulunan bölgede gelişir ve yaşamı boyunca her 20 kişiden 1’inde görülebilir. Erken teşhis edilmesi halinde tedavisi mümkün olan kolon kanseri, tedavi edilmediği durumlarda mideye, lenf bezlerine, dalağa ve kan yolu ile de vücudun diğer bölgelerine yayılabilir. Bu kanser türü oluşmaya başladığı bölgeye göre rektal ya da kolon kanseri olarak da adlandırılır.
Bağırsak kanser belirtileri genellikle dışkılama rutininde farklılık görülmesi şeklindedir. Bu belirti sayesinde diğer birçok kanser türünden daha kolay fark edilebilir. Ancak kanserin tutulma yerine göre de farklı belirtiler görülse de kolon kanserinin genel belirtileri aşağıdaki gibidir:
Bu belirtiler herkes tarafından kolaylıkla fark edilebilir ve aynı zamanda erken zamanda görülür. Yaşanan bu belirtilerle birlikte kilo kaybı, karında kitle oluşumu, kansızlık ya da kan değerlerinin düşmesi ve ilerleyen durumlarda da bağırsak tıkanıklığının yaşanması gibi belirtiler de yaşanabilir.
“Kolon kanseri nedir?” sorusu kadar kolon kanseri nedenleri ve risk faktörleri de merak edilen konular arasındadır. Nedenler ve risk faktörleri aşağıdaki gibi sıralanabilir:
Kolon kanseri evreleri, hastalığın takibinin yapılabilmesi ve kişinin kansere ne kadar yakın olduğunun tespit edilmesi adına önemlidir. Bu evreler.
1. Evre: En erken evredir. Kanserli hücreler bu evrede kolon veya rektuma nüfus etmiştir ancak organ duvarlarına yayılmamıştır.
2. Evre: Bu aşamadaki kanserli hücreler, rektum veya kolon duvarına yayılmış ancak lenf düğümleri ve yakınlarında bulunan dokuları etkilememiştir.
3. Evre: Kanser bu evrede lenf düğümlerine taşınır fakat vücudun diğer bölgelerine yayılmaz.
4. Evre: kanser bu evrede diğer organlara yayılır.
Tanıda kullanılan testlerden biri de kolonoskopidir. Kolonoskopi ile bağırsağa yerleştirilen kamera kullanılarak görüntüleme sağlanır. Bu işlem öncesinde hastaya anestezi uygulanır ya da sakinleştirici verilir. Ardından anüse girilerek kolon ve rektuma kolonoskop yerleştirilir. Bu işlemle doktor sıra dışı alanları görür ve bu bölgede bulunan dokudan örnek alır. Biyopsi adı verilen bu işlemle alınan örnek doku mikroskop altında detaylı olarak incelenir.
Kolon kanseri tanısında yapılan testler aşağıdaki gibidir:
Kolonoskopi anestezi altında gerçekleştirilen bir işlem olduğundan ağrı ve acı veren bir işlem değildir. Kolonoskopiden 1 gün önce bağırsak çeşitli ilaçlar ve su ile temizlenir. Aile öyküsünde bağırsak kanseri olmayan ve bağırsaklarında kanser belirtisi bulunmayan kişiler için kolonoskopi taraması 50 yaşından itibaren yapılmaya başlanır. Bu işlemde herhangi bir polip görülmediği durumlarda da işlem her 10 yılda bir tekrarlanır. Ancak aile öyküsünde özellikle birinci derece yakınlarında kolon, yumurtalık, rahim ya da meme kanseri olan kişilerin taraması 40 yaşından itibaren yapılmalıdır. Kişinin 1. derece aile üyesinin kanser olduğu yaştan 10 sene önceki ve 40 yaşından daha erken dönemde tarama daha erken yaşlarda da yapılabilir.
Kansere dönüşme ihtimali bulunan polipler, kolonoskopi ile alınır. Ancak kanser ileri bir evredeyse cerrahi işlem uygulanması zorunludur. Bu işlemle tümörün olduğu kısım çıkarılır.
Kalın bağırsak üzerinde gelişme gösteren kolon kanserini tam olarak engellemek mümkün olmasa da günlük hayatta bazı alışkanlıklar gözden geçirilerek ve gereken özen gösterilerek korunma sağlanabilir. Bu korunma yollar aşağıdaki gibidir:
Kolon kanseri ameliyatı, kolon kanseri belirtileri sonucu teşhisin erken evrede gerçekleştirilmesi durumunda kanser hücresinin tamamen çıkarılması ile gerçekleştirilir. Buna ek olarak kullanılan diğer ameliyat yöntemleri de aşağıdaki gibidir:
EMR (Endoskopik Mukozal Rezeksiyon): Bu yöntemle bağırsak astarının bir kısmı ile daha büyük boyutlu poliplerin bir kısmı çıkarılabilir.
Laparoskopik Cerrahi (Minimal İnvaziv Cerrahi): Bu yöntemle de kolonskopi ile çıkarılamayan polipler alınır. Karın duvarına küçük bir çizik ile gerçekleştirilen ameliyatta bağırsağa kamera yerleştirilir ve bu kamera ile gerçekleştirilen işlemler tüm detaylarıyla izlenebilir.
Bu ameliyatlar hastanın genel durumuna göre değişir ve ortalama 1 ile 4 saat kadar sürer. Ameliyattan sonra hastanın toparlanması için 4-5 gün hastanede kalması gerekir. Ancak bu süre uygulanan işleme ve hastaya göre farklılık gösterir. Hastane sonrasında hastanın tamamen iyileşmesi de 1-2 ayı bulur.
Bilgi talep formunu doldurarak Büyük Anadolu Hastaneleri tarafından uygulanan kolon kanseri cerrahisi ile ilgili merak ettiklerinizi öğrenebilirsiniz.
“Bağırsak kanserinin belirtileri nelerdir?” sorusuna yanıt bulan hastalar, ameliyat sonrası nelere dikkat etmeleri gerektiğini de araştırır. Ameliyat sonrasında hastanın vücudunda ağrılar görülebilir. Bu nedenle doktor birkaç gün hastaya ağrı kesici verebilir. Buna ek olarak bağırsak sisteminin iyileşmesini sağlamak için birkaç gün boyunca hastanın katı gıdalar tüketmemesi ve sıvı gıdaların tüketimine de sınır koyması gerekir. Ameliyat sonrası süreçte hastanın doktor talimatlarına uyması da büyük önem taşır. İlk gün genellikle yataktan çıkılması ve yürüyüş yapılması tavsiye edilir. Böylelikle karın kaslarındaki ağrı azaltılır. Bu süreçten sonra hasta 2. haftadan itibaren de rutin hayatına dönebilir.
Kolon kanserinin karaciğere yayılması yani metastaz yapması durumunda cerrahi işlem uygulanması gerekir. Çünkü karaciğer, vücutta rejenere olabilen tek organdır. Bu nedenle cerrahi yöntemle karaciğerin bir kısmı alınsa bile %20’lik bir bölümü kaldığında karaciğer yeniden büyüme gösterir ve işlevini korur. Fakat kansere neden olan tümör çok geniş bir alana yayılmışsa hastaya preoperatif embolizasyon işlemi uygulanır. Preoperatif embolizasyon işlemi ile tümör ve karaciğerin bir kısmına, kan akışına engel olan bir müdahalede bulunulur. Buna ek olarak da operasyonun güvenli geçmesi adına tümör bir nevi açık bırakılır ve kanı sağlıklı olan akciğere çevirir. Kanserin akciğer başta olmak üzere diğer organlara yayılmaması için bu durumun erken evrede teşhis edilmesi son derece önemlidir.