Obezite cerrahisinde son yıllarda popülerlik kazanmış olan mini gastrik bypass, yöntemleriyle tam gastrik bypasstan farklılık gösterir. Tam gastrik bypass ile arasındaki en temel fark ise ameliyat sırasında daha az bağırsak yönlendirmesi yapılması ve buna ek olarak da daha kısa genel ameliyat süresidir. Standart uygulama aÅŸamalarını içeren gastrik bypass’ı ve tüp mide ameliyatının bazı aÅŸamalarını içeren bu prosedürde uzun bir mide poÅŸu oluÅŸturulur. Ardından oluÅŸturulan bu mide poÅŸu ince barsak parçası ile birleÅŸtirilir. Obezite cerrahisinde en sık uygulanan ameliyatlardan biri olan mini gastrik by-pass, aşırı kilo nedeniyle yüksek tansiyon ve yüksek kolesterol gibi hastalıkların tedavi edilmesinde kullanılır. Üstelik bu ameliyat, daha önce tüp mide ameliyatı ya da mide kelepçesi operasyonlarını geçirmiÅŸ ancak herhangi bir kilo kaybı yaÅŸamamış hastalara da uygulanabilir.
Mini gastrik by-pass, obezite tedavisinde uygulanan etkili bir yöntemdir. Hastanın kontrollü kilo vermesini hedefleyen bu yöntem, fazla kilo nedeniyle yaÅŸanan hastalıkların önlenmesinde de yardımcıdır. Keselere bölünen mideye ince bağırsaklar kısmen yönlendirilir. Bu hastanın tek öÄŸünde tüketebileceÄŸi kalori miktarını ve sindirim sırasında vücut tarafından emilebilecek kalori miktarını sınırlamaya yardım ederek kilo kaybına teÅŸvik etmeye yardım eder.
Vücut kitle indeksi 35 ve üzeri olan ayrıca metabolik sendromu bulunan hastalar, mini gastrik by-pass ameliyatı için uygundur.
Ameliyat, laparoskopik yöntemle uygulanır. Bu yöntem sayesinde yaralar kolay iyileÅŸir ve hasta kısa sürede rutin hayatına geri dönebilir.
Mini gastrik by-pass uygulaması, standart gastrik by-pass ile benzer adımların atıldığı bir ameliyattır. Ancak mini gastrik by-pass ameliyatının çalışma süresi daha kısadır ve bu ameliyatla bağırsaklar daha az yeniden yönlendirilir.
Mini gastrik by-pass ameliyatı öncesi hastanın belirli hazırlıklardan geçmesi, uzun vadede baÅŸarı elde edebilmek adına son derece önemlidir. Bu aÅŸamalar aÅŸağıdaki gibidir:
Ameliyat öncesi dönem: Doktor hasta ile ön görüÅŸme yaparak gerekeli tetkikleri ister. Bu tetkiklerle kiÅŸinin bedensel ve ruhsal durumu ameliyata uygunluÄŸu bakımından detaylı analiz edilmiÅŸ olur. Ardından hasta diyetisyene yönlendirilir ve diyetisyen ameliyat öncesi / sonrası dönemlerde uygulanacak olan diyet programlarını belirler. Diyetisyen ayrıca detaylı vücut analizi yapar ve vücut ölçülerini alır. Bu iÅŸlemlerin ardından da hastanın ameliyat tarihi belirlenir.
Ameliyata hazırlık dönemi: Hastanın bu dönemde diyetisyen tarafından verilen listeyi, büyük bir hassasiyetle uygulaması önemlidir. Buna ek olarak ameliyat gününe kadar günlük hafif düzeyde egzersiz ya da yürüyüÅŸ yapılmalıdır. Bu rutinde bir hazırlık ameliyatın baÅŸarılı geçmesi adına önemlidir. Sigara kullanan hastaların en az 10 gün önceden bırakması da gereklidir. Hastanın düzenli olarak kullandığı ilaçları da doktora bildirmesi önemlidir.
Ameliyattan sonra erken dönem: Hasta, operasyondan sonra karnındaki ÅŸiÅŸlik nedeniyle gerginlik ya da aÄŸrı hissi yaÅŸayabilir. Ancak bu durum ilerleyen saatlerde giderek azalacaktır. Ameliyatta 6 saat sonra hastanın kendini çok zorlamadan yürüyüÅŸ yapması gerekir. Bu yürüyüÅŸ rutinleri de 2 saatte bir olacak ÅŸekilde ayarlanabilir. Hastanın saatte 3-5 kez olacak ÅŸekilde derin nefes alarak uygulayacağı akciÄŸer egzersizi yapması saÄŸlanır. Ameliyatın 2.gününde de hastaya sıvı gıda verilmeye baÅŸlanır. Sorunsuz ilerleyen süreç sonrasında da hasta 3.gününde taburcu edilir.
Cerrahi sonrası dönem: Bu dönemde hastanın dumping sendromu yaÅŸama ihtimali yüksektir. Bu sendrom, ağızdan alınan gıdaların ince bağırsaÄŸa hızla geçmesi sonucu gerçekleÅŸir ve hastada ishal, bitkinlik ve sersemlik hali görülebilir. Bu durumun yaÅŸanma ihtimalinin minimalize edilmesi için hastanın özel olarak belirlenmiÅŸ beslenme listesine 1 ay boyunca uyması gerekir.
İyileÅŸme dönemi: Ameliyattan sonra hastanın kesi bölgesine aÄŸrı görülebilir. AÄŸrı zamanla azalacaktır.
Mini gastrik by-pass majör ve minör komplikasyonlar içerir. Cerrahi bölgede fıtıklar, ülser ve minör insizyon enfeksiyonları minör komplikasyonlardır. Majör komplikasyonlar tipik olarak ameliyattan sonraki ilk 3 hafta içinde ortaya çıkar. Önemli komplikasyonlar diÄŸer risklerin yanı sıra zımba hattı sızıntılarını, pulmoner embolileri ve darlıkları içerir. Bu durumlar karşısında ameliyatı gerçekleÅŸtiren doktorla iletiÅŸime geçilmelidir.
KiÅŸinin ameliyat sonrası uzun vadede etkili sonuçlar alabilmesi için beslenme ÅŸeklinde belirli aÅŸamaları uygulaması önemlidir. Bu aÅŸamalar genellikle aÅŸağıdaki gibidir:
KiÅŸinin ameliyat sonrasında hareketsiz kalması olumsuz sonuçlar doÄŸurabilir. Bu nedenle obezite cerrahisi sonrası beslenme ve fiziksel aktivite ihmal edilmemelidir. Bu rutin aÅŸağıdaki gibi ayarlanabilir: