Yüksek tansiyon, kardiyovasküler hastalık gelişimi için ana risk faktörüdür. Dünya genelinde milyarlarca insan, birçok hastalığın ve erken yaşta ölümün nedenlerinden biri olan yüksek tansiyon ile yaşıyor. Dahası, bu rahatsızlıkla yaşayan insanların yaklaşık yarısı durumlarının farkında bile değil. Bu nedenle 2016 yılından beri her yıl 17 Mayıs'ta hipertansiyon günü kutlanıyor ve hastalıkla ilgili farkındalık yaratılıyor. Biz de bilinmesi gerekenleri 17 Mayıs Dünya Hipertansiyon Günü için sizler adına derledik.
“Hipertansiyon nedir?” sorusu damarda bulunan kanın damar duvarına doğru yüksek basınç yapması durumudur şeklinde yanıt verilebilir. Tansiyon olarak bilinen kan basıncı değeri, her kişide farklıdır. Ayrıca diastolik ve sistolik olarak ikiye ayrılır. Sistolik, kanın damarlara doğru attığı kan basıncını ifade eder ve büyük tansiyon olarak bilinir. Diastolik ise kalbin gevşediğinde damarlarda kan basıncının bulunması durumudur ve küçük tansiyondur. 18 yaşından büyük olan erişkin bireylerde dinlenme halinde olan normal sistolik kan basıncı en yüksek olan değeri 120mmHg ve diastolik kan basıncı ise en yüksek olan değeri ise 80 mmHg’dir. Bu değerler, hastalarda normalin üzerinde seyreder.
Hipertansiyon olarak da adlandırılan yüksek tansiyon, bazı kişilerde hiçbir belirtiye yol açmaz ve kişinin rutin hayatını sürdürmesinde bir engel teşkil etmez. Bu türden hastalar, uzun yıllar sorununu bilmeden yaşamaya devam eder. Ancak bu durum, uzun süre belirti vermeden kişinin beyin, kalp ve damar sistemi, böbrek gibi hayati organ ve sistemlerinin sessizce etkiler. Yüksek tansiyon sebebiyle organların beslenmesini sağlayan damarlarda tıkanma, yırtılma ya da genişleme gibi durumlar meydana gelebilir. Ayrıca, organlara giden kan akışının bozulmasına neden olarak kişinin organ yetmezliği yaşamasına da neden olabilir. Bu nedenle mutlaka bir uzman tarafından takip edilerek kontrol altına alınmalıdır.
Hipertansiyon belirtileri, bazı bireylerde gözlemlenebilirken bazı bireylerde sinsi seyreder. Ancak bu durum kişinin hayatını tehlikeye atacak bir seviyeye çıktığında kişide baş ağrısı, nefes darlığı ve burun kanaması gibi bulgular görülebilir. Bu nedenle 18 yaşından itibaren 2 yılda bir olacak şekilde doktora görünmek ve değerleri düzenli aralıklarla ölçtürmek büyük önem taşır. Özellikle 18-39 yaş aralığında olan bireylerin, her sene tansiyon değerini ölçtürmesi gerekir. 180/110 mmHg’nin üzerine çıkan ve sürekli bu aralıkta seyreden yüksek tansiyonun belirtileri aşağıdaki gibidir:
“Hipertansiyon neden olur?” diye mera ediyorsanız, bu durumun birçok nedene bağlı olduğunu bilmelisiniz. Kontrol altına alınmadığında ciddi hastalıkların yaşanmasına neden olabilen ve hayati tehlike yaratan hipertansiyon nedenleri ise şöyledir:
Hipertansiyon baş ağrısı ve bazı belirtilerle kendini gösterir olarak bilinse de çoğu kişide sinsi seyreder. Bu sebeple, tanının erken konulması büyük önem taşır. Kan basıncının olması gereken değerlerin üzerinde olması durumunda gelişen yüksek tansiyon, uzman kontrolü ile konulan tanı sonrasında kontrol altına alınabilir. Ancak tanı, bir kez yapılan tansiyon ölçümü ile konulmaz. Çünkü kişinin tansiyonuna etkisi olan birden çok faktör bulunur. Örneğin, kişinin tansiyonu bir panik durumunda ya da bir heyecanla anlık olarak yükselebilir. Bu nedenle doğru tanının konulması için tansiyonun 2 hafta boyunca birden çok kez ölçülmesi önemlidir. Ayrıca tanının konulması adına fiziki muayene, 24 saatlik kan basıncı izlemi, elektrokardiyogram, laboratuvar testleri ve ekokardiyografi uygulanır.
Hipertansiyon değerleri yüksek olduğunda kişinin ortalama yaşam süresi kısalır ve yaşam kalitesi düşer. Yaşam kalitesinin düşmesi ile de kişide organ yetmezliği ve pek çok hastalık da yaşanabilir. İnme riski, bu hastalıklardan biridir. Duruma bağlı inme riski, beyin damarlarında pıhtı ya da beyin kanaması şeklinde ortaya çıkabilir. Bu durum ayrıca, kalp krizi riskini de belirgin bir ölçüde artırır. Bunun yanında damar tıkanıklığı da yaratabilir. Göz dibinde kanama, böbrek yetmezliği ve kalp yetersizliği de yaşanabilen hastalıklar arasındadır.
Tedavi süreci ile ilgili olarak sıklıkla “Hipertansiyona ne iyi gelir?” sorusu sorulur. Ancak tedavi süreci bir bütündür. Yani doğru bir teşhisi, düzenli ölçümü, uzman takibini, sağlıklı beslenmeyi, hareket etmeyi, stresi kontrol altında tutmayı ve doğru ilaç kullanımını gerektirir. Tedavideki amaç, kişinin kan basıncını 140/90 mm hg Hg altına düşürmektir. Hastada organ hasarı, şeker hastalığı ve böbrek yetmezliği varsa kan basıncının daha düşük olması beklenir. Tedavi sürecinde kişinin tuz alımını kısıtlaması, düzenli aralıklarla egzersiz yapması, kilosunu kontrol altına alması son derece önemli. Yüksek tansiyon tedavisi de diğer tedaviler gibi kişiye özel planlanır ve hastaya uygun ilaç verilir.
Dirençli hipertansiyon tedavisi için kişiye özel etkili yöntemler uygulanır. Bu yöntemlerden biri de şah damarı pilidir. İleri evre kalp yetmezliği tedavisi için geliştirilmiş olan bu yaklaşım aynı zamanda dirençli yüksek tansiyon hastaları için de etkili bir tedavi sunar. Şah damarı pili, şah damarının üzerine yerleştirilen uyarıcı ve göğüs kasına yerleştirilen kablo ile bir bataryaya bağlı sistemdir. Kalp pilinin takılmasına benzer bir işlemle takılır. Kişinin şah damarında bulunan reseptör, kan basıncı yükselmesine tepki olarak parasempatik sistemi uyarır ve kan basıncının düşmesini sağlar. Bu, yüksek tansiyon hastaları için yeterli olan bir durum değildir. Ancak şah damarı üzerine yerleştirilen pille bu bölgeye uyarı verilir ve kan basıncının etkili bir şekilde düşmesi sağlanır.
hipertansiyon ilaçları, tedavide en etkin olan yöntemlerden biridir. Bu ilaçların kullanımı ile, hastalardaki kan basıncının etkin kontrolü her 2 hastadan 1’inde sağlanabilir. Hipertansiyon tedavisi süreklilik gerektirir. Bu nedenle uzman tarafından verilen ilaçlar, bir rutin dahilinde kullanılmalıdır.
Hipertansiyon şikayetleri bulunan kişiler için bölüm, şikayetlere eşlik eden hastalıklara göre değişir. Ancak bu bölümler beslenme ve diyet, endokrinoloji, iç hastalıklar (dahiliye), kardiyoloji ve nefroloji olarak sıralanabilir.
Bilgi talep formunu doldurarak hipertansiyon tedavisi ile ilgili merak ettiklerinizi öğrenebilirsiniz.
Hipertansiyonun Zararları Nelerdir?
Hipertansiyon genellikle kalp, böbrekler, beyin, gözler ve atardamaları etkiler. Etkilediği bu organlar üzerinden kalıcı hasarlara ve bunun sonucunda da ölüme neden olabilir. Ayrıca hipertansiyon durumu, kalbin yükünü atırarak kişinin atardamalarında kalıcı hasarlar yaratabilir. Yüksek tansiyonun vücuda verdiği başlıca zararları şu şekilde sıralayabiliriz:
Tansiyonu Yükselten Gıdalar
Hipertansiyon kişinin beslenme alışkanlıklarıyla da ilgili bir durumdur. Kişinin aşırı tuzlu, şekerli beslenmesi, çay ve kahve tüketimini abartması, gazlı içecekleri sık sık tüketmesi, aşırı margarin ve tereyağı kullanması, alkol ve sigara alışkanlığı bu nedenle tehlikelidir.
Hipertansiyon Diyeti
Kan basıncı normal değerleri yüksek olduğu durumlarda görülen hipertansiyonun nedenlerinden biri de aşırı şişmanlıktır. Kilo fazlalığı olan kişilerde hipertansiyonun yaşanma riski oldukça yüksektir. Bu nedenle kilo fazlası olan kişiler günlük tuz tüketimini azaltmalıdır, kalsiyum zengini besinler tüketmelidir, bol bol sebze ve meyve ile beslenmelidir ve doymuş yağlardan yüksek bir beslenme rutini oluşturmalıdır.
Yaşa Göre Tansiyon Değerleri
Yaşa göre tansiyon değerleri şöyledir:
Yüksek
Tansiyon Kaçtır?
“Yüksek tansiyon kaçtır?” diye merak ediyorsanız 140/90 mmHg’nin üzerinde olması durumu olduğunu bilmelisiniz.
17 Mayıs Hipertansiyon Günü ile yaratılmak istenen farkındalık adına kan basıncınızı ölçün, kontrol edin, daha uzun yaşayın!