Behçet hastalığı, Behçet sendromu ve ipek yolu hastalığı gibi tanımlamalara da sahip olan, nedeni bilinmeyen ve birden çok organı etkileyen bir hastalıktır. Genellikle ataklar şeklinde görülen bu hastalık yaygın olarak Orta Doğu ve Asya ülkelerinde görülür. İlk kez 1937 yılında Prof Dr. Hulusi Behçet tarafından tanımlanması üzerine bu isimle anılan hastalık kroniktir. Çoğunlukla 20 ile 40 yaş aralığında görülen hastalık nadiren de olsa yaşlılarda ve çocuklarda da görülebilir. Otoimmün hastalıklar sınıfına giren Behçet sendromu, kişinin bağışıklık sisteminin kendi doku ve hücrelerine karşı antikor üretmesi sonucu kan damarı tutulumu ile vücudun belirli bölgelerinde hasarlara yol açar.
“Behçet hastalığı nedir?” sorusu merak edenler için şu şekilde yanıtlanabilir:
Hem kadın hem de erkekleri etkileyebilen bu hastalığın en önemli semptomu olan göz tutulumu genellikle genç yaştaki erkeklerde daha sık görülür. Bu hastalık hipopiyonlu üveit, oral aft ve genital ülser olarak sıralanan üç farklı semptomun bir araya gelmesiyle ortaya çıkar. Bulaşıcı veya kalıtsal bir özellik taşımayan hastalığın nedenleri tam olarak bilinmez ve tanıyı kolaylaştıran spesifik Behçet hastalığı testi bulunmaz.
Nedeni kesin olarak bilinmemekle birlikte genetik veya çevresel birçok faktörün nedenler arasında olduğu kabul edilir. Hastalığın Ortadoğu, Akdeniz ve Asya bölgelerinde yaygın görülmesi nedeniyle gen kaynaklı olabileceği ihtimali de ortaya çıkmıştır. Yapılan araştırmalar sonucunda HLA B51 olarak tanımlanan gen grubunu taşıyanlarda görülme ihtimali daha fazladır. Bunun dışında genetik problemler ve hücresel faktörlerde hastalığın nedenleri arasında olabilir.
Çevresel faktörler arasında ise bakteriyel veya viral kaynaklı oluşan enfeksiyonlar neden olabilir. Genetik olarak Behçet hastalığına yatkın olan bireylerde kişinin bağışıklık sisteminde bulunan antikorların yanlış yönlenmesi sonucu dokuları etkilemesi hastalığın ortaya çıkmasını tetikleyebilir. Bu durumlarla beraber romatoid artrit ve sistemik lupus eritematozus gibi otoimmün hastalıklar da Behçet hastalığının risk faktörleri arasında yer alabilir.
Behçet hastalığı belirtileri her hastada farklı şekilde kendini göstererek bazı kişilerde çok şiddetli olabileceği gibi bazı kişilerde belirtiler hafif seyredebilir. Behçet hastalığının yaygın olarak belirtileri aşağıdaki gibidir:
Behçet hastalığını direkt olarak belirleyecek bir laboratuvar testi yoktur. Hastalığın teşhisi genellikle hastaların yaşadığı uzun süreli semptomlar ve doktorun muayene sonucuna göre konulur. Paterji testi de hastalığın tanısında kullanılabilecek testlerden biridir. Testi uygulamak için doktor steril bir iğneyi cilt üzerine batırır ve 24-48 saat sonra o bölgeyi inceleyerek oluşan tepkileri kontrol eder. Test sonucunda test uygulanan bölgede oluşan kırmızılık veya yumrular ile hafif bir yaralanma sonucunda dahi bağışıklık sisteminin aşırı tepki verdiği anlaşılır.
Hastalığın teşhisinin konulmasında belirtilerin diğer hastalıklarda da görülmesinden dolayı zorluk yaşanabilir. Bu nedenle ağız ülserlerinin yılda en az 3 kez tekrarlaması ve bununla beraber tekrarlayan genital yaralar, cilt lezyonları, gözde yaşanan belirtilerin görülmesi ve paterji testinin sonucu teşhis konulmasında etkilidir.
“Behçet hastalığı neden olur?” sorusunun yanıtı tam olarak bilinmediği için Behçet hastalığı tedavisi hastalığı tamamen ortadan kaldırmaya yönelik değil yaşanan semptomların azaltıp hayat kalitesini artırmaya yöneliktir. Tedavi süreci hastaların cinsiyeti, yaşı, yaşanan semptomlar ve hastalığın durumuna bağlı olarak farklılık gösterir. Bağışıklık fonksiyonlarını baskılayıcı ve iltihabı azaltmaya yönelik ilaç tedavileri uygulanır. Sıklıkla görülen belirtiler arasında olan ağız ülserleri için spreyler, gargaralar ve ağrı azaltıcı kremler kullanılabilir. Genital ve oral ülserlerde ağrıyı azaltmak için kremler, göz belirtilerini azaltmak içinde göz damlası kullanılabilir.
Behçet hastalığının tedavisinde, uygulanan medikal ilaçlar sonucu belirtileri kaybolan hastalar olduğu gibi semptomları dönem dönem artarak devam eden hastalar da olabilir. Hastalığa bağlı oluşabilecek organ hasarlarını önlemek tedavinin asıl amacıdır. İlaç tedavisi dışında oluşan damar iltihaplanmaları veya vücutta olan çeşitli durumlarda cerrahi operasyonlar uygulanabilir. Behçet hastalığı sürekli takip ve düzen gerektiren bir hastalıktır. Tedavinin uygulanmadığı veya aksatıldığı durumlarda körlük gibi ciddi organ hasarları görülebilir.
Behçet hastalarının beslenmelerine dikkat etmesi yaşanan ağrıların ve belirtilerin azalması adına önemlidir. Behçet hastalığında yenmemesi gerekenler ise aşağıdaki gibidir:
Tedavi düzenli bir şekilde uygulandığında yaşam kalitesi iyi bir hale gelerek semptomlar azalır. Behçet hastalığında ölüm oranı düşüktür. Ölüm görülen durumlar ise daha çok damar hasarlarına ve perforasyonlara bağlı olabilir.
Behçet hastalığı bulaşıcı bir hastalık değildir.
Behçet hastalığında ölüm oranı düşüktür. Ölüm; gastrointestinal kanama, büyük damar genişlemeleri ve yırtılmaları, damar trombozları sebebiyle ölüm olabilir.
Uzun süredir ortaya çıkmayan semptomlar aniden görülebilir. Vücutta ülser ve aft oluşumları hızlı olarak artıp ağrılı hale gelebilir.
Genital bölge ülserleri cinsel yaşamı zor bir hale getirebilir. Ancak Behçet hastalığı gebe kalmayı etkileyen bir hastalık değildir. Fakat Behçet hastalarının kullandığı ilaçlar anne karnındaki bebeği olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle doktora danışarak bu sürecin planlanması önemlidir.
Behçet hastalığını tamamen ortadan kaldıracak bir tedavi yoktur. Uygulanacak medikal tedaviler yaşanan belirtileri azaltmaya yöneliktir.