Göz tansiyonu belirtileri halk arasında karasu hastalığı olarak da adlandırılır. Tıp literatüründe glokom olarak bilinen bu hastalık, dünya genelinde körlüğe neden olan göz hastalıkları arasında ilk sıradadır. Genellikle kişinin yaşının ilerlemesi ile birlikte görülür ve belirti yaratmadan sinsi bir seyirde ilerler. İleri evrede sebebiyet verdiği görme hasarının geri dönüşü yoktur. Bu nedenle erken tanı ve düzenli muayene glokomda son derece önemlidir.
“Göz tansiyonu nedir?” sorusu merak edenler için şu şekilde yanıtlanabilir: Karasu hastalığı ve glokom olarak da adlandırılan göz tansiyonu, göz içi basıncının yükselmesi ve oküler kan akımının azalması ile seyreden, görme sinirinin ilerleyen hasarı ile karakterize olan kronik bir göz hastalığıdır. Dünya genelinde körlük nedenleri arasında 2. sırada yer alır.
“Göz tansiyonu neden olur?” sorusu da merak edilenler arasında. Göz içi basınç birçok faktöre bağlı olarak değişir. Bu faktörlerden en önemlisi santral kornea kalınlığıdır. Tansiyon, santral korneasında kalınlık bulunan kişilerde tansiyon normalden daha yüksek çıkar ve bu durum nedeniyle kişiye yanlış glokom tanısı konulabilir. Bunun yanında yüksek astigmatizma nedeniyle de göz içi basınç normalden daha yüksek çıkar. Ayrıca kornea tabakasında eğrilik, refraktif cerrahi geçirme de etkendir. Tüm bunlara ek olarak kortizon, guatr hastalığı, over hastalığı, bazı zayıflatıcı ilaçlar, ağırlık kaldırma, sıkı kravat bağlama, gözleri sıkarak ağlama, sıkı yakalar giyinme de göz tansiyonunu yükseltir. “Glokom neden olur?” diye merak ediyorsanız göz tansiyonunun genelde sabahları daha yüksek ve akşama doğru daha düşük çıktığını bilmelisiniz. Bu nedenle tanıda ölçümler sabah ve öğleden sonra yapılır.
Glokom belirtileri erken evrede görülmez. Ancak hastalığın ilerlemesi ile belirtiler tipikleşir. Gözlerdeki sinir liflerinin hasarlanması sonucunda erken dönemde görme alanının çevresinde karanlık oluşur. Ancak kişi iki gözü açık olarak gördüğünden bu karanlık alanları fark edemez. Kişinin gözlerindeki görme alanındaki bozuk olanlar çevreden itibaren genişler. Merkezi görmede etkili olan ortadaki alan hastalığın ileri evrelerinde etkilenir bu nedenle kişinin merkezi görmesi son evreye kadar azalmaz. Yani hasar yavaş ve uzun sürede gelişir. Bu sebeple de belirgin bir şikâyete yol açmaz ve son evreye kadar fark edilmez.
Glokom hastalığı genellikle 45 yaş üzerindeki kişiler, diyabet hastaları, göz yaralanması geçirenler, kornea kalınlığı ince olanlar, sigara içenler, uzun süreli kortizon tedavisi alan kişiler, yüksek dereceli göz bozukluğu olanlarda daha sık görülür.
“Göz tansiyonu nasıl anlaşılır?” sorusu merak edilen bir diğer konudur. Göz tansiyonu ilk evrelerde belirti göstermediğinden hastalığın teşhis edilmesinin yolu düzenli yapılan göz muayeneleridir. Göz muayenesi sırasında ilk olarak göz tansiyonu ölçülerek görme keskinliğine bakılır. Bunun yanında glokomun gözlere verdiği zararı tespit edebilmek için retina sinir lifi muayenesi yapılır. Özel ışık ve fotoğraf filmi tekniklerin yetersiz kaldığı durumlarda bilgisayar destekli görüntüleme yöntemleri de kullanılır. Gözde bulunan sinir dokularının kalınlarının incelenmesi de bir diğer tanı yöntemidir.
Göz tansiyonu tedavisi, gözün içinde oluşan sıvı üretimini azaltıp ve/veya kanallardan sıvı çıkışını artırıp göz tansiyonunu düşürmeyi amaçlar. Bununla da görme sinirinde oluşabilecek hasar önlenmek istenir. Bu hususta tüm yöntemler yalnızca görme alanını ve kişinin mevcut görme düzeyini korumak adına uygulanır. Ancak tedavi genel olarak hastanın durumuna göre seçilir ve farklılık gösterir. Glokom tedavisi için ilk ilaç kullanılır. Bu ilaçlar da genellikle damla formundadır. Bu süreçte hasta takip edilir ve tansiyon istenen seviyeye inmediğinde, ya da ilaçlar yan etki yarattığında cerrahi işlem veya lazer tedavisi uygulanır. Bu hastalığın yaşam boyu takip ve tedavi edilmesi önemlidir.
Göz tansiyonu tanısında tanı gözde görülen fonksiyonel ve yapısal hasarlara göre başlangıç, orta ve ileri olacak şekilde 3 seviyede konulur. Glokom ameliyatı, ilaç kullanımına rağmen düşmeyen göz içi basınç durumunda tercih edilir.
“Glokom ne demek?” sorusu kadar glokom ameliyatının nasıl uygulandığı da merak konusudur. Trabekülektomi, klasik glokom cerrahisi olarak uygulanır. Bu uygulama göz içi sıvının konjonktiva altına geçişini sağlayacak bir açıklık oluşturulur. İşlem ortalama 45-60 dakika kadar sürer. Ancak hastanın durumuna göre bu süre daha kısa da olabilir.
Cerrahi tedaviden sonraki dönemde ilk 1 hafta önemlidir. Hastanın göz için basıncı genellikle 1 gün sonra düştüğünden yatarak dinlenme yalnızca ameliyattan sonraki ilk gün için geçerlidir.
Glokom şüphesi ve kesin tanı ile uygulanan tedavide gerekli olması durumunda cerrahi işlem uygulanarak göz içindeki basınç düşürülür. Ancak ameliyat öncesi gelişen hasar tedavi edilemez ve göz için basınç değerleri uzun dönemde yeniden yükselebilir.
Göz tansiyonunun ölçümü, air-puff tonometri adı verilen aletle hava verilerek gerçekleştirilen bir yöntemdir. Göz içi basıncının ölçülmesinin ardından doktorunuz muayene ederek göz sinirlerini inceler. Fakat glokom teşhisi için bunlar yeterli olmayabilir. İlk ölçümü desteklemek ve hastalığın teşhisi koyabilmek için applanasyon tonometresi aleti ile ölçüm yapılarak glokom teşhisi konulur.
Göz içi basıncının artması ile göz tansiyonu oluşur. Bu durum görme sinirlerine hasar vermeye başlar ve çoğu zaman belirti göstermediği için görme kayıplarına ve kalıcı körlüğe neden olabilir. Glokom teşhisinin konulmasının ardından tedavisini ve kontrollerini aksatılmaması önemlidir. Tedavi uygulanan hasta günlük aktivitelerine sorunsuz şekilde devam edebilir.
Göz tansiyonunun düşürülmesi doktor kontrolü altında medikal tedavi veya cerrahi tedaviler ile mümkündür. Bunun yanında glokom tedavisini etkileyebilecek ve göze verdiği etkiyi azaltacak bazı yöntemler uygulanabilir. Sigarayı bırakmak, hafif egzersizler yapmak, kolesterol ve hipertansiyon hastalıklarının kontrol altına alınması faydalı olabilir.
Göz içi sıvısının basınç yoğunluğuna göre baş ağrısı görülebilir. Hastalığın ilk zamanlarında baş ağrısı yaşanmayarak belirti göstermeyebilir. Göz içi basıncının 40-50 mmHg’nin geçtiği durumlar diğer belirtilerle birlikte şiddetli baş ağrısı görülebilir.
“Göz tansiyonu kaç olmalı?” diye merak ediyorsanız normal değerlerin 6-21 mmHg arası olarak kabul edildiğini bilmelisiniz.
Göz tansiyonu tonometre ile ölçülür ve bu cihaz göze hava üfleyen bir cihazdır.
Bazı bebeklerde doğuştan göz tansiyonu görülebilir.
Glokom, sürekli tedavi gerektiren bir hastalıktır.
Göz tansiyonu bulunanlar özellikle bakır, çinko ve selenyum gibi mineraller, A, C, E vitaminlerinden zengin besinler tüketmelidir.