Günümüzde giderek artan bir sağlık sorunu haline gelen metabolik sendrom obezite, yüksek kan basıncı, yüksek kan şekeri düzeyleri ve yüksek trigliserid gibi faktörlerin bir araya gelmesiyle oluşan bir kombinasyondur. Bu sendromun ortaya çıkmasıyla birlikte kalp hastalığı, diyabet ve diğer ciddi sağlık sorunları riski de artar. Metabolik sendromun tam olarak neden ve nasıl oluştuğu hala tam olarak anlaşılamamış olsa da yaşam tarzı faktörlerinin büyük etkisi olduğu bilinmektedir. İşte metabolik sendrom hakkında bilinmesi gerekenler:
“Metabolik sendrom nedir?” diye merak ediyorsanız metabolik sendromun bir dizi kalp damar hastalığı risk faktörünün bir araya geldiği bir rahatsızlık grubunu tanımladığını bilmelisiniz. Dünya genelinde yaşam tarzındaki değişiklikler nedeniyle salgın boyutlara ulaşmakta ve ateroskleroza bağlı kalp damar hastalıkları sıklığını artmakta. Metabolik sendrom özellikle aşırı kilolu ve bel çevresi geniş olan bireylerde görülür ve kalp hastalıkları, hipertansiyon ve diyabet gibi sağlık sorunlarının öncüsüdür. Bu durum hem dünyada hem de Türkiye'de yaygındır. Metabolik sendromu olan hastalar kan damarlarındaki sertleşme ve tıkanma nedeniyle inme ve kalp krizi riskinde artış yaşar. Ülkemizde 60-69 yaş arası insanların %62'sinde metabolik sendrom tespit edilmiştir ve bu kişilerin çok sayıda doktora başvurması ve her gün birden fazla ilaç alması gerekir.
Metabolik sendromun bazı ayırt edici belirtileri vardır. Metabolik sendrom belirtileri aşağıdaki gibidir:
Peki metabolik sendrom kimlerde görülür? Metabolik sendromun ortaya çıkmasıyla ilişkili bazı risk faktörleri mevcuttur. Genellikle obezite, yaşlanma, diyabet ve çeşitli hastalıklar nedeniyle bu risk faktörlerine sahip olan kişilerde görülür. Bu sendrom dünya genelinde ve ülkemizde sık rastlanan bir durumdur ve erkeklerden ziyade kadınlarda daha yaygındır. Ayrıca aşırı kilolu ya da obez kategorisinde yer alan bireylerde de sıklıkla karşılaşılır. Hareketsiz bir yaşam süren ve dengesiz beslenme alışkanlıkları olan kişilerde, yoğun sigara tüketenlerde, stres ve depresyon sonucu aşırı yeme bozukluğu geliştirenlerde bu sendrom daha erken yaşlarda görülebilir. Kadınlarda metabolizmanın daha yavaş olması nedeniyle obeziteye daha sık rastlanır. Şehir hayatının getirdiği yoğun iş temposu ve egzersize zaman ayıramama durumu kadınlarda obezite sorununu arttırabilir ve metabolik sendromun belirtilerini tetikleyebilir. Masa başında çalışanlar, yüksek tansiyonu olanlar, bel çevresinde aşırı yağlanma olanlar, diyabet hastaları veya aile bireylerinde diyabet öyküsü bulunanlar metabolik sendrom için daha fazla risk taşır.
Metabolik sendroma sahip bireylerde kalp-damar hastalıkları sıkça görülürken hayati tehlike oranları da artar. Kan şekeri seviyesi diyabet sınırında bile olmasa ilerleyen dönemlerde diyabet geliştirme ihtimalleri yüksektir. Bu nedenle bu kişilerin sağlık sorunları ve hastalıkları doğru bir biçimde teşhis edilmeli ve tedavi edilmelidir. Metabolik sendrom tarafından tetiklenen hastalıklar ve komplikasyonlar aşağıdaki gibidir:
Hastalığın belirlenmesi için göz önünde bulundurulması gereken bazı metabolik sendrom tanı kriterleri bulunur. Bir kişinin kilosu, yaşı ve aile üyelerinden birinde daha önceden bu sendromun görülmesi gibi durumlar kişinin takip edilmesini gerektirir. Ek olarak kişinin sahip olduğu bazı hastalıklar da etkili olabilir. Obezite ve diyabet gibi rahatsızlıklara bağlı olarak gelişebildiğinden bu hastalıkların kontrolünün yapılması önemlidir. Metabolik sendromun belirlenmesi ve tanılanmasında dikkate alınan ve önemi olan faktörler aşağıdaki gibidir:
Tedavi sürecinde ilk hedef genellikle başka sağlık sorunlarının meydana gelmesini engellemektir. Komplikasyonları tetikleyen unsurları azaltmak ve bu durumları önlemek tedavinin önemli bir parçasıdır. Tedavi çoklu aşamalar halinde gerçekleştirilir. Başlangıçta uzman bir doktor genellikle bireyin yaşam tarzını değiştirmesini ve beslenme düzenini yeniden düzenlemesini önerir. Bu yöntemler başarısız olduğunda ilaç tedavisine geçilebilir. Kişisel risk faktörlerini minimize etmek için çoğunlukla yaşam tarzında birtakım değişiklikler yapılmalıdır. Birey aktif bir yaşam sürmeyi benimsemeli ve düzenli egzersiz yapmalıdır. Aynı zamanda beslenme alışkanlıklarının değiştirilerek sağlıklı beslenme uygulanmalıdır. Metabolik sendrom tedavisinde kullanılacak yöntemlerden bazıları aşağıdaki gibidir:
Metabolik sendrom tedavisi etkili olabilmesi için risk faktörlerinin bir bütün olarak ele alınması gerekir. Önleme konusunda atılabilecek adımlar aşağıdaki gibidir:
Metabolik sendrom genellikle yaşam tarzı değişiklikleriyle kontrol altına alınabilir ve hatta tersine çevrilebilir. Diyet ve egzersiz metabolik sendromun yönetimi için en önemli unsurlardır. Sağlıklı beslenme ve düzenli fiziksel aktivite kan basıncını düşürmeye, kan şekeri seviyesini kontrol etmeye, kilo vermeye ve genel sağlığı iyileştirmeye yardımcı olabilir. Bazı durumlarda doktor ilaç tedavisi önerebilir. Bu ilaçlar genellikle belirtileri kontrol ederken temel soruna da müdahale eder. Metabolik sendrom kronik bir durum gibi görünse de uygun tedavi planıyla semptomlar minimize edilebilir hatta tamamen ortadan kaldırılabilir.
Katı yağlar mümkün olduğunca tüketilmemelidir ve sıvı yağlar tercih edilmelidir. Ayrıca lif içeriği yüksek olan gıdaların tüketimi artırılmalı ve kabızlığa yol açabilecek gıdalardan kaçınılmalıdır. Karbonhidrat tüketimi de azaltılmalıdır. Sebzeler arasında brokoli, taze fasulye, yeşil yapraklı sebzeler ve enginar ön planda olmalıdır. Ayrıca karnabahar, ıspanak, bezelye mantar, nohut ve kuru fasulye gibi besinlerin tüketimine özen gösterilmelidir.
Metabolik sendromun artış gösterme nedenleri genellikle düzensiz ve sağlıksız beslenme alışkanlıkları, hareketsiz yaşam tarzı ve genetik faktörlerdir. Bu durum vücuttaki enerji metabolizmasının düzgün çalışmamasına ve yüksek tansiyon, yüksek kan şekeri, fazla vücut yağı ve anormal kolesterol seviyeleri gibi sağlık sorunlarına yol açar. Metabolik sendrom riskini artıran diğer faktörler ise sigara kullanımı, aşırı alkol tüketimi, stres, uyku bozuklukları ve bazı ilaçların kullanımıdır.
Eğer metabolik sendrom tedavi edilmezse kalp ve damar hastalıkları, kalp krizi ve felç geçirme olasılığı ciddi şekilde artabilir. Ayrıca hipertansiyon, insülin direnci, tip 2 diyabet gibi sağlık sorunları da gelişebilir ve en geç 7 yıl içinde olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilir.
Metabolik sendrom tedavisi genellikle bir endokrinoloji uzmanı tarafından gerçekleştirilir çünkü bu durum vücudun endokrin sistemini etkiler. Ancak aile hekiminiz de metabolik sendromu yönetmede önemli bir rol oynayabilir ve başlangıçta ona danışmanız faydalı olabilir.