Ketojenik diyet vücudun enerji kaynağı olarak normalde karbonhidratları kullanan yerine yaÄŸları tercih ettiÄŸi bir beslenme planıdır. Bu diyetin temel felsefesi vücudu ketozis adı verilen bir duruma sokmaktır. Ketozis vücutta yeterli miktarda karbonhidrat olmadığında, yaÄŸların yakıt olarak kullanılması sonucunda ortaya çıkan metabolik bir süreçtir. Peki bu ilginç ve farklı diyet nasıl iÅŸliyor ve ne gibi faydalar saÄŸlıyor? Hadi birlikte inceleyelim!
“Ketojenik diyet nedir?” sorusu merak edenler için ÅŸu ÅŸekilde yanıtlanabilir: Ketojenik diyet zorlu ve kontrol edilmesi güç refrakter epilepsinin tedavisinde tıbbi alanda baÅŸlangıçta kullanılan bir beslenme yöntemidir. Bu diyet genellikle yüksek yaÄŸ ve uygun oranlarda protein içeren gıdaların alımını vurgular ve karbonhidrat tüketimini ciddi anlamda kısıtlar. Halk arasında sıklıkla keto diyeti olarak da bilinir. Yapılan tıbbi çalışmalar ketojenik diyetin çeÅŸitli saÄŸlık sorunlarına ve hastalıklara karşı potansiyel faydalarının olduÄŸunu ortaya koymuÅŸtur. Bu hastalıklar arasında Alzheimer, diyabet ve kanser gibi rahatsızlıklar bulunurken kilo kaybına yardımcı olma etkisi de gözlemlenmiÅŸtir. Ancak sürekli ve uzun süreli uygulanması bazen saÄŸlık risklerine yol açabilir. Yeterince geniÅŸ çaplı araÅŸtırmaların henüz tamamlanmamış olması nedeniyle bu tip bir diyet rejimine geçmeden önce mutlaka bir diyetisyene danışılması önerilir.
Ketojenik diyetlerin planlanması sırasında beslenme programındaki besin ögelerinin birbirleriyle olan oranları belirlenir. Bu aÅŸamada genellikle 5/1, 4/1, 3/1, 2/1 ve 1/1 gibi oranlar kullanılır. Bahsi geçen bu oranlar diyetin yaÄŸ oranının karbonhidrat ve protein toplamına göre dengesini ifade eder. Burada pay yaÄŸ miktarını, payda ise yaÄŸ dışındaki (protein ve karbonhidrat) besin ögelerinin miktarını gösterir. Özellikle 4/1 oranı ile düzenlenen ketojenik diyetler en yüksek yaÄŸ içeriÄŸine sahip olup uygulaması en zor olan türdendir. Oranın hangi seviyede olacağına, doktor ve diyetisyenlerden oluÅŸan uzman bir ekip tarafından bireyin kan test sonuçları ve keton cisimciklerinin kan ve idrarla iliÅŸkisi gibi faktörlerle belirlenir. Herkesin uygulayabileceÄŸi bir beslenme türü olmayan ketojenik diyet ancak gerekli tıbbi analiz ve tetkikler sonucunda uygun görülen hastalar için uygulanabilir. Zorluk derecesi yüksek olması ve bazı riskleri bulunduÄŸundan hiçbir bireyin bu diyeti bir saÄŸlık profesyoneline danışmadan baÅŸlatmaması gerekir. Diyetin uygulanabilirliÄŸi, planlanması ve süreci boyunca yapılacak olan tüm tetkikler ve incelemeler doktor ve diyetisyen gözetiminde gerçekleÅŸtirilmelidir. Normal beslenme düzeninde vücut enerjisini öncelikle karbonhidratlardan alır eÄŸer bu yeterli olmazsa yaÄŸları ve proteinleri kullanır. Ancak ketojenik diyetlerde karbonhidrat ve protein miktarı oldukça düÅŸük tutulduÄŸundan vücudun enerji ihtiyacının büyük çoÄŸunluÄŸu yaÄŸlardan saÄŸlanır. Karbonhidrat dışındaki kaynaklardan enerji elde edildiÄŸi durumlarda ise keton cisimcikleri ortaya çıkar. İşte ketojenik diyetler de adını buradan alır.
Ketojenik diyet çeÅŸitli versiyonlara sahiptir. En popüler olanları standart ketojenik diyet, yüksek proteinli ketojenik diyet, döngüsel ketojenik diyet ve hedef odaklı ketojenik diyettir. Döngüsel ve hedef odaklı ketojenik diyetler daha sofistike teknikler olup genellikle vücut geliÅŸtiriciler ya da sporcular tarafından tercih edilir. Ancak bu tür diyetlerin bir diyetisyenin gözetimi olmadan uygulanması saÄŸlık profesyonelleri tarafından önerilmez. Bilimsel araÅŸtırmaların en yoÄŸun olarak üzerinde durduÄŸu tür ise standart ketojenik diyettir. Standart ketojenik diyet çok düÅŸük karbonhidrat, ortalama protein ve yüksek yaÄŸ içerir. Bu diyette genellikle %75 yaÄŸ, %20 protein ve sadece %5 karbonhidrat bulunur. Yüksek proteinli ketojenik diyet standart ketojenik diyete benzer ancak daha fazla protein içerir. Bu diyet genellikle %60 yaÄŸ, %35 protein ve yine sadece %5 karbonhidrat içerir.
Ketojenik diyet baÅŸlangıçta epilepsi gibi nörolojik rahatsızlıkların tedavisine yardımcı olmak amacıyla geliÅŸtirilmiÅŸtir. Yapılan çalışmalar ketojenik diyetin epileptik çocuklarda nöbet sıklığını önemli ölçüde azaltabileceÄŸini göstermiÅŸtir. Ayrıca ilerleyen zamanlarda yapılan çeÅŸitli araÅŸtırmalar ketojenik diyetin metabolik, nörolojik ya da insülinle ilgili hastalıklar üzerinde birçok saÄŸlık faydasına sahip olabileceÄŸini ortaya koymuÅŸtur. Ketojenik diyet doÄŸru ÅŸekilde uygulandığında saÄŸlıklı kilo kaybına ve bir dizi tıbbi durum ve hastalık risk faktörlerinin azaltılmasına yardımcı olabilir. Bu diyetin kalori sayma veya yeme alışkanlıklarını aşırı derecede takip etme gereksinimi olmadan kilo vermede etkili olduÄŸu görülmüÅŸtür. Ketojenik diyetin kalp hastalığı risk faktörlerini geliÅŸtirebileceÄŸi, vücut yağını, HDL kolesterol seviyelerini, kan basıncını ve kan ÅŸekerini düÅŸürebileceÄŸi belirtilmiÅŸtir. Keto diyetinin Alzheimer hastalığının belirtilerini hafifletebildiÄŸi ve hastalığın ilerlemesini yavaÅŸlatabildiÄŸi gözlemlenmiÅŸtir. Ayrıca Parkinson hastalığı belirtilerinin hafifletilmesinde, polikistik over sendromunda insülin seviyelerinin kontrolünde ve sivilce ve aknelerin azaltılmasında etkili olduÄŸu görülür. Ancak bu konuda yapılan çalışmalar henüz geniÅŸ çapta deÄŸildir ve uzun dönemdeki etkileri tam olarak bilinmemektedir.
Diyabet metabolizmadaki deÄŸiÅŸimler nedeniyle yüksek kan ÅŸekeri ve bozulmuÅŸ insülin fonksiyonları ile karakterize edilir. Tip 2 diyabet prediyabet ve metabolik sendrom gibi durumlarla iliÅŸkili olan fazla kiloların ketojenik diyetle daha kolay kaybedilebileceÄŸi düÅŸünülmektedir. Bir araÅŸtırmada Tip 2 diyabetli katılımcıların üçte birinin tamamen diyabet ilaçlarını bıraktığı görülmüÅŸtür. Bir diÄŸer çalışmada ketojenik diyetin kısa sürede insülin hassasiyetini %75 oranında arttırdığı belirlenmiÅŸtir ancak bu etkinin uzun vadede nasıl devam edeceÄŸine dair araÅŸtırmalar devam etmektedir.
Beyinde karbonhidrat metabolizmasının bozulması Alzheimer gibi demans hastalıklarının ana tetikleyicisidir. Bu durum aynı zamanda tip 3 diyabet olarak da bilinen bir durumu ifade eder. Beyin hücrelerinin insülin direnci ile karşılaÅŸtığı ve enerji kaynağı olan glikozun hücre içine giremediÄŸi için enerji üretemediÄŸi bir durumdur. Hücrelere girmekte zorlanan glikoz, beyin dokusuna zarar verir ve enerji üretilemeyen dokuların kendini onaramamasına neden olur. Bunun sonucunda yaÅŸlanmanın kaçınılmaz bir parçası olduÄŸunu düÅŸündüÄŸümüz demans hastalıkları belirginleÅŸir. Ketojenik diyetin bu tedavi sürecindeki iÅŸlevi glikozu ortadan kaldırarak beyin hücrelerinin keton cisimcikleri kullanarak enerji üretmesini saÄŸlamaktır. Bu sayede beyin dokusu yüksek miktarda enerji üretebilir ve kendini onarma fırsatı bulabilir. Ketojenik diyet listesi genellikle %90 yaÄŸ oranında oluÅŸturulur ve bu tür bir tedavi yaklaşımında kullanılır.
Ketojenik diyetin metabolik sendromu iyileÅŸtirme yeteneÄŸi esas olarak kan insülin seviyelerini önemli ölçüde azaltmasından kaynaklanır. Yani burada da asıl sorun insülin direncidir. İnsülin enerji metabolizmasında kritik bir rol oynar ancak hatalı beslenme ve saÄŸlıksız yaÅŸam tarzının kaçınılmaz sonucu olarak vücut dokularında insülin direnci geliÅŸtiÄŸinde kan ÅŸekeri ve kan yaÄŸları yükselir, tansiyon artar, vücut enerjisiz kalır, kilo alınır ve bel çevresi geniÅŸler. Bu problemlerin toplamı metabolik sendrom olarak adlandırılır ve yaÅŸam tarzındaki deÄŸiÅŸikliklerle önemli derecede düzeltilebilir. Ketojenik diyetin metabolik sendrom tedavisinde kullanılma nedeni de karbonhidratların eliminasyonu ile kan insülin seviyesini düÅŸürmesidir.
Ketojenik diyet tamamen yararlı veya tamamen doÄŸal bir uygulama olarak kabul edilemez. İlk olarak bir saÄŸlık sorununu çözmek için geliÅŸtirilmiÅŸtir ve birçok tedavi gibi belirli yan etkilere sahiptir. Genel olarak saÄŸlıklı bireyler için güvenli olsa da metabolizmayı deÄŸiÅŸtirdiÄŸi için bedende önemli deÄŸiÅŸimlere sebep olabilir ve bunlar bazı saÄŸlık sorunlarına yol açabilir.
Bu yan etkileri minimize etmek için ketojenik diyeti uygulamaya baÅŸlamadan önce birkaç hafta boyunca karbonhidrat alımını aÅŸamalı olarak azaltmak faydalı olabilir. Bu strateji vücudunuza yaÄŸ yakmayı daha fazla öÄŸrenmeden önce karbonhidratlara olan bağımlılığınızı tamamen ortadan kaldırabilir. Ketojenik diyete yeni baÅŸlandığında vücut adapte oluncaya kadar kalori saymaktan kaçınmak ve doygunluk hissi gelene kadar yemeyi sürdürmek önemlidir.
Peki ketojenik diyette ne yenir? Ketojenik diyet menüsü et, balık, yumurta, tereyağı, fındık, saÄŸlıklı yaÄŸlar, avokado ve bol miktarda düÅŸük karbonhidratlı sebzeler gibi besin gruplarına dayanmalıdır. Standart bir diyette yaÄŸ / protein yüzdelikleri 75 / 20 iken, yüksek proteinli ketojenik diyette bu oranlar yaklaşık %60 / %35'tir.
Ketojenik diyet listesi aÅŸağıdaki gıdaları içermemelidir:
“Ketojenik diyet nedir nasıl uygulanır? Ara öÄŸünde neler yenilir?” sorusu da sıklıkla merak edilir. ÖÄŸünler arası açlık hissiyatı durumunda saÄŸlıklı keto atıştırmalıkları tercih edilebilir. Bunlar arasında en az % 90 oranında bitter çikolata, 1 - 2 haÅŸlanmış yumurta, öÄŸünlerden kalanlardan küçük servisler, avuç dolusu fındık veya kuruyemiÅŸ, 3-4 adet çilek ve krema ile yapılan shake, düÅŸük karbonhidratlı süt, kakao tozu ve fındık ezmesi, peynir çeÅŸitleri, salsa soslu kereviz, yaÄŸlı et veya balık ve zeytin/peynir karışımı mevcuttur.
“Ketojenik diyet nasıl yapılır? Obeziteye nasıl etki eder?” Sorusu da bir diÄŸer merak edilen konudur. Obezite vücutta yaÄŸ oranının normal limitlerin çok üstünde (erkeklerde %25; kadınlarda %30 ve üzeri) olduÄŸu durumlar için kullanılır. Ancak durum bu kadar basit deÄŸildir. Yüksek yaÄŸ oranına ve devam eden saÄŸlıksız yaÅŸam tarzına baÄŸlı olarak obez bireylerin büyük çoÄŸunluÄŸunda metabolik sorunlar mevcuttur ve metabolik sorunları olanlar kilo alabilir. Bu kısır döngü metabolizmayı bozarken bir uzman gözetiminde ketojenik diyet uygulaması onarım ve kilo kaybı için etkili bir yol olabilir. Üstelik çeÅŸitli araÅŸtırmalar gösteriyor ki ketojenik diyet yapanlar daha az yeme eÄŸilimindedir. Çünkü ketojenik diyetin açlık hormonunu azaltarak iÅŸtahı kontrol altına aldığı düÅŸünülür.
Burada yanıtlamamız gereken soru ketojenik diyetin obezite tedavisinde kullanılıyor olması, kilo vermek isteyen herkesin bol yaÄŸ ve günde en fazla 75 gram karbonhidrat tüketerek saÄŸlıklı bir ÅŸekilde kilo kaybedebileceÄŸi anlamına mı gelir? Cevabımız: Hayır! İşte nedenleri:
Kaynaklar:
Bueno NB1, de Melo IS, de Oliveira SL, da Rocha Ataide T., Very-low-carbohydrate ketogenic diet v. low-fat diet for long-term weight loss: a meta-analysis of randomised controlled trials., Br J Nutr. 2013 Oct;110(7):1178-87.
Brehm BJ1, Seeley RJ, Daniels SR, D'Alessio DA., A randomized trial comparing a very low carbohydrate diet and a calorie-restricted low fat diet on body weight and cardiovascular risk factors in healthy women., J Clin Endocrinol Metab. 2003 Apr;88(4):1617-23.
Dyson PA1, Beatty S, Matthews DR. A low-carbohydrate diet is more effective in reducing body weight than healthy eating in both diabetic and non-diabetic subjects. Diabet Med. 2007 Dec;24(12):1430-5. Epub 2007 Oct 29.
Sumithran P1, Prendergast LA, Delbridge E, Purcell K, Shulkes A, Kriketos A, Proietto J., Ketosis and appetite-mediating nutrients and hormones after weight loss., Eur J Clin Nutr. 2013 Jul;67(7):759-64.
Kilo verme amacıyla kullanılan diÄŸer diyetler kadar etkili olan ketojenik diyet, yüksek yaÄŸ ve protein içeriÄŸi nedeniyle tokluk hissi oluÅŸturarak kilo kaybını destekler. Bu sayede, özellikle bölgesel yaÄŸlanma sorunu yaÅŸayanlar, kilo vermekte zorlananlar ve ameliyat gibi ciddi durumlardan dolayı hızla kilo vermesi gereken kiÅŸilerde uygulanabilir.
Ketojenik diyet kabızlık, böbrek taşı, besin eksikliÄŸi ve kalp hastalıklarına yol açabilir. Bu nedenle pankreas, karaciÄŸer, tiroid ve safra kesesi rahatsızlıkları olanlar ile kronik böbrek hastalarının bu diyetten kaçınması gerekir. Ek olarak, düÅŸük karbonhidratlı beslenme hamile kadınlar için de uygun deÄŸildir.
Ketojenik diyet uygulandığında, yaÄŸ yakım süreci 3 ile 7 gün arasında baÅŸlar ve bu süreçte yaÄŸ hücreleri parçalanarak keton maddeleri oluÅŸturur.
DüÅŸük kalorili bir diyet olan ketojenik diyet, doÄŸru ÅŸekilde uygulandığında haftalık ortalama 2 kilogramlık bir kilo kaybına yol açabilir. Bu kilo kaybının %90'ının yaÄŸdan olması amaçlanır.
"Keto" kelimesi ketojenik diyetin isminde geçer çünkü bu diyet vücutta "keton" adı verilen enerji molekülleri üretimini tetikler. Ketonlar, kan ÅŸekerinin yani glikozun düÅŸük olduÄŸu durumlarda alternatif bir enerji kaynağı olarak kullanılır. Ketonların üretimi, az karbonhidrat veya protein tüketildiÄŸinde karaciÄŸerde yağın kullanılmasıyla gerçekleÅŸir. Daha sonra, beyin de dahil olmak üzere vücudun tüm organları tarafından enerji kaynağı olarak kullanılır. Beyin her gün büyük miktarda enerji tüketen bir organ olduÄŸu için yağı direkt olarak kullanamaz ve enerji ihtiyacını glikoz veya ketonlardan saÄŸlar. Ketojenik diyet uygulandığında, vücut enerji kaynağını deÄŸiÅŸtirir ve neredeyse tamamen yaÄŸ kullanmaya baÅŸlar. Bu durumda insülin seviyesi düÅŸer ve yaÄŸ yakımı büyük ölçüde artar. Vücudun, yaÄŸ hücrelerine ulaÅŸması ve onları yakması daha kolay hale gelir. Bu durum kilo vermek isteyenler için mükemmel bir fırsat sunar. Ketojenik diyetin daha az belirgin faydaları da vardır; daha az acıkmak veya vücuda sürekli bir enerji kaynağı saÄŸlamak gibi. Vücudun keton ürettiÄŸi aÅŸamaya "ketozis" denir. Ketozise geçmenin en hızlı yolu oruç tutmaktır, yani hiçbir ÅŸey yememektir. Ancak bu durumu sonsuza kadar sürdürmek mümkün olmadığı için ketojenik diyetler devreye girer ve vücudu ketozise sokabilir. Yani ketojenik diyet uygularken, oruç tutmanın tüm avantajlarından faydalanabilirsiniz ama aynı zamanda aç kalmazsınız.
Vücut aldığı karbonhidrat miktarının düÅŸmesiyle birlikte ketozis adlı metabolik duruma daha hızlı bir ÅŸekilde geçer. Bu süreç bireyin yaşına ve vücudunun bu duruma verdiÄŸi tepkiye baÄŸlı olarak farklılık gösterir. Vücudun ketozise giriÅŸi ortalama 3 gün içinde gerçekleÅŸebilir.
Üre, kan veya nefes testleri ile ketoziste olup olmadığınızı belirleyebilirsiniz. Ketozisin bazı belirtleri ise ÅŸöyledir: Yeterince su tüketmediÄŸinizde, suyun içerisinde bulunan elektrolitlerden yeterince alamazsınız ve sonucunda ağız kuruluÄŸu hissedersiniz. Su tüketimine dikkat etmelisiniz. Asetoasetat adındaki bir keton türünün idrarla atılımının artmasıyla tuvalet ihtiyacınızın arttığı gözlenir. BaÅŸlangıç evresinde özellikle tuvalet ihtiyacının artması, susuzluk hissinizin de ana sebeplerinden biridir. Keto nefesi, aseton adındaki bir keton türünün nefes yoluyla çıktığında oluÅŸturduÄŸu, nefesinizin ara sıra tatlımsı bir koku almasına neden olan bir durumdur. Ketojenik diyet uygulayan birçok kiÅŸi, açlık ve iÅŸtah hissinde belirgin bir azalma yaÅŸandığını ifade eder. Bunun nedeni, ketojenik diyet sürecinde vücudun yaÄŸ yakma kapasitesinin artmasıdır. Birçok insan günde 1 veya 2 kez yemek yiyerek, aralıklı oruç uygulamasını gerçekleÅŸtirir. Bu hem zaman hem de para tasarrufu saÄŸlarken aynı zamanda kilo verme hızını da arttırır. Ketojenik beslenmeye baÅŸladığınızda, birkaç gün süren "keto flu" adlı yorgunluk evresini geçtikten sonra enerji seviyenizde önemli bir artış gözlemlenir. Bu durum, odaklanma yeteneÄŸi ve bilinç düzeyinde de fark edilebilir.
Vücudunuzdaki ketonları yani ketozisi ölçmenin üç farklı metodu mevcuttur: İdrar çubukları, nefes keton analiz cihazı, kan keton ölçüm aleti. Ketozisi ölçmenin en basit ve ekonomik yolu idrar çubuklarıdır, bu nedenle özellikle baÅŸlangıç seviyesindekiler için idealdir. Bu testi gerçekleÅŸtirmek için, çubuÄŸu idrara batırıp yaklaşık 15 saniye beklemeniz gerekiyor. Ardından meydana gelen renk deÄŸiÅŸikliÄŸi, keton varlığını belirler. İdrar çubuklarını eczanelerde makul fiyatlarla bulabilirsiniz. Ancak ne kadar sıvı tükettiÄŸinize baÄŸlı olarak idrar çubukları yanıltıcı olabilir. Ketonların vücutta kesin bir seviyesini belirtmezken, ketoja adaptasyon sürecinde vücudunuz ketonları geri alacağından sonuçların güvenilirliÄŸi düÅŸebilir. Ayrıca uzun süre ketozis halinde kaldığınız durumlarda testler negatif sonuç verebilir. Nefes keton analizi, keton seviyesinin belirlenmesinin baÅŸka bir rahat yöntemidir. İdrar çubuklarına kıyasla daha maliyetli olsa da, uzun vadede kan testlerinden daha ekonomiktir ve yeniden kullanılabilirler. Bu testler de net bir keton seviyesi vermez ama genel seviyenizi anlamak için kod renk gösterirler. Bununla beraber nefes analizinin her zaman doÄŸru sonuçlar vermediÄŸini unutmamak gerekir. Kan testi, kanınızdaki keton seviyesini anında ve sayısal olarak belirler. Ketonların vücutta en doÄŸru ölçüm yöntemi olan kan testleri, maalesef diÄŸer alternatiflere göre oldukça maliyetlidir. Ayrıca, bu testin uygulanabilmesi için parmağınızdan kan almanız gerekmektedir.
Bu durum kiÅŸinin saÄŸlık durumu ve yaşına baÄŸlı olmakla birlikte, genelde ketojenik diyet 3 ana öÄŸün ve 1 ara öÄŸün ÅŸeklinde planlanır. Günlük karbonhidrat, protein ve yaÄŸ tüketimi limitlerine uygun olacak ÅŸekilde öÄŸünler düzenlenebilir.
Evet ketojenik diyet bazı insanlarda yorgunluÄŸa, halsizliÄŸe neden olabilir ayrıca baÅŸ aÄŸrısı ve kötü nefes de görülebilir.
Uzman bir doktor veya diyetisyen eÅŸliÄŸinde ve gerekli kontroller yapıldıktan sonra ketojenik diyet devam ettirilebilir. Ancak kan lipid seviyelerini yükselttiÄŸi için sürekli uygulanması genellikle önerilmez.