Kış mevsiminde popüler bir meyve olan kivi C ve K vitaminleri bakımından son derece zengin bir kaynaktır. İçerisinde A, E, K vitaminlerinin yanında kalsiyum, çinko ve magnezyum mineralleri bulunur. Ayrıca yüksek lif içeriği ile bilinen kivi sindirim sistemine yardımcı olur, kalp sağlığını destekler ve göz hastalıklarına karşı koruyucu etkisi vardır. İşte kivi ve kivinin faydaları hakkında bilinmesi gerekenler:
Kivi içerisinde bulunan vitaminler sayesinde zengin bir beslenme profiline sahiptir. Kivi kalori değeri düşük bir meyvedir ve özellikle C vitamini bakımından yüksektir. 100 gram kivide 61 kalori, 0,5 gram yağ, 3 mg sodyum, 15 gram karbonhidrat, 9 gram şeker, 3 gram diyet lifi, 1,1 gram protein bulunur.
Yaklaşık 75 gram olan orta boy 1 adet kivide 56 mg C vitamini, 3 mcg A vitamini, 1 mg E vitamini, 30 mcg K vitamini, 19,5 mcg B9 vitamini (folat), 0,05 mg B6 vitamini (piridoksin) bulunur. Kivi özellikle C vitamininin önemli bir kaynağıdır ve tek bir kivi bile günlük önerilen alım miktarının yaklaşık %90'ını karşılar. A, C ve E vitaminlerini içeren ve aynı zamanda çeşitli mineralleri barındıran kivi, bir antioksidan deposu olarak kabul edilir.
Kivi faydaları bakımından aşağıdaki gibi özetlenebilir:
Kivi bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara sebep olabilen bir meyvedir. Eğer fındık, avokado, incir veya polene karşı alerjiniz varsa kivi tüketimi çapraz alerjiye yol açabilir. Bu nedenle kivi yemeden önce alerji testi yaptırmanız ve eğer ilaç kullanıyorsanız doktorunuzdan tavsiye almanız önemlidir. Kivi alerjisi olan kişiler aşağıdaki belirtileri yaşayabilir:
Kivi besleyici değeri yüksek bir meyve olup hamilelik süresince artan beslenme ihtiyaçlarının karşılanmasında rol oynar. Anne rahminde gelişen bebek için gerekli olan vitamin ve mineraller annenin vücudundan sağlandığından bu dönemde kivinin tüketilmesi annenin beslenme gereksinimlerini karşılamakta yardımcı olacaktır. Yüksek C vitamini içeriği ile cilt yenilenmesini hızlandırarak çatlakların oluşmasını önler. Sindirim sistemini düzenleyerek yaygın görülen kabızlık problemini çözmede de yardımcı olur. Bunlara ek olarak hamilelik döneminde kivi tüketmek, şişkinliği ve aşırı kilo artışını engellemeye destek sağlar.
KAYNAK:
https://www.healthline.com/nutrition/kiwi-benefits#How-to-eat-kiwi
https://health.clevelandclinic.org/can-you-eat-kiwi-skin
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC6267416
https://www.mdpi.com/2072-6643/12/9/2898
https://www.verywellhealth.com/kiwi-study-boost-strength-5083704
Cildin sağlığını ve görünümünü olumlu yönde etkileyen bir dizi besleyici maddeye sahiptir. Eğer beslenme rutininize kivi kabuğunu da eklerseniz bu faydalar daha belirgin hale gelebilir. Kivi kabuğu meyvenin içerisindeki etten üç kat daha fazla antioksidan barındırır. Antioksidanlar serbest radikallere karşı savaşarak hücre hasarını engeller ve bu sayede cildin erken yaşlanmasını yavaşlatır. Dahası serbest radikaller tarafından neden olunan hastalıkları önlemeye yardımcı olabilirler.
Bir araştırmaya göre günde 2 adet altın kivi yemek moralinizi yükseltebilir. Araştırmada belirtildiği üzere günde 2 adet altın kivi yiyen katılımcıların ve günlük C vitamini takviyesi alan kişilerin plazma vitamin C seviyeleri iki hafta içinde maksimuma ulaşmıştır. Maksimum düzeye geldikten sonra alınan fazladan vitamin C çoğunlukla idrarla atılır ve vücut tarafından kullanılmaz.
Kivi tüketimi kilo artışına sebep olmaz tam tersine, kilo kontrolüne yardımcı olabilir. Yüksek besin değerine sahip olan kivi C ve K vitamini, folat ve lif bakımından çok zengindir. Araştırmalar düşük glisemik indeksli (GI) ve yüksek lifli yapısıyla kivinin kan şekeri dalgalanmalarını hafiflettiğini ve böylece kilo yönetimine destek olduğunu belirtmektedir.
Kivi ne kadar nadir de olsa bazen alerjik tepkilere sebep olabilir. Kivi alerjisi kivinin çeşitli besinlerle çapraz reaksiyonlar göstermesi ve bağışıklık sisteminin bu meyveyi zararlı olarak tanımlayarak reaksiyon göstermesi gibi durumlardan kaynaklanabilir.
Kış mevsiminde tercih edilen kivi çayı bağışıklığı güçlendirerek vücudu hastalıklara karşı savunur. Kolesterol seviyelerini kontrol altına alır ve dengede tutar. Yaşlanma ile ilişkili görme bozukluklarını önler. Metabolizmayı hızlandırır. Sindirim problemlerine iyi gelir.