Bal arıların çiçekli bitkilerden ürettiği tatlı bir yiyecektir. Balın türü arının yaşadığı bölgeye, mevsime ve topladığı çiçek türüne bağlı olarak değişir. Ortalama 320 farklı bal türü vardır. Açık renkli bal türleri genellikle hafif tatlıdır ancak avokado, portakal çiçeği ve okaliptüs gibi bal türleri orta derecede aromatiktir. Bal vitaminler, mineraller, amino asitler, demir, çinko ve antioksidanlar içerir. Doğal bir tatlandırıcı olan bal aynı zamanda antioksidan ve antibakteriyel özelliklere sahiptir. Balın faydaları hakkında bilinmesi gerekenleri sizler için derledik.
Balın temel bileşenleri glikoz ve fruktozdur. Sağlık için önemli vitaminler, proteinler, mineraller ve enzimler içerir. 20 gram bal aşağıdaki besin değerlerini içerir:
Besinsel içeriği bakımından zengin olmayan bal vücut için çok yararlı bir besindir. Antioksidan içeren bal kalp sağlığı risklerine karşı koruyucudur ve grip enfeksiyonları ile soğuk algınlığı tedavisinde kullanılır. Bal faydaları aşağıdaki gibidir:
Özellikle tip 2 diyabetli kişilerde bal, kalp rahatsızlıkları ile beyin ve böbrek damarlarındaki potansiyel problemleri azaltmaktadır. Aynı zamanda kötü LDL kolesterol seviyelerini ve vücuttaki inflamasyonu da düşürür. Ancak çok fazla alındığında bal, kan şekeri seviyelerini artırabilir ancak bu etki sofra şekerinden daha hafiftir. Diyabet hastalarının bala dikkatli yaklaşması gerekmektedir. Marketlerde satılan şurup karıştırılmış ve yüksek şekerli ballardan kaçınmak ve doğal bal seçmek büyük önem taşır.
Bal genellikle öksürüğü önlemek için doğal bir tatlandırıcı olarak kullanılır. Ancak bazı kişiler, arı poleni ve balın içindeki diğer bileşenlere karşı duyarlı olabilirler. Çok nadir görülse de arı polenine alerji ciddi ve hatta ölümcül yan etkilere neden olabilir. Bal alerjisi aşağıdaki belirtilerle kendini gösterir:
Balın faydaları her bireyde aynı etkiyi göstermez. Özellikle diyabet hastalarına ve fazla kilolu olanlara bal tüketimi tavsiye edilmez. Aşırı miktarda tüketildiğinde baş dönmesi, yüksek ateş, kusma gibi sorunlara yol açabilir ve yüksek kalorili olduğu için kilo alma hızını artırabilir. Arılar bal üretirken botulizm adlı bakteri sporları toplayabilirler. Bu sporları yetişkinler, güçlü bağışıklık sistemleri ve mide asidinin etkisi sayesinde tolere edebilirler. Ancak, bebeklerin sindirim sistemi bu sporları nötralize edecek ve çoğalmalarını engelleyecek bakterileri henüz geliştirememiştir. Bu sebeple 1 yaşından küçük çocuklara bal vermek önerilmez.
KAYNAK: https://www.mayoclinic.org/drugs-supplements-honey/art-20363819
Balın sağlık üzerindeki faydalarını görebilmemiz için yetişkinlerin her gün 3-5 yemek kaşığı veya 6-10 tatlı kaşığı bal tüketmeleri önerilir ki bu da yaklaşık olarak 50-80 gr.'a denktir. Çocukların ise kilogram başına yaklaşık 1 gr. bal tüketmeleri uygundur. Örneğin, 20 kg ağırlığındaki bir çocuğun günde 20 gr, yani takriben 1,5 yemek kaşığı ya da 3 tatlı kaşığı bal tüketmesi gereklidir. Bal tüketimini alışkanlık haline getirmek ve birkaç ay sonra balın faydalarını görmeye başlamak mümkündür. Şeker yerine meyve tatlısı yaparken, kek veya kurabiye yaparken bal kullanabilirsiniz. Eğer su içmekte güçlük çekiyorsanız, biraz bal, limon ve nane ile tatlandırabilirsiniz.
Tek tek her peteği analiz etme olanağı bulunmadığı için, süzme balın tercih edilmesi genellikle daha uygun olacaktır. Süzme bal, arının sır ile koruduğu petekteki baldan alınıp süzülerek elde edilir. Yani, bal eğer petek gözlerinden dışarı çıkarılırsa buna "süzme bal" denir.
Isının balın besin değerine etkisi zamanla doğru orantılıdır. Örneğin, 24 saat boyunca 50°C'de tutulan bal bazı besin öğelerini kaybeder ama tüm besin özellikle de mineral değeri tamamen kaybolmaz. Bal, eğer 76°C'de 10 dakika tutulursa yapısında çok az değişiklik meydana gelir. Bu sebeple, çay ya da süt benzeri hızlı tüketilen içeceklerde bu değişiklikler pek görülmez. Balı, içerdiği mineraller, vitaminler, flavonoidler ve enzimleri maksimum düzeyde alabilmek için; sıcak, ılık ya da soğuk her türlü içecekte şeker yerine kullanmak daha faydalıdır.
Balın renk tonu, tadındaki ve şeker oranındaki farklılıklar tamamen üretildiği kaynağa bağlıdır. Balın renginin açık veya koyu oluşu kalitesini doğrudan etkilemez. Kestane balı, çam balı ve püren balı gibi koyu renkteki ballar daha fazla mineral içerir.
Balın kristalleşmesi, hangi çiçekten elde edildiği ve saklandığı koşullara bağlı olarak gerçekleşir. Saf ve doğal ballar genellikle kış aylarında veya soğukta tutulduklarında birkaç ay içinde kristalleşebilir. Kristalleşme tamamen normal bir durumdur ve balın yenilebilirliğini etkilemez. Kristalleşmiş bal olduğu gibi yenilebileceği gibi, aynı zamanda bir benmari yöntemi (sıcak su dolu bir kabın içinde ısıtma) ile kristalleri çözülüp bu haliyle de tüketilebilir.
Çiçek ve çam balları arasındaki en temel ayrım kaynaklarıdır. Çiçek balı için arılar, çiçeklerin polenlerini ve nektarlarını toplar; çam balı içinse arılar, çam ormanlarında bulunan tatlı sıvıyı toplar. Çiçek ballarına kıyasla daha koyu renkte olan çam balı, özgün bir aromaya sahiptir. Daha az şekerlidir ve boğazda yanma hissi oluşturmaz. Geç kristalleşme veya hiç kristalleşmeme özelliği sayesinde yıllarca saklanabilir ve yüksek demir içeriği nedeniyle tercih edilir.