444 3 703

Siroz Nedir? Siroz Belirtileri Nelerdir?

Siroz, karaciğerin safra ve gerekli kan proteinlerini oluşturma kapasitesini düşürür veya tamamen ortadan kaldırır.

Siroz tedavi edilemez. Siroz tedavisinin ana hedefi semptomları ve komplikasyonları kontrol altında tutmak ve durumun daha da kötüleşmesini önlemektir.

Sirozlu kişilerde karaciğer rahatsızlığından dolayı idrar genellikle koyu turuncu, kehribar, kola veya kahverengi renkte olabilir. Bu durum karaciğerin bilirubini düzgün bir şekilde işleyememesinden dolayı bilirubinin birikmesi sonucu meydana gelir.

Doğumdan itibaren bazı anormallikler ve kalıtsal hastalıklar sebebiyle birkaç aylıkken bile çocuklarda siroz teşhisi konulabilir. Bu durumun en yaygın sebeplerinden biri biliyer atrezi yani doğuştan gelen safra kanalları eksikliği veya yokluğudur.

Siroza yol açabilen faktörler oldukça çeşitlidir. Hepatit B ve C'ye bağlı kronik karaciğer hastalıkları, alkol tüketimi ve karaciğer yağlanması genellikle en sık rastlanan nedenler arasında yer alır.

Zamanla karaciğerin metabolizması bozulmaya başlar ve bu durum safra üretimini de olumsuz etkiler. Hastada sarılık belirtileri görülmeye başlar. Kanın içerisinde biriken maddeler beyin fonksiyonlarını etkileyerek uyku eğilimi, unutkanlık ve konsantrasyon problemleri yaratır. Bu hastalar proteinli besinleri sınırlamazlarsa bilinç kaybına kadar varabilen ağır tablolar yaşayabilirler. Karaciğerden kanın geçememesi sonucunda damarlarda baskı artar (portal hipertansiyon). Bu durum dolaylı olarak dalakta da baskı artışına ve büyümeye (splenomegali) yol açar. Büyüyen dalak kan hücrelerini aşırı derecede parçalar. Bunun sonucunda; çok fazla alyuvar yıkımı anemiye (kansızlık), çok fazla akyuvar (lökosit) yıkımı lökopeniye, çok fazla trombosit (pıhtılaşmayı sağlayan hücreler) yıkımı ise trombopeniye yol açar. Kanama bozukluklarına yol açabilir. Kan, kalbe geri dönmek ve tekrar dolaşıma katılmak için yeni yollar bulur. Bunların arasında en klinik öneme sahip olanı, yemek borusunun (özofagus) içinde yer alan ince damarlardır. Bu damarlar basınç sebebiyle aşırı genişler, şişer ve baloncuklar oluşturur. Bu durumun önemi farklı mekanizmalarla yırtılabilmesi ve bunun sonucunda ciddi, hatta ölümcül olabilecek sindirim sistemi iç kanamalarına neden olabilmesidir. Sirozlu hastalarda bir başka risk faktörü ise karaciğer kanseri gelişme olasılığıdır. Hem sirozun kendi kanserojen etkisi hem de siroza neden olan rahatsızlıkların doğrudan etkisi ile karaciğerde kanser gelişebilir.

Karaciğerdeki yapısal değişiklikleri geri almak genellikle mümkün olmasa da çeşitli tedavi yöntemleri ile sirozun ilerleyişi durdurulabilir veya geciktirilebilir. Anahtar nokta, siroza yol açabilecek faktörlerin (alkol tüketimi, hepatitler, bazı genetik hastalıklar, obezite vb.) erken teşhisi ve bunların kontrol altına alınmasıdır. Eğer sirozun nedeni aşırı alkol tüketimi ise, alkolün bırakılması hastalığın ilerlemesini durdurabilir. Hepatitlerle ilaçlar aracılığıyla mücadele edilebilir.

Siroza karşı bir bitkisel tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Sirozun tek kesin tedavisi karaciğer naklidir.

Alkole bağlı siroz genellikle yıllar içinde gelişir. Siroz hastalığı için kalıcı karaciğer hücre hasarı gereklidir. "Yağlı karaciğer" ise alkollü karaciğer hastalığının görülen ilk safhasıdır. Eğer hasta bu aşamada alkol tüketimini keserse, karaciğer kendisini onarabilir. Bir epidemiyolojik çalışma, toplumda alkol kullanımında her 1 litre artışın, alkol tipine bakılmaksızın siroz sıklığını erkeklerde %14, kadınlarda %8 oranında arttırabileceğini göstermiştir.

Her ne kadar bazı alkol bağımlıları alkolizmin birçok fiziksel ve psikolojik belirtisini ciddi anlamda yaşasalar da, hepsinde ilerleyen karaciğer hasarı meydana gelmez. Alkol kullanıcılarının yalnızca %10-25'lik bölümünde zaman içerisinde alkol kaynaklı siroz görülür.

Hayır. Genellikle alkolik hepatitin, yeterli seviyede karaciğer hasarı oluşarak siroza neden olması uzun yıllar sürer. Eğer alkolik hepatit erken tespit edilip tedaviye başlanırsa, sirozun oluşumu engellenebilir.

Hepatit, karaciğer dokusundaki iltihaptan kaynaklanır. Siroz ise normal karaciğer hücrelerinin zarar görmesi ve skar dokusu ile yer değiştirmesi durumudur. Bu durum, karaciğerin birçok hayati işlevini aksatır.

Siroz bir kanser türü değildir ancak karaciğer kanseri olan kişilerin çoğunda siroz hastalığı da bulunur. Siroz, karaciğer kanserine yakalanma riskini 20 kat artırır.

Bu durum kişiden kişiye değişkenlik gösterir; ancak genel olarak bilinen bir gerçek vardır ki karaciğer sirozu, dünya genelinde ölüm sebepleri arasında 10. sıradadır.

KATEGORİLER