Birçok kişi mide kanaması geçirdikten sonra nasıl beslenmesi gerektiğini merak eder. Aslında bu soruların yanıtları genellikle ilgili doktor tarafından verilir. Fakat mide kanaması sonrasında hastaların yaşam tarzlarını değiştirmeleri gerekmektedir. Bu bireylerin düzenli ve sağlıklı bir şekilde beslenmesi oldukça önemlidir. Mideyi tahriş etmeyecek gıdalarla beslenmek, yoğun baharatlı ve yağlı yiyeceklerden, kafeinli ve gazlı içeceklerden sakınmak gereklidir. Fast food tipi yiyeceklerin tüketiminin önlenmesi, aşırı tuz kullanımından kaçınılması, yiyeceklerin hijyenik olmasına dikkat edilmesi ve sigara ile alkol tüketiminden uzak durulması gerekmektedir.
Hafif mide kanamaları zamanla durabilir ancak bu durumun tedavi edilip kanamanın kaynağının belirlenmesi önemlidir çünkü tekrarlama riski yüksektir. Büyük orandaki kanamaların kendi kendine geçme ihtimali bulunmamaktadır. Bu nedenle mutlaka bir doktora başvurulmalıdır. Ayrıca, bitkisel tedavi yöntemleriyle mide kanamasını çözmek mümkün değildir. Kişilerin bu türden yaklaşımlardan kaçınması gerekir. Mide kanamasının sonuçları hayati tehlike arz edebilir ve bu sebeple profesyonel tıbbi yardım alınmalıdır.
Dünya genelinde mide kanamalarının en yaygın sebebi kontrolsüz ağrı kesici kullanımıdır. Ülkemizde de yapılan son çalışmalar, özellikle yaşlı nüfusta ağrı kesicilere bağlı olarak ortaya çıkan kanamaların artış gösterdiğini ortaya koymaktadır.
Kanama esnasında herhangi bir fiziksel hareketten kaçınmak gerekmektedir. Ayrıca, hasta hiçbir gıda ya da içecek tüketmemelidir. Doktorun önermediği eylemlerden de sakınılmalıdır.
Mide kanamasından şüphelenilen kişilere genellikle tam kan sayımı, kan pıhtılaşma süresi, trombosit miktarı ve karaciğer işleyişi gibi testler uygulanır. Bu testler mide kanamasının teşhisine yardımcı olmaktadır.
Eğer zamanında müdahale edilmezse ve kan kaybı ciddi boyutlara ulaşırsa, mide kanamasının yaşam tehlikesi oluşturması mümkündür. Ancak günümüzde tedavi seçenekleri oldukça etkili olduğundan bu tür durumlar nadiren görülür. Hastalar genellikle tamamen iyileşmektedirler ve tedaviye uygun davranışları sergilemeleri bu süreçte büyük önem taşımaktadır.
Mide kanamalarının genellikle iki çeşidi vardır; akut ve kronik. Akut mide kanamalarının süresi yaklaşık olarak 1 ile 6 hafta arasında değişirken, kronik mide kanamalarının süresi ise genellikle 6 haftadan daha fazla olmaktadır. Eğer kanama fark edilmez ve tedaviye başlanılmazsa, bu durum hayati sağlık problemlerine veya ölüme yol açabilir.
Mide kanaması geçiren bir hasta, durumunun ciddiyetine ve tedavi sürecine bağlı olarak genellikle 5 ile 10 gün arasında hastanede kalabilir. Ancak bu süre hastanın genel sağlık durumu ve tedaviye yanıt verme hızına göre değişebilir.
Ameliyat, karın bölgesine yapılan büyük bir kesik ile mideye ulaşılarak gerçekleştirilir. Kanamayı tetikleyen sinirler kesilir ve eğer varsa mide yarası tamamen ya da kısmen çıkarılır. Endoskopik yöntemlerin çözüm sunmadığı veya mide kanamasının tekrarladığı durumlarda bu işlem uygulanabilir.
Doktorlar, hastanın durumuna göre endoskopi veya ilaç tedavisi gibi yöntemleri kullanarak mide kanamasını kontrol altına almaktadır. Hastaların belirtileri fark ettiklerinde hızlıca bir sağlık merkezine başvurması ve erken tedaviye başlaması gerekmektedir.
Ülser, özofagus varisleri ve siroz gibi ciddi karaciğer rahatsızlıkları mide kanamasına neden olabilir.
Yemek borusunda meydana gelen ülser, yara veya tümörler de mide kanamasına sebep olabilir.
Yoğun stres durumunda olan kişilerde mide kanaması daha sık rastlanabilir. Aşırı stres, mide salgısını artırabilir ve trombositlerdeki azalmalar mide kanamalarına karşı bir hassasiyet yaratabilir.
Yeni doğan bebeklerde mide kanaması vakaları görülebilir. Bebeklerde mide kanamalarının en yaygın sebebi K vitamini eksikliği ve buna bağlı olarak pıhtılaşma faktörlerinin sentez bozukluğu ile ilgilidir. Çocuklarda özellikle 1 ve 3 yaş arasında, bağırsak tıkanıklıkları ve mide fıtıkları nedeniyle kanama meydana gelebilir. Midenin içine giren yabancı cisimler veya mide ülserleri de kanama nedeni olabilir.
Genellikle belirtisiz ilerler. Ancak çocuklarda cilt renginde solgunluk, göz çevresinde mor halka oluşumu, halsizlik, baş dönmesi ve yorgunluk gibi semptomlar gözlemlenebilir.
Hamilelikte de mide kanaması meydana gelebilir. Hamile kadınlarda toksikoz durumu görülebilir. Bu rahatsızlıkta, hamilelik esnasında artan koku hassasiyeti nedeniyle kusma ortaya çıkar. Kusma sırasında mide basınç artışı yaşanır ve yemek borusunda yırtıklar oluşabilir, bu da kanamaya yol açabilir.
Mide kanamasının tedavisi genellikle sağlık kuruluşlarında doktorlar tarafından gerçekleştirilir. Herhangi bir belirti hissedildiğinde acilen hastaneye başvurmak gereklidir. Hastanın fiziksel aktivite yapması engellenmelidir ve mide sorunları sebebiyle kesinlikle hiçbir şey yedirilip içirilmemelidir.
Mide kanamasının semptomları genellikle kanamanın başlamasını takiben kısa süre içerisinde ortaya çıkar. Ancak, hafif kanamalar belirti vermeksizin de gerçekleşebilir ve zamanla anemiye sebep olabilir. Sürekli yorgunluk ve nefes darlığı gibi belirtileriniz varsa, bir sağlık profesyoneli ile konuşmanız önemlidir.