Kırığın hareketi engelleme durumu genellikle kemiğin ne kadar ayrıldığına ve eklem içinde olup olmadığına bağlıdır. Kemiklerimiz, kaslarımız, bağlarımız, tendonlarımız ve sinir dokumuz ile birlikte hareket sistemimizin temel taşıyıcılarıdır. Dolayısıyla, kemiğin bütünlüğünün kaybolması sonucunda hareket kabiliyeti azalabilir. Eklem içerisindeki kırıklar durumunda ise, eklemdeki pürüzler veya kemik parçaları nedeniyle hareket sınırlanabilir.
Ayrılmamış bir kırık genellikle cerrahi olmayan yöntemlerle tedavi edilebilir. Ancak, bu durumun önemsenmemesi ve üzerine basılması veya hareket ettirilmesi durumunda, hastalar bu fırsatı kaybedebilir.
Ağrı, kırığın temel belirtilerinden biri olsa da ağrının varlığı veya yokluğu bir kırığı teşhis etmek için kesin bir ölçüt değildir. Bu durum bireyin ağrı eşiği ile ilişkilidir. Yüksek ağrı eşiği olan kişiler basit kırıklarda ağrıyı görmezden gelebilir. Stres kırığı gibi kronik travma sonucu oluşan yetmezlik kırıklarında da hafif düzeyde ağrı hissedilebilir.
Kemiğin boyutu ve ağrı arasında doğrudan bir bağlantı bulunmamaktadır. Ancak, kemiği kıran enerji ne kadar büyükse, kemikte ve yumuşak dokuda o kadar fazla hasar oluşacaktır. Travmanın hissiyatını belirleyen faktörlerden biri de ağrı olduğu için, bu soruya dolaylı bir şekilde evet yanıtı verilebilir. Ağrının algılanışının bireyden bireye değişebileceği ve ağrıya dayanma kapasitesinin farklılık gösterebileceği akılda tutulmalıdır.
Bazı durumlarda, ağrının hafif olduğu düşünülerek harekete devam edilir ve bu, kırıkta daha büyük bir ayrılma oluşmasına yol açabilir. Bu da normalde basit bir tedavi ile iyileştirilebilecek hastalar için karmaşık tedavi yöntemlerinin gerekliliğini doğurabilir. Kırığı iyileştirmek için hareketin sınırlandırılması gerektiğinden, harekete devam etmek iyileşme sürecini uzatabilir.
Kırık, travmanın kemik dokusunda yarattığı bütünlük kaybını ifade eder. Ancak, kırığı oluşturan enerji yumuşak dokuda da zarara neden olabilir. Bu yüzden ağrı sadece kırık olan bölgede değil, daha geniş bir alanda da hissedilebilir.
Hastaların bir kısmı özellikle soğuk hava koşullarında, kırığın iyileştikten sonra bile hafif bir ağrı hisseder.
Parmak kırıkları genellikle bir parmağa sert bir cismin çarpması sonucu oluşur. Başka bir yaygın sebep ise, parmağın araba kapısı gibi iki yüzey arasında sıkıştırılmasıdır.
Kırığın tedavisi, kırığın ne kadar ayrıldığı, hastanın yaşına, beklentilerine ve mesleğine bağlı olarak değişebilir. Basit parmak kırıkları genellikle alçı yerine küçük ateller ile tedavi edilirken, ciddi yaralanmalarda cerrahi müdahale gerekebilir.
Kırığın iyileşme süresi yaş grubuna göre değişmektedir. Yetişkinlerde ortalama kırık iyileşme süresi yaklaşık 6 haftadır. Çocuklarda bu süre daha kısadır.
Eğer uygun şekilde tedavi edilmezse, hastaların parmaklarında şekil bozukluğu, hareket kısıtlılığı ve tutma yeteneğinde azalma meydana gelebilir.