Selülit plastik cerrahi anabilim dalı ve dermatoloji bölümlerinin ilgilendiği bir cilt sorunudur.
Selülitin başlamasında etkili olduğu düşünülen hormonlardan biri östrojen hormonudur. Östrojen hormonu, kadınlarda ana üreme hormonudur ve yağ depolanmasını etkileyebilir. Östrojen seviyelerindeki dalgalanmalar, selülit oluşumunu artırabilir. Özellikle doğum kontrol hapları gibi östrojen içeren ilaçların kullanımıyla ilişkilendirilen selülit vakaları vardır. Bir diğer hormon da insülin hormonudur. İnsülin, kan şekeri seviyelerini düzenleyen bir hormondur. Yüksek insülin seviyeleri, yağ depolanmasını artırabilir ve selülit oluşumunu teşvik edebilir. Yüksek glisemik indeksli yiyeceklerin ve şeker içeren gıdaların tüketimi, insülin seviyelerini artırabilir ve dolayısıyla selülit oluşumunu artırabilir. Stres hormonları olarak da bilinen adrenal hormonlar (örneğin kortizol), stres durumlarında salgılanır. Yüksek düzeyde kortizol, yağ depolanmasını artırabilir ve selülit oluşumunu teşvik edebilir.
Selülit genellikle ağrıya neden olmaz, ancak bazı durumlarda ağrı veya rahatsızlık hissi yaşanabilir. Selülitin kendisi ağrısız bir durumdur; ancak, cilt altı yağ dokusunun topaklanması ve derinin altındaki bağ dokusunun sıkışmasıyla ilişkili olabilecek durumlar ağrıya neden olabilir. Örneğin, cilt altı yağ dokusunun iltihaplanması veya enfeksiyonu, selülit bölgesinde ağrıya ve hassasiyete yol açabilir.
Selülit tedavisinin ne kadar süreceği birkaç faktöre bağlıdır, bu nedenle kesin bir süre vermek zor. Selülit tedavisi süresini selülitin şiddeti, kullanılan tedavi yöntemleri, tedavinin düzenliliği, kişinin cilt ve vücut tipi etkiler. Tedavinin başarısı, düzenli olarak uygulanması, sağlıklı yaşam tarzı seçimleri ve uygun bakımın devam ettirilmesiyle de ilişkilidir.