Halk AIDS belirtileri olarak bilinen Edinilmiş Bağışıklık Yetmezliği Sendromu, dünya genelinde yaygın bir şekilde görülen hastalıklar arasında. Tıp alanında yaşanan gelişmeler neticesinde tedavi edilerek kronik bir hastalık olarak takip edilebilen HIV pozitif yani AIDS virüsü, dikkat edilmediği takdirde çocuklara dahi bulaşabilir. Sinsi bir bulaşma ve ilerleme evresine sahip olan bu virüste erken teşhis hayati öneme sahip. Çünkü bu virüsü vücudunda habersiz olarak taşıyan insanların oranı %40. Bu nedenle derlediğimiz bu AIDS rehberi ile siz de bu hastalığın ne olduğunu ve nasıl bir süreci kapsadığını öğrenebilirsiniz.
“AIDS nedir?” sorusu merak edenler için şu şekilde yanıtlanabilir:
Bu hastalık, HIV pozitif olan kişilerin tedavi görmemesi ile yaşamlarının ilerleyen dönemlerinde vücuttaki beyaz kan hücrelerinin oranının çok düşük seviyelere gelmesi, bunun bir sonucu olarak da bağışıklık sisteminin çökmesi ile gelişen bir sendromdur. Bağışıklık sistemindeki en önemli hücrelerden biri olan CD4 hücresi, sağlıklı bir hastada 500-1600 arasındadır. Ancak AIDS bulunan kişilerde bu sayı 0’a kadar düşer. Şu da bilinmelidir ki; AIDS, HIV virüsüne bağlı olarak gelişim gösterir. Ancak her HIV pozitif olan kişi AIDS değildir. Tedavi edilmesi durumunda hastalık çok düşük bir oranda bu evreye gelir.
“HIV nedir?” sorusu da merak edilenler arasında. 1981 yılında tanımlanan HIV, yalnızca insandan insana vücut sıvıları ve kan ile bulaşan bir virüstür. Bu virüs, kişinin bağışıklık sistemine saldırarak kandaki beyaz kan hücre sayısını azaltır. Bu nedenle de İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü (Human Immunodeficiency Virus) olarak adlandırılır. Bunun bir sonucu olarak da hastalar genellikle virüsten kaynaklı değil, virüsün zayıflattığı bağışıklık sistemi ile oluşan hastalıklar nedeniyle hayatını kaybeder. Ancak günümüzde bu durum pek çok yöntemle kontrol altına alınabilir. Bu virüs vücuda girdikten 1 ay sonra, akut bir atak yaratır. Bu süreçte tedavi edilmediğinde de vücutta çoğalır. Akut dönem sonlandığında bu hastalık 10-15 sene kadar sessiz bir seyirde ilerler ve bu süreçte hastada herhangi bir belirti yaratmaz. Kişi bu süreçte hastalığı bulaştırmaya devam eder. Tedavi edilmediğinde de üçüncü evreye ilerleyerek kişiyi savunmasız bırakır. Ancak artık enfeksiyonun tespiti ile gerekli ilaç tedavisi başlatılarak kişinin yaşamını sürdürmesi ve ileride çocuk sahibi olması sağlanır.
“AIDS hastalığı nedir? Ne gibi belirtiler yaratır?” sorusu da merak edilenler arasında. Akut dönemde yaşanan HIV ve AIDS belirtileri, diğer hastalıklarla benzerlik gösterebilir. Bu belirtiler aşağıdaki gibidir:
HIV belirtileri yaşayanlar, kişinin virüse yakalanmasını takip eden 15-20 gün içinde diğer viral enfeksiyon benzeridir. Bu dönemdeki belirtiler ise şöyledir:
“HIV nasıl bulaşır?” diye merak ediyorsanız çoğunlukla cinsel yolla bulaşan bu virüsün boşalma öncesi sıvı, kan, vajinal ve rektal sıvılar, anne sütü ve sperm gibi vücut salgılarıyla bulaştığını bilmelisiniz. Bunun yanında açık yaralardan, enjeksiyon vasıtasıyla, kesiklerden ve mukus membrandan da bulaşabilir. Sanıldığının aksine bu hastalık tükürük, el sıkışma, ortak tuvalet kullanımı, öpüşme, ortak çatal bıçak kullanımı, sarılma, gözyaşı, su, böcek ya da sinek ısırması, hava ve ter ile bulaşmaz.
AIDS hastalığı ise HIV virüsü ile enfekte olmuş kişinin vücut sıvısının, virüs ile teması olmamış kişinin vücuduna girmesi ile bulaşır. Bu vücut sıvıları ise anne sütü, kan, vajinal salgı ve spermdir. AIDS hastalığının bulaşma şekli şu şekilde özetlenebilir:
HIV pozitif olan kadınlar da erkekler gibi evlenebilir ve çocuk sahibi olabilir. Ancak HIV pozitif olan anne adayının, doğumdan 3 ay önce tedaviye başlaması ve bebeğe de doğumdan hemen sonra tedavi uygulanması önemlidir. Ayrıca annenin bebeğini emzirmemesi ve doğumun sezaryen ile yapılması tercih edilir.
HIV ve AIDS tanısı için HIV infeksiyonuna sebep olacak temasta bulunan kişilere test uygulanması ile yapılır. Bu hususta uygulanan nükleik asit testleri (NAT, PCR), riskli temastan 10 ya da 33 gün sonra HIV infeksiyonunu gösterir. Damardan alınan antijen ya da antikor testleri ise HIV infeksiyonunu riskli temastan 18-45 gün sonra ortaya çıkarır. Tüm tanılama sürecinde anti-HIV antikor olarak isimlendirilen madde aranır.
HIV enfeksiyonunu tedavi etmek adına çeşitli ilaçlar kullanılır. Bu ilaçların ortak yönü, kandaki virüs miktarını çok azaltmak ve bağışıklık sisteminin uzun süre korunmasını sağlamaktır. Ancak bu ilaç tedavisi ile HIV enfeksiyonu tamamen ortadan kaldırılamaz ve kişi bu ilaçları yaşamı boyunca kullanır. Peki AIDS'li hasta ne kadar yaşar? Kişi virüsü aldıktan 2 ya da 4 hafta sonra genel olarak geçici hastalık tablosu sergiler ve hastalığın oluşumu 8-10 yılı bulabilir. Ayrıca kişiye ileri evrede tanı konulmuşsa ortalama yaşam süresi 12-18 aydır.
“HIV hastalığı nedir? Nasıl teşhis edilir?” sorusunun yanıtlarından biri de ELISA testidir. “Anti HIV nedir?” sorusuna yanıt arayan ELISA testi ile bir antijen ve bir antikor arasındaki reaksiyon gösterilerek çeşitli hastalıklar tanılanır.