Soğuk hava bağışıklık sisteminizi baskılar. Bu da vücudunuz enfeksiyonlar karşısında güçsüz düşmesine ve hastalanmasına neden olur. Özellikle sonbahar, yaşanan viral hastalıkların en sık görüldüğü bir mevsimdir. Kolay bulaşan bu hastalıklar genel olarak çocukları, yaşlıları ve bağışıklık sistemi zayıf olan insanları etkiler. Bu nedenle genel sağlığa ve hijyene dikkat ederek korunma önlemlerinin alınması önemlidir. Sonbaharda en sık yaşanan 12 hastalık hakkında bilinmesi gerekenleri ve bu hastalıklar karşısında ne gibi önlemler alınması gerektiğini sizler için derledik.
Mevsimsel alerjiler, genellikle polen, küf ve hava değişimleriyle tetiklenir ve her yıl binlerce insanın yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Alerji belirtileri arasında burun tıkanıklığı, hapşırma, gözlerde kaşıntı ve hatta yorgunluk yer alır. Başlıca önleme yöntemleri aşağıdaki gibidir:
Soğuk algınlığı, genellikle burun akıntısı, boğaz ağrısı, hapşırma ve bazen de hafif ateşle kendini gösteren viral bir üst solunum yolu enfeksiyonudur. Yaygın olarak rinovirüs ve benzeri virüsler nedeniyle ortaya çıkar ve havaların soğumasıyla daha sık görülür. Çoğu insan soğuk algınlığını hafif atlatır ve belirtiler genellikle 7-10 gün içinde geçer. Ancak bağışıklığı zayıf bireylerde, çocuklarda veya yaşlılarda bu süre daha uzun olabilir.
Boğazda ağrı, burun akıntısı, düşük beden sıcaklığı, hapşırık, öksürme, tıkanma, baş ağrısı veya vücuta ağrısı gibi belirtiler gösterebilir. Başlıca önleme yöntemleri aşağıdaki gibidir:
Grip (influenza), influenza virüslerinin neden olduğu, özellikle kış aylarında sıkça görülen bulaşıcı bir solunum yolu enfeksiyonudur. Soğuk algınlığına göre daha ağır seyredebilir ve yüksek ateş, şiddetli halsizlik gibi belirtilerle kendini gösterir. Grip özellikle yaşlılar, çocuklar, hamileler ve bağışıklık sistemi zayıf kişilerde ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Gribin belirtileri genellikle enfeksiyondan 1-4 gün sonra ortaya çıkar ve birkaç hafta sürebilir. Yaygın grip belirtiler ise yüksek ateş (38°C veya üstü), şiddetli baş ağrısı ve kas ağrıları, halsizlik ve yorgunluk, kuru öksürük, boğaz ağrısı, burun akıntısı veya tıkanıklığı, titreme ve terleme şeklindedir. Korunma ve önleme yöntemleri aşağıdaki gibidir:
Boğaz ağrısı, genellikle boğazın iltihaplanması sonucu oluşan rahatsız edici bir durumdur. En yaygın nedenleri arasında viral enfeksiyonlar (soğuk algınlığı, grip) ve bakteriyel enfeksiyonlar (strep boğazı) yer alır. Boğaz ağrısı, çocuklar ve yetişkinlerde sıkça görülen bir şikayettir ve genellikle diğer semptomlarla birlikte ortaya çıkar. Boğaz ağrısı belirtileri kişiden kişiye değişebilir, ancak yaygın belirtiler Boğazda yanma veya gıcıklanma hissi, Yutkunma zorluğu, Kuru öksürük, Ateş (özellikle bakteriyel enfeksiyonlarda), Şişmiş lenf bezleri (boyun bölgesinde), Boğazda kızarıklık veya iltihap şeklindedir. Boğaz ağrısını önleme ipuçları ise aşağıdaki gibidir:
Norovirüs dünya genelinde mide bağırsak enfeksiyonlarına neden olan en yaygın virüslerden biridir. Genellikle "kış kusması" olarak adlandırılan bu virüs, yiyecekler, su veya kontamine yüzeyler aracılığıyla bulaşır. Norovirüs enfeksiyonu, genellikle kalabalık ortamlarda, gemilerde veya restoranlarda yayılır ve oldukça bulaşıcıdır.
Norovirüs enfeksiyonu, genellikle 12-48 saat içinde ortaya çıkan ani mide bulantısı, kusma, ishal ve karın ağrısı ile karakterizedir. Bu belirtiler, sıklıkla şiddetli dehidratasyona yol açabilir ve bazı kişilerde ateş, baş ağrısı ve kas ağrıları da görülebilir. Belirtiler genellikle 1-3 gün sürer ve birçok insan, hastalığın belirtileri geçtikten sonra bile bir süre virüsü başkalarına bulaştırma riskine sahiptir. Norovirüsten korunma yöntemleri aşağıdaki gibidir:
Akut kulak enfeksiyonları, genellikle orta kulakta meydana gelen ve bakteriyel veya viral enfeksiyonlardan kaynaklanan iltihaplanmalardır. Özellikle çocuklarda yaygın olarak görülen bu enfeksiyonlar, üst solunum yolu enfeksiyonlarının (soğuk algınlığı gibi) ardından sıkça ortaya çıkar. Kulak enfeksiyonları, kulakta sıvı birikimine yol açarak ağrı ve rahatsızlık hissi yaratır.
Akut kulak enfeksiyonunun başlıca belirtileri arasında kulak ağrısı, kulakta basınç hissi, işitme kaybı ve bazen de kulaktan sıvı gelmesi sayılabilir. Çocuklarda huzursuzluk, uyku sorunları, yüksek ateş, baş dönmesi ve kulak çekme gibi davranışlar da sıkça görülür. Bazı durumlarda, enfeksiyonun yayılması burun akıntısı veya boğaz ağrısı gibi üst solunum yolu belirtileriyle birlikte de kendini gösterebilir. Akut kulak enfeksiyonlarını önleme yöntemleri aşağıdaki gibidir:
Akut bronşit, bronşların iltihaplanması sonucu ortaya çıkan bir solunum yolu enfeksiyonudur. Genellikle viral enfeksiyonlar (soğuk algınlığı veya grip) nedeniyle gelişir ve soğuk havalar, sigara dumanı veya hava kirliliği gibi irritanlarla da tetiklenebilir. Akut bronşit, genellikle birkaç hafta içinde kendiliğinden geçer, ancak belirtileri rahatsız edici olabilir.
Akut bronşit belirtileri, genellikle bir üst solunum yolu enfeksiyonuyla başlar ve yavaş yavaş bronşların iltihaplanması ile devam eder. Başlıca belirtiler arasında sürekli bir öksürük, balgam üretimi (şeffaf, beyaz veya sarı renkte olabilir), göğüste sıkışma hissi, boğaz ağrısı ve hafif ateş yer alır. Ayrıca, bazı bireylerde hırıltılı solunum veya nefes darlığı da görülebilir. Belirtiler genellikle birkaç gün ile birkaç hafta arasında sürer ve zamanla azalabilir. Akut bronşiti önleme yöntemleri aşağıdaki gibidir:
Artrit, eklemlerde iltihaplanma ile karakterize edilen bir hastalıktır ve birçok farklı türü vardır. En yaygın artrit türleri arasında osteoartrit ve romatoid artrit bulunur. Osteoartrit, eklemlerdeki kıkırdağın aşınması sonucu ortaya çıkan bir durumdur, romatoid artrit ise bağışıklık sisteminin eklemlere saldırması sonucu gelişen otoimmün bir hastalıktır. Artrit, genellikle yaşla birlikte artan bir rahatsızlık olup, eklemlerde ağrı, şişlik ve hareket kısıtlılığına neden olabilir.
Artrit belirtileri, hastalığın türüne ve şiddetine bağlı olarak değişebilir, ancak genellikle eklemlerde ağrı, şişlik, sertlik ve hareket kısıtlılığı ile kendini gösterir. Özellikle sabahları uyanıldığında eklemlerde sertlik hissi, gün içinde azalma eğilimindedir. Ayrıca, bazı artrit türleri, eklemler dışında yorgunluk, ateş ve genel vücut rahatsızlığı gibi sistemik belirtiler de gösterebilir. Belirtiler genellikle zamanla kötüleşebilir ve günlük aktiviteleri zorlaştırabilir. Artriti önleme uöntemleri aşağıdaki gibidir:
Sinüzit, sinüslerin iltihaplanması sonucu oluşan bir rahatsızlıktır ve genellikle soğuk algınlığı, alerji veya üst solunum yolu enfeksiyonları sonrası gelişir. Sinüsler, burun boşluğuna açılan hava dolu boşluklardır ve burun içinde mukus üretimi ile nemlenmeye yardımcı olurlar. Sinüzit, akut (kısa süreli) veya kronik (uzun süreli) biçimde ortaya çıkabilir ve genellikle baş ağrısı, yüz ağrısı ve burun tıkanıklığı gibi rahatsız edici belirtilerle seyreder.
Sinüzit belirtileri arasında burun tıkanıklığı, kalın burun akıntısı (genellikle sarı veya yeşil renkte), yüz ağrısı ve basınç hissi, baş ağrısı, ağız kokusu, diş ağrısı ve bazen ateş bulunur. Sinüzit, ayrıca genel olarak halsizlik, öksürük ve boğaz ağrısına da neden olabilir. Belirtiler genellikle birkaç gün içinde başlar ve bir haftadan daha uzun sürerse, tıbbi müdahale gerektirebilir. Sinüziti önleme yöntemleri aşağıdaki gibidir:
Astım, hava yollarının iltihaplanması ve daralması sonucu oluşan kronik bir solunum yolu hastalığıdır. Astım, genellikle alerjenler, hava kirliliği, egzersiz, soğuk hava ve stres gibi tetikleyicilerle alevlenebilir. Bu durum, solunum zorluğu, öksürük, hırıltılı solunum ve göğüste sıkışma hissi gibi rahatsız edici belirtilere yol açar.
Astım belirtileri, kişiden kişiye değişebilir ve zaman zaman alevlenme gösterir. Genel olarak, astım hastaları öksürük, özellikle gece veya sabahları, nefes darlığı, hırıltılı solunum ve göğüste baskı hissi yaşarlar. Bu belirtiler, astım atakları sırasında daha da kötüleşebilir. Alerjenlere veya tetikleyicilere maruz kalma durumunda, belirtiler genellikle aniden ortaya çıkar ve kişinin günlük yaşamını etkileyebilir. Astımı önleme yöntemleri aşağıdaki gibidir:
D vitamini eksikliği, vücudun yeterli D vitamini seviyesine ulaşamaması durumudur. D vitamini, kemik sağlığını koruma, bağışıklık sistemini destekleme ve hücre büyümesini düzenleme gibi önemli işlevlere sahiptir. Güneş ışığı, D vitamini sentezinin ana kaynağıdır; bu nedenle, yeterli güneş ışığı almayan kişilerde eksiklik riski artar. D vitamini eksikliği, osteoporoz, osteomalazi ve bağışıklık sistemi zayıflığı gibi sağlık sorunlarına yol açabilir.
D vitamini eksikliğinin belirtileri genellikle hafif başlar ve zamanla daha belirgin hale gelebilir. Bu belirtiler arasında yorgunluk, kas zayıflığı, kemik ağrıları, sıklıkla enfeksiyon geçirme, depresyon ve ruh hali değişiklikleri yer alır. Ayrıca, çocuklarda D vitamini eksikliği raşitizme yol açarak, kemiklerin yumuşamasına ve deformasyonlara neden olabilir. D vitamini eksikliği, genel sağlık üzerinde olumsuz etkilere yol açabileceğinden, belirtilerinin göz ardı edilmemesi önemlidir. D vitamini eksikliğini önleme yöntemleri aşağıdaki gibidir:
Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu (MDB), mevsimlerin değişmesiyle ilişkilendirilen bir depresyon türüdür. Genellikle sonbahar ve kış aylarında daha sık görülür ve güneş ışığının azalması, serotonin seviyelerindeki değişiklikler ve melatonin üretimindeki artış gibi faktörlerle ilişkilendirilir. Bu durum, günlük yaşamı olumsuz etkileyebilir ve tedavi edilmediğinde ciddi sonuçlara yol açabilir.
Mevsimsel duygudurum bozukluğu belirtileri, genellikle mevsim geçişlerinde ortaya çıkar ve çoğunlukla kış aylarında belirginleşir. Bu belirtiler arasında düşük enerji, aşırı uyuma isteği, ruh hali dalgalanmaları, konsantrasyon güçlüğü, ilgi kaybı, iştah değişiklikleri (genellikle aşırı yeme) ve sosyal çekilme yer alır. MDB, depresyonun diğer formlarında olduğu gibi umutsuzluk hissi ve değersizlik duygularıyla da kendini gösterebilir. Bu belirtiler, kişilerin günlük yaşamlarında zorluk yaşamalarına neden olabilir. Mevsimsel duygudurum bozukluğunu önleme yöntemleri aşağıdaki gibidir:
Sonbahar, hava sıcaklıklarının düşmesi, günlerin kısalması ve alerjenlerin artması gibi faktörlerle birlikte bazı sağlık sorunlarının yaygınlaştığı bir dönemdir. Bu dönemde grip, soğuk algınlığı, alerjik reaksiyonlar ve diğer mevsimsel hastalıkların önlenmesi için alınabilecek önlemler bulunmaktadır. İşte sonbahar hastalıklarını önlemek için yapılması gerekenler:
Sonbahar hastalıklarını önlemek için bu öneriler, sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek ve mevsimsel değişikliklere hazırlıklı olmak açısından önemlidir. Bu önlemler, hastalıklara karşı korunma sağlar ve genel sağlık durumunu iyileştirir.