444 3 703

Meme Kanseri Tedavi Süreci ve Sonrası Bunlara Dikkat!

1 Yorum Bilgi Talep Formu

Meme dokusundaki süt kanallarında bulunan, süt üretiminden sorumlu olan hücrelerin kontrolsüz çoğalması ile kanser gelişir. Bu durumun tedavisinde erken tanı önemlidir. Erken tanı ile başlatılan tedavi sürecinde de beslenme, egzersiz ve stres yönetimi bir bütündür. İşte meme kanseri tedavi süresince ve sonrasında dikkat edilmesi gereken noktalar aşağıdaki gibidir:

Beslenme

İdeal kiloyu koruma ve dengeli beslenme, kanserden korunmada dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biri. Yapılan araştırmalar, beslenmenin kanser tedavisi üzerinde olumlu etkisi olduğunu göstermekte. Amerikan Kanser Araştırmaları Derneği, ideal kiloda olmanın kanserden korunmada en önemli nokta olduğu söylemekte. Meme kanseri tanısı alan ve tedavisi gerçekleştirilen hastaların kilo alması, kanserin tekrar etme riskini de artırır. Menopoz dönemi sonrası aşırı yağ tüketen kişilerin bu alışkanlığı bırakması kanser yaşanma riskini azaltır. Omega-3 zengini beslenme de bu riskin azalmasını sağlar.

Meme kanseri belirtileri ile başlatılan tedavi sürecinde hastanın vücudu normalden daha fazla enerji harcar. Ancak hasta iştahsızlık yaşamaya başladığından kilo kaybı yaşanır. Hastanın tedavi sürecinde yaşanacak kilo kaybı ise istenmeyen bir durumdur. Bu nedenle hastanın iştahsızlığı söz konusu olduğunda kısa aralıklarla küçük porsiyonlar ile beslenme modeli önerilebilir. Bu süreçte sevilen besinler hastanın beslenme rutininde yer almalıdır. Ancak kızartma, şarküteri ürünleri, yağlı, hazır ve şekerli gıdaların bu besinler arasında olmamasına dikkat edilmelidir. Beslenmeye çorba, bulgur pilavı ya da makarna gibi karbonhidrat kaynağı besinle başlanmalı ve hastanın iştahı toplandığında da balık, et ya da tavuk gibi protein kaynağı besinler beslenmeye dahil edilmelidir. Hastaya hızlı enerji vermesi adına da süt, meyve, bisküvi, pekmez ya da bal eklenerek blenderdan geçirilebilir. Böylelikle yüksek kalorili bir içecek tüketimi sağlanabilir.

Bu süreçte hastanın kızartma, yağlı, ekşi ve acılı yemeklerden uzak durması mide bulantılarının azalması adına önemlidir. Bunun yanında gazoz, kola, kahve ve çay gibi içeceklerden de uzak durulmalıdır. Mide bulantılarına karşı porsiyonlar küçültülmeli, hasta 6 ya da 8 öğün tüketmelidir. Grisini-galeta, tuzlu leblebi, beyaz peynir ve fıstık gibi besinler de bulantıyı azaltıcı etkisi ile bu süreçte tüketilebilir.

Hastanın kabızlığını önlemek için günde 2-2,5 litre su içmesi be lifli besinler tüketmesi önemli. Ekmeklerde çavdar ekmeği, tam buğday, sebze ve meyve her gün tüketilmelidir. Kemoterapi alan hastaların beyaz kan hücresi sayısında azalma varsa hasta meyve ve sebzeleri pişmiş tüketmelidir. Tedavide yaşanabilen ishale karşı haşlanmış patates, beyaz ekmek, yoğurt, pirinç lapası, soyulmuş şeftali, elma, havuç tüketilmelidir.

Meme kanserinde beslenme sürecinde aşağıdaki noktalara ayrıca dikkat edilmelidir:

  • Meme kanseri kemoterapi ilaçlarıyla etkileşimi nedeniyle greyfurt tüketilmemelidir.
  • Ağızda yaralar olması durumunda sıcak besinler, ekşi, acı ve yağlı besinlerden uzak durulmalıdır.
  • Mide bulantısını artıran etkisi nedeniyle çay, kahve, kızartma tüketilmemelidir.
  • Hastanın beyaz kan hücre sayısında düşme varsa meyve ve sebzeler çiğ tüketilmemelidir.

Kemoterapi ile uygulanan tedavi sürecinde hastanın bağışıklık sistemi baskılanır. Bu durumda da hasta enfeksiyonlara açık hale gelebilir. Bu riski azaltmak adına meyve ve sebzeler sirkeli suda bekletilerek bol su ile yıkanmalıdır. Bağışıklık sistemini desteklemek adına A,C,E vitamini içeren sebze, meyveler tüketilmelidir. Omega 3 yağ asidi içeren balık, semizotu ve ceviz gibi besinlerle antioksidan alınabilir.

Meme kanseri tedavi sürecinde bağışıklığı güçlendirecek besinler:

  • Ceviz, badem, fındık gibi sert kabuklu meyveler
  • Havuç, bal kabağı, Trabzon hurması, kayısı gibi turuncu meyve ve sebzeler
  • Günde 10 gram keten tohumu

Egzersiz

Egzersiz, meme kanseri tedavisi ve sonrası için tavsiye edilir. Kanser tedavi süresince ve tedavi sonrasında egzersizin önerilmesindeki temel amaç, hastanın kısa sürede rutin hayatına dönmesini sağlamaktır. Egzersiz sayesinde hasta eklem ve kaslarına hareket etme yeteneğini kazandırır, akciğer ve kalp kapasitesini artırır, tansiyonunu düzenler, lenf sıvı dolaşımını artırır ve kolda lenfödem oluşumunun önüne geçer, ameliyat sonrası yaşanabilecek omuzdaki hareket kısıtlılığını engeller, yorgun ve zayıf olma durumunu gidererek daha iyi hisseder.

Tedavi Sonrası Tetkikler

Kanser, tedavi sonrasında yok edilmiş olarak kabul edilir. Ancak vücutta kalan ve bilinen görüntüleme yöntemleriyle belli olmayan kanser hücreleri nedeniyle hastalık nüks edebilir. Bu nedenle hasta meme kanseri tedavisi sonrası tetkiklerle yakında takip edilir ve erken tanı amaçlanır.

Tedavi sonrası tetkikler ilk 3 yılda 3 ayda 1, 4. ve 5. yıllarda 6 ayda bir, 5. yıldan sonra ise yılda 1 fiziki muayene ve mamografi şeklinde önerilir.

Radyoterapi alan hastaların her yıl düzenli olarak akciğer grafisi çekilmesi gerekir. Uygulanan hormon tedavisi sırasında ve tedavinin sonrasında uygulanan hormon tedavisinin rahim kanseri riskini artırma durumu nedeniyle hasta her yıl kadın doğum muayenesine gitmelidir. Bunun yanında tedavide alınan aromataz inhibitörleri ilaç grubu, hastanın kemik yoğunluğunun azalmasına neden olabilir. Bu nedenle kemik yoğunluğu her yıl ölçülmelidir.

Tedavi Sonrası İçin Gebelik Planlama

Başarılı geçen bir kanser tedavisi sonrasında gebeliğin kanser riskini artırmadığı belirtilenler arasında. Ancak genç yaştaki hastalar genel olarak gebeliği düşünmez. Genç yaştaki meme kanseri hastalarında gebeliğin düşünülmemesinin nedenleri ise kanserin devam etmesi ve ölme korkusu, radyoterapinin bebeğe vereceği yan etkiler, bebekte de kanser görülme riskinin düşünülmesi ve bebeğe bakma stresi bulunur. Hastalığın yeniden ortaya çıkması 2-3 yıl içinde görülür. Bu nedenle gebelik için hastalardan bu sürenin beklenmesi istenir.

Meme Kanseri Tedavi Süreci Hastanın Yaşamını Nasıl Etkiler?

Kanser tanısı ve tedavisi hastanın yaşamında büyük değişimlerin yaşanmasına neden olur. Hastanın tedavi sürecinde bazı alışkanlıkları değiştirmesi gerekebilir. Bu değişim sürecinde hastalar uyum sorunları ve stres yaşayabilir. Bu süreçte hastalar genellikle mutsuz, gergin, huzursuz ve endişeli hissediyorsa, hayatındaki sorunları çözemediğini düşünüyorsa, öfkesini kontrol etmede zorluk yaşıyorsa sürece psikolojik destek alarak daha sağlıklı bir süreç geçirebilir. Alınan destek sayesinde hasta korkularından arınarak yaşam kalitesini yükseltebilir.

Gebelikte Meme Kanseri Tanısı ve Emzirme

Memede kanseri tedavisi her kadında benzer aşamaları içerir. Bu nedenle alınması gereken tedavi gebelik nedeniyle ertelenmemelidir. Radyoterapi ve kemoterapinin gebelik için risk yaratmadığı ve hızlı seyirde ilerleyen kanser yaşanmadığı sürece gebeliğin sonlandırılması gerekmez.

Doğum yapan ve kemoterapi alan annelerin bu süreçte bebeklerini emzirmemesi önemlidir. Bunun yanında kemoterapi sonrasında emzirmenin sorun yaratmadığı belirtilenler arasında. Radyoterapi, memede süt üretiminde azalmaya neden olan değişimler yaratabilir. Ancak meme koruyucu cerrahi ile ameliyat edilmiş memede, cerrahi sınıra göre değişiklik göstermekle birlikte memede süt üretiminin azalmadığı bilinmektedir. Gebelik döneminde geçirilen meme kanseri hakkında daha detaylı bilgi edinmek için gebelikte meme kanseri başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz.

Bilgi talep formunu doldurarak Büyük Anadolu Hastaneleri tarafından uygulanan meme kanseri tedavisi ile ilgili merak ettiklerinizi öğrenebilirsiniz.

Web ve Tıbbi Yayın KuruluGüncellenme Tarihi: 15.03.2024 13:56Yayınlanma Tarihi: 17.12.2022 00:00
1 Yorum

26 Haziran 2023 tarihinde
Zeynep Tünçay

Meme kanseriyim 6. Kemoterapi mi aldım bu dönemde deniz ve güneş benim için ne derece sakıncalı öğernebilirmiyim teşekkür ederim

Büyük Anadolu Hastaneleri
27 Haziran 2023 tarihinde

Merhaba. Öncelikle size göstermiş olduğunuz güven için teşekkür ederiz. Meme kanseri tedavisi sürecinde deniz ve güneşe maruz kalmak, cilt hassasiyetine ve rahatsızlıkların artmasına neden olabilir. Tedavinizin bitiminden sonra bile en az 1 yıl boyunca tedavi gören bölgenin güneş ışığından korunması önerilir. Bu süre sonrasında bile cildinizde hassasiyet devam edebilir ve bu durumda yüksek koruma faktörlü güneş kremleri kullanarak güneşten korunmanız gerekebilir. Kemoterapi almakta olan hastaların güneşe maruz kalmaması önerilse de zorunlu hallerde yüksek koruma faktörlü kremler kullanmaları tavsiye edilir. Ancak denize girmenizde sakınca bulunmamaktadır. Havuza nazaran daha steril olan denizde yüzmenizi öneriyoruz.

Yorum Ekle


KATEGORİLER
Bilgi Talep Formu

Bilgi almak için formu doldurun!