Altıncı hastalık, Herpes grubu virüslerin sebep olduğu döküntülü çocukluk çağı hastalıklarından biridir. 6 ay ile 2 yaş arasındaki çocuklar etkileyen bu hastalık, daha büyük yaştaki çocukları ve yetişkinleri daha az etkiler. Tıp literatüründe Roseola Infantum olarak da adlandırılan hastalığın enfeksiyonu genellikle hafif seyreden belirtiler yaratır. Vücudun birçok bölgesinde kırmızı döküntü ve yüksek ateş en önemli belirtileridir. Uygulanan tedavi ise bu belirtileri hafifletmeye yöneliktir.
“Altıncı hastalık nedir?” diye merak ediyorsanız genellikle bebek ve küçük çocukları etkileyen yaygın bir viral enfeksiyon olduğunu bilmelisiniz. Vücutta kırmızı döküntüler ve birkaç gün boyunca süre ateşe neden olur.
Altıncı hastalık herpes ailesinden virüslerin ve uçuk etkeni virüslerin neden olduğu bu hastalıktır.
Roseola ile enfekte bir hastayla temas ile vücuda alınır. Enfeksiyonun belirti yaratması da 1-2 haftayı bulur ve bu süreç inkübasyon periyodu olarak adlandırılır. Çocuk ve bebeklerde altıncı hastalık belirtileri aşağıdaki gibidir:
Ateşin düşmesi ile vücutta yama ve küçük pembe lekeler şeklinde kırmızı döküntüler belirir. Döküntülerden bazılarının yüzeyi genellikle düz olsa da bazıları pürüzlü bir görüntüde olabilir. Bu döküntüler genellikle karın bölgesi, sırt, göğüs bölgesinde başlayarak kol ve boyunlara yayılır. Döküntüler yüzde ya da bacakta görülmeyebilir. Üstelik bu döküntüler kişide rahatsızlık ya da kaşıntı hissi yaratmadan en fazla 2-3 gün içinde kaybolur.
Altıncı hastalık da viral hastalıklar ve soğuk algınlığı gibi insandan insana bulaşır. Hasta kişilerin solunum yolu salgıları ya da tükürüğü ile temas gerçekleştiğinde bulaşma da başlar. Bu nedenle zayıf bağışıklık sistemine sahip olan kişiler enfeksiyonu geçiren kişiyle temas ettiğinde mutlaka doktora gitmelidir.
Yüksek ateş, deride kırmızı döküntüler altıncı hastalık belirtileri arasındadır. Bu belirtiler neticesinde herhangi bir laboratuvar testi kullanılmadan tanı konulur. Ancak immün yetmezliği olan ya da klinik seyre sahip hastalar için farklı kan testleri de kullanılabilir.
Altıncı hastalık tedavisi çocuk doktorları ya da aile hekimleri tarafından gerçekleştirilebilir. Genellikle iyi huylu seyrettiğinde tedavi sürecinde nadiren enfeksiyon hastalıkları uzmanına ihtiyaç duyulur. Uygulanan tedavi ile belirtilerin kontrol altına alınması hedeflenir. Virüslerin oluşturduğu bir enfeksiyon olması nedeniyle tedavide antibiyotik kullanılmaz.
Hastalığı evde atlatmak adına yapılabilecekler ise aşağıdaki gibi özetlenebilir:
Yüksek ateşi olan çocuklar rahat olmalı ve kalın giydirilmemelidir. Ilık su ile banyo ateşin 1 – 1,5 derece düşmesine yardımcı olur. Çocuğun banyoda titremesi durumunda banyo suyunun sıcaklığı biraz yükseltilmelidir. Bunun yanında çocuğun koltuk altları ve kasıklarına ılık suyla ıslatılmış havlu ile ılık uygulama yapılabilir.
Genellikle hafif belirtilerle seyreden bu hastalıkta tamamen iyileşme yaklaşık 7 gün sonradır. Bu nedenle komplikasyonlar nadirdir. Roseola infantum enfeksiyonu nedeniyle en sık görülen komplikasyon ise ateş ve ateşe bağlı havaledir. Vücut ısısının hızlı yükselişi nedeniyle çocukta nöbet görülebilir. Nöbet anında kısa süreli bilinç kaybı, bacak ve kolların istemsiz hareketi, bağırsak ve mesane kontrolünün geçici kaygı gibi bulgular yaşanabilir. Çocuğunuzda ateşe bağlı nöbet gelişmesi durumunda 112’yi arayarak acil yardım istemelisiniz. Ebeveynler için korkutucu olsa da küçük yaştaki çocuklarda yaşanan bu türden nöbetler genelde kısa sürer ve nadiren zararlıdır.
Çocuklarda altıncı hastalık ve roseola durumunu önleyen herhangi bir aşı henüz yok. Ancak hastalıktan korunmak adına enfekte insanlarla temas etmekten kaçınmak mümkün. Bu sebeple enfekte çocuğun ateşi inene kadar diğer çocuklar ve bağışıklığı zayıf bireylerle temas etmemesi önemli. Bu süreçte roseola hastası çocuğa bakım veren yakınların ve ebeveynlerin hastalığı bir başkasına bulaştırmamak adına ellerini sık sık yıkamaya özen göstermesi gerekmekte. Yine bu süreçte evdeki yüzeylerin antimikrobiyal spreylerle silinmesi de önemli. Enfeksiyon riskini azaltmak için çocuklara öksürüp ya da hapşırırken mendil kullanma ve mendili çöpe atma alışkanlığı da kazandırılmalı. Son olarak enfekte tükürüğe maruz kalmamak adına da bardak, kaşık, tabak gibi eşyalar bir başkasıyla paylaşılmamalı.