Osteoartrit günümüzde dünya genelinde milyonlarca insanın yaşam kalitesini olumsuz etkileyen ve pek çok kişi tarafından yaşlılık hastalığı olarak kabul edilen yaygın bir eklem rahatsızlığıdır. Peki osteoartrit nedir? Hangi nedenlerle ortaya çıkar? Kireçlenmeye ne iyi gelir? Konu hakkında bilmeniz gerekenleri sizler için derledik:
“Osteoartrit nedir?” sorusu merak edenler için şu şekilde yanıtlanabilir:
Kireçlenme olarak bilinen kemik hastalığı olan osteoartrit, dejeneratif bir eklem hastalığıdır ve sıklıkla 50 yaş üzerindeki kişilerde görülür. Osteoartrit kemiklerin sürtünmesine neden olarak kireçlenme ağrısı, şişlik ve hareket kabiliyetinde azalmaya yol açabilir. Genellikle yaşlılarda görülen osteoartrit (kireçlenme), birçok faktöre bağlı olarak gelişebilir. Eklem bölgelerinde meydana gelen bu dejeneratif rahatsızlık özellikle ellerde, dizlerde, kalça ve omurga bölgesinde sıklıkla görülür. Kireçlenme olan bölgelerde hareket esnasında krepitasyon adı verilen özel bir ses duyulabilir ve bu durum da doğru teşhis konulmasında yardımcı olur.
Peki kireçlenme neden olur? Kireçlenmenin nedenleri aşağıdaki gibidir:
Osteoartrit belirtileri arasından en yaygın olanı ağrıdır. Hastalar genellikle hareket ettikçe ve eklemler üzerine baskı uyguladıkça artan bir ağrıdan şikâyet eder. Ayrıca sabahları ilk kalktıklarında veya uzun süre hareketsiz kaldıktan sonra eklemlerde sertlik hissi yaşanabilir. Bu sertlik genellikle hareket ederek azalır. Kireçlenme belirtileri arasında bir diğeri de şişmedir. Bazı osteoartrit vakalarında eklemlerde şişme görülebilir. Eklemlerin çevresindeki dokuların iltihaplanması sonucu ortaya çıkan bu şişkinlik rahatsızlık ve hareket kısıtlılığına yol açabilir. Aynı zamanda etkilenen eklemde şekil bozuklukları fark edilebilir örneğin parmak eklemlerinde büyümeler (nodüller) oluşabilir. Kireçlenmenin bir diğer belirtisi ise eklem hareketi sırasında çatırdayan veya gıcırdayan seslerdir. Bu tür sesler genellikle zararsızdır ve ağrıya neden olmaz ancak bazı durumlarda rahatsız edici olabilir. Osteoartrit nedeniyle eklemlerde meydana gelen hasar ve iltihaplanma, güç kaybına ve kas zayıflığına yol açabilir. Bu durum özellikle bacaklardaki büyük eklemleri etkileyen vakalarda dikkate değerdir ve hastaların denge problemleri yaşamasına sebep olabilir.
Kireçlenme tedavisi için doğru tanı önemlidir. Osteoartrit tanısı konulması süreci öncelikle hastanın doktoruna başvurarak yaşadığı belirtileri anlatması ile başlar. Doktor hastanın şikayetlerini dinledikten sonra fiziksel muayene ve birtakım testler yaparak ve osteoartrit radyolojik bulgular ile osteoartrit teşhisi koyabilir. Fiziksel muayenede doktor eklemlerde şişlik, hassasiyet ya da hareket kısıtlılığı gibi belirtilerin olup olmadığını kontrol eder. Ayrıca eklemin şekline ve hareket açısına bakarak olağan dışı durumların varlığını tespit etmeye çalışır. Osteoartritin neden olduğu tipik işaretlerden biri olan krepitasyon sesini duymak için de eklemin üzerinde hafif basınç uygulayarak hareket ettirebilir.
Osteoartrit tanısı kesinleştirmek için doktorlar genellikle ek olarak röntgen çekimi isteyebilir. Röntgen sayesinde eklemlerdeki kıkırdak kaybı ve kemik yapılarındaki değişim gözlemlenebilir. Bazı durumlarda daha detaylı inceleme gerektiğinde ise manyetik rezonans görüntüleme (MR) yöntemine başvurulabilir. Laboratuvar testleri de osteoartrit tanısında yardımcı olabilir. Kan ve sinovyal sıvı örnekleri başka hastalıkların varlığını kontrol etmek ve osteoartritin şiddetini belirlemek için incelenebilir. Özellikle iltihaplı artrit gibi diğer eklem rahatsızlıklarından ayırt etmek adına bu testler önem taşır.
Peki kireçlenme nasıl geçer? Osteoartrit tedavisi yaşam tarzı değişiklikleri, ilaçlar, fiziksel terapi ve cerrahi yöntemler gibi bir dizi yaklaşımla gerçekleştirilir. Tedavi sürecinin ana hedefi ağrıyı azaltmak, hareket kabiliyetini artırmaktır. Kilo vermek eklemlere binen yükü azaltarak osteoartritin seyrini yavaşlatır ve ağrının hafiflemesine yardımcı olur. Ayrıca düzenli egzersiz yapmak esnekliği artırır, kas gücünü geliştirir ve eklem sağlığına faydalıdır. Yüzme ve bisiklet sürme gibi düşük etkili sporlar osteoartrit hastaları için özellikle iyi seçeneklerdir. İlaçlar da osteoartrit tedavisinde önemlidir. Ağrı kesiciler ve anti-inflamatuar ilaçlar ağrıyı hafifleterek rahatlama sağlar. Dilerseniz doktorunuzun tavsiyesi doğrultusunda reçetesiz satılan ağrı kesicileri kullanabilirsiniz. Bununla birlikte bazen reçeteli ilaçlara da başvurulabilir.
Fiziksel terapi ise hastaların hareket kabiliyetini artırmaya ve kas gücünü geliştirmeye yönelik çalışmalar içerir. Bu süreçte fizyoterapistler hastalara özel egzersiz programları hazırlar ve uygulanması konusunda destek sağlar. Ayrıca koltuk değnekleri ve yürüyüşe yardımcı cihazlar da kullanarak hareket yeteneğini iyileştirebilirsiniz. Cerrahi yöntemler diğer tedavi seçenekleri yetersiz kaldığında devreye girer. Eklem protezi ve artroskopik cerrahi gibi işlemler ile eklemin hasar gören kısımları onarılır veya değiştirilir. Cerrahi müdahale genellikle uzun vadeli rahatlama ve daha iyi bir yaşam kalitesi sunar.
Kireçlenme ameliyatı düşünülen önemli durumlar bulunur. Bu süreçte doktorunuz ve siz değerlendirmeler yaparak doğru zamanda müdahale etmek için planlarınızı şekillendirebilirsiniz. Ameliyatın ne zaman yapılacağına dair birkaç kritik faktör bulunmaktadır. İşte bu faktörler:
Osteoartrit romatoid artrit farkı şu şekilde özetlenebilir:
Osteoartrit ve romatoid artrit; eklemleri etkileyen fakat farklı nedenlere sahip olan iki ayrı hastalıktır. Osteoartrit ve romatoid artrit en önemli fark bu hastalıkların nedenleridir. Osteoartrit eklem kıkırdağının zamanla yıpranması sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Bu yıpranma genellikle yaşlanma, eklem üzerinde aşırı stres ve bazı spor aktiviteleri gibi faktörlerle ilişkilidir. Romatoid artrit ise bağışıklık sisteminin eklemlere zarar veren otoimmün bir hastalıktır. Burada bağışıklık sistemi kendi vücut hücrelerine saldırarak iltihaplanmaya yol açar.
Belirti açısından da osteoartrit ve romatoid artrit arasında belirgin farklar bulunu. Osteoartritte tipik olarak eklem ağrısı, şişlik ve hareket kabiliyetinde azalma görülürken romatoid artritte ise sabahları daha fazla hissedilen eklem tutukluğu, simetrik olarak birden fazla eklemin iltihaplanması ve zaman içinde eklem deformasyonu gibi belirtiler ortaya çıkar. Tedavi yaklaşımları açısından da osteoartrit ve romatoid artrit arasında farklılıklar bulunur. Osteoartrit tedavisinde ağrıyı hafifletmek ve hareket kabiliyetini artırmak için fizik tedavi, kilo verme, uygun osteoartrit egzersizleri ve ağrı kesici ilaçlar kullanılırken romatoid artrit tedavisinde ise bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar, kortikosteroidler ve antiinflamatuar ilaçlar kullanılabilir. Romatoid artritte erken teşhis ve tedavi çok önemlidir çünkü hastalığın ilerlemesini durdurmak için mümkün olan en kısa sürede kontrol altına alınması gerekir.
Bilgi talep formu doldurarak osteoartrit tedavisi hakkında bilgi edinebilirsiniz.
Kireçlenmeye iyi gelen yiyecekler; somon, sardalya ve uskumru gibi yağlı balık türleri, yeşil yapraklı sebzeler, zeytinyağı, tam tahıl ürünleri, sarımsak, soğan, kalsiyum zengini besinler, turpgiller, ceviz, badem ve fındıktır. Kireçlenme tedavisine destek olarak bu yiyecekleri tüketmek önemlidir ancak doktorunuzun önerdiği tedavi yöntemlerini uygulamadan sadece beslenmeyle sonuç almak zordur. Beslenme düzeninizi iyileştirmenin yanı sıra doktorunuzun tavsiyelerini de dikkate alarak kireçlenme şikayetlerinizin hafiflemesine katkıda bulunabilirsiniz.
Kireçlenme eklem ve kemik sağlığı üzerinde olumsuz etkilere sahip olan bir durumdur. Bu rahatsızlığı önlemek için dengeli ve sağlıklı beslenme, yeterli su tüketimi, egzersiz ve fiziksel aktivite, ideal kiloyu koruma, eklemleri zorlayacak hareketlerden kaçınma, düzenli doktor kontrolü gibi adımları izlemeniz önerilir.
Kireçlenmeye neden olan hastalıklar osteoartrit, romatoid artrit, gut hastalığı, psöriyatik artrit, ankilozan spondilit, lupus şeklinde sıralanabilir. Bu ve benzeri durumlar eklemlerde aşınma, hasar ve sonunda kireçlenme oluşumuna yol açarak hareket kabiliyetini sınırlayabilir ve yaşam kalitesini düşürebilir. Bu nedenle özellikle risk altındaki kişilerin erken tanı ve uygun tedavi süreçlerine başlamaları önemlidir.