Dünya genelinde büyük bir etki yaratan Covid-19, akciğere inmesi ile de dikkatleri çekmekte. COVID-19 enfeksiyonu akciğerlere etkisi hafif zatürre veya zatürre olmayan durumlar şeklinde seyreden %81 oranında hafif vakalarla karşımıza çıkar. Bunun yanı sıra hastaların %14'ünde oksijen düşüklüğü, nefes darlığı ve akciğer görüntülemesinde %50'den fazla tutulum gözlemlenen ileri hastalık durumları söz konusudur. %5 oranındaki hastada ise solunum yetmezliği, çoklu organ yetmezliği gibi kritik belirtiler ortaya çıkabilir.
Bilindiği gibi akciğerler vücudun en önemli organlarından biri ve solunum sisteminin merkezi. Bu nedenle Covid-19 virüsünün akciğerleri hedef alması oldukça ciddi bir durum. Bu nedenle covid vaka sayısı arasında kimlerin risk altında olduğunu bilmek farkındalık yaratmak adına önemli. Yazımızda Covid-19 virüsünün akciğere inmesinin ne olduğunu, hangi grupların daha fazla risk altında olduğunu ve bu durumla başa çıkmak için covid aşısı yaptırmanın yanı sıra neler yapabileceğimizi ele alacağız.
COVID-19'un kritik bir hastalık için risk faktörleri yaş, altta yatan hastalık varlığı ve aşılama durumuna bağlı olarak değişir. Yaş kritik hastalık gelişimi için önemli bir risk faktörüdür ve 20-29 yaş arası hastaların hastaneye yatış oranı %1 iken 50-59 yaş arasında olan covid tablosu oranı %4'e ve 80 yaş üzerinde ise %18'e kadar çıkar. Ölüm oranları da yaşla birlikte artar. Kritik hastalık için risk faktörü olabilecek altta yatan hastalıklar ise astım, kanser, beyin damar hastalıkları, böbrek yetmezliği, kronik akciğer hastalıkları, karaciğer hastalıkları, şeker hastalığı gibi metabolik sendromlar ile doğumsal veya edinsel bağışıklık sistemi bozukluklarıdır. Ayrıca psikojenik rahatsızlıklar (depresyon, şizofreni), Alzheimer gibi nörolojik hastalıklar, obezite, fiziksel inaktivite (hareketsizlik), gebelik süreci, sigara içme alışkanlığı, organ nakli yapılan hastalar, verem ve kortizon veya diğer bağışıklık sistemini baskılayan ilaç kullanan hastalar da kritik hastalık risk faktörleri arasındadır.
Hastalarda covid 19 akciğer tutulumu olduğunda ateş, öksürük, nefes darlığı ve iki taraflı akciğer tutulumu gibi belirtiler görülebilir. COVID-19'u diğer enfeksiyonlardan net bir şekilde ayırt edecek belirli bir semptom bulunmaz. Ancak özellikle şikayetlerin başlangıcından yaklaşık bir hafta sonra ortaya çıkan nefes darlığı, COVID-19'lu olma ihtimalini artırabilir. Hafif veya orta düzeyde hastalığı olan COVID-19 hastalarında ileri yaşta olanlar veya altta yatan rahatsızlıkları olanlar gibi ilerleme riski taşıyan hastalar için özel tedaviler önerilebilir. Ancak risk faktörü olmayan hastalarda bile olsa belirti varsa bile özel tedavi önerilmez. Ayrıca hiçbir belirtisi veya şikâyeti olmayan hastalara da özel tedavi uygulanması tavsiye edilmez.
Ayaktan tedavi edilen hastalarda inhaler kortizon veya hap şeklinde kortizon kullanımı tavsiye edilmez. Antibiyotik kullanımı sadece COVID-19 tanısı kesin değilse veya yeni enfeksiyon varsa önerilir. COVID-19 öncesinde kan sulandırıcı tedavisi alan hastalar COVID-19 enfeksiyonu olduğunda bu tedavilerine devam etmelidir. Ancak COVID-19 tanısı alan ve ayaktan tedavi edilen hastalarda rutin olarak kan sulandırıcı tedavisi önerilmez. Ayaktan takip edilen hastaların bol su içmeleri, ateş ve kas/baş ağrıları için öncelikle parasetamol (PAROL) kullanmaları önerilir. Yetersiz kalındığı durumlarda steroid olmayan anti-inflamatuar ilaçlar (NSAID) kullanılabilir.
COVID-19 hastalığının akut tanısı semptomların başlangıcından 4 hafta sonrasına kadar olan süreci içerir. Bu süreçte hastanın şikayetleri normal seyrinde 4 haftaya kadar devam edebilir. Uzun süreli COVID ise hastalığın başlangıcından itibaren en az 3 ay boyunca şikayetlerin devam ettiği bir durumu ifade eder. Uzun süreli COVID'i önlemenin yolu koruyucu önlemlere uyulmasıdır. Bunlar arasında aşılama, maske takma, sosyal mesafeye uyum ve el hijyeni yer alır.
Uzun süreli COVID'in sıklıkla görülen belirtileri arasında halsizlik, nefes darlığı, göğüs ağrısı ve öksürük yer alır. Koku kaybı, eklem ağrısı, baş ağrısı, göz ve ağız kuruluğu, tat kaybı, rinit, iştahsızlık, baş dönmesi, kas ağrısı, uykusuzluk, ses kısıklığı, saç dökülmesi, terleme, cinsel istekte azalma ve ishal gibi diğer belirtiler de görülebilir. Bunun yanı sıra hafıza kaybı, konsantrasyon bozukluğu, yaşam kalitesinin düşmesi, anksiyete, depresyon ve post-travmatik stres bozukluğu gibi belirtiler de ortaya çıkabilir.
Ateş, titreme ve koku-tat değişimleri gibi covid belirtileri 2-4 hafta içinde kaybolabilirken halsizlik, nefes darlığı, kas ağrıları ve bilişsel bozukluklar gibi diğer belirtiler 2-12 ay arasında sürme eğilimindedir.
Hafif covid 19 enfeksiyonu geçiren hastalarda rutin laboratuvar testleri yapılmasına gerek yoktur. Ancak covid test sonucu pozitif çıkan, hastalığı daha ağır geçiren ve tanı sırasında laboratuvar testleri sonuçları anormallik gösteren, hastanede yatırılarak tedavi edilen veya açıklanamayan sebat eden semptomları olan hastaların tam kan sayımı, elektrolit, üre, kreatinin, karaciğer fonksiyon testleri ve albümin değerleri kontrol edilebilir. Kalp yetmezliği veya miyokardit gibi durumlar söz konusu ise BNP ve troponin seviyeleri de ölçülebilir. Nefes darlığı veya halsizlik gibi semptomların varlığı halinde D-dimer ve tiroid testleri istenebilir. Yorgunluk ve kas ağrısı gibi şikayetlerde ise kreatinin kinaz ölçülebilir.
Hafif akciğer tutulumu olan hastalarda akciğerin normale dönmesi genellikle 2-4 hafta sürerken bazen bu süre 12 haftaya kadar uzayabilir. Ağır tutulumda ise iyileşme süreci 1 yıla kadar çıkabilir. Bu nedenle akciğerin tamamen iyileşip iyileşmediğini anlamak için en az 12 hafta sonra görüntüleme yapılması uygun olacaktır. Eğer lezyonlar hala görüntülerde kaybolmadıysa akciğer tomografisi ile değerlendirilmesi gerekebilir. Semptomlar kötüleşirse ya da yeni semptomlar ortaya çıkarsa, daha erken bir görüntüleme gerekebilir. COVID-19 hastalarında çok yaygın akciğer tutulumu olan ARDS durumunda ne zaman akciğer tomografisi çekilmesi gerektiği henüz belirsizdir. Normal covid akciğer grafisi olan ancak açıklanamayan kardiyopulmoner semptomları ve düşük parmak ucu saturasyonu olan hastalarda, akciğer damar tıkanıklığının değerlendirilmesi amacıyla akciğer anjiografisi yapılması düşünülmelidir.
Şikayetleri azalmış ya da kaybolmuş hastalarda rutin solunum fonksiyon testleri önerilmemektedir. Ancak semptomları devam eden ya da durumu şiddetlenen hastalarda solunum fonksiyon testleri gerekebilir. Yaygın tutulum olan hastalarda solunum fonksiyon testlerinde anormallik saptanırsa,6 ayda bir takip edilmelidir. Hafif nefes darlığı olan ve oksijen ihtiyacı olmayan hastalara nefes egzersizleri önerilir. Bu egzersizler dik oturarak veya hafif uzanarak yapılabilir. Burundan 2 saniye boyunca çiçek koklarcasına nefes alınırken, dudaklar büzülerek ağızdan 4 saniye boyunca nefes verilir. Bu döngü 2 dakika boyunca tekrarlanabilir ve gün içinde birkaç kez yapılabilir. İkinci yöntem yatarken baş ve diz altına yastık koyarak uygulanabilir. Bir el göğüs bölgesine diğer el ise karın bölgesine yerleştirilir. Burundan yavaşça nefes alınıp karın bölgesindeki el göğüs kısmındakini geçecek kadar nefes alır ve sonra burundan tekrar yavaşça nefes verilir. Karın kısmındaki el, göğüs kısmındakinin daha aşağısına doğru hareket ederek bu döngü 2-5 dakika boyunca birkaç kez yapılabilir.
Uzamış covidli akciğer vakalarında diğer viral enfeksiyonlardaki öksürükler gibi hareket edilmelidir. İlk olarak astım, reflü veya alerjik rinit gibi diğer hastalıklar açısından değerlendirme yapılmalıdır. Gerekli görülürse öksürük kesici ilaçlar kullanılarak öksürük baskılanabilir. Inhaler tedaviler bazı hastalarda yararlı olabilir ancak aşırı kullanmaktan kaçınılmalıdır. Opioid grubu ilaçlar ise potansiyel yan etkileri sebebiyle çok nadir kullanılır. Yaşam kalitesini bozan ve uyku bozukluğuna neden olan öksürük durumunda bu tür ilaçlar düşünülebilir.
Covid akciğer tutulumu göğüs ağrısı da yaratabilir. Göğüs ağrısı ve baskı hissinin kaybolması uzun sürebilir ve yaşam kalitesini bozmuyorsa tedavi gerekli olmayabilir. Ancak yaşam kalitesini bozuyorsa NSAID ağrı kesiciler kullanılabilir. Bronkospazma bağlı göğüste baskı hissi varsa inhaler bronş genişleticiler yardımcı olabilir.
COVID-19 hastalarında akut durumlarda sıklıkla pıhtılaşma faktörlerinde artış görülür. Özellikle ağır vakalarda bacakta veya akciğerde pıhtılaşmalar saptanabilir. Pıhtılaşma tespit edilen hastalar, COVID-19 dışındaki pıhtılaşmalar gibi tedavi edilir. Ancak, hastanede yatarken kan sulandırıcı tedavisi verilmese bile taburcu olurken kesilmesi önerilir.
Covid akciğer tutulumu tedavisi geçmeyen nefes darlığı tablolarını da dikkate alır. COVID-19 sürecinde uzamış vakalarda nefes darlığı ve oksijen saturasyonu düşüklüğü olan hastalarda akciğer fibrozisi ve solunum fonksiyon testlerinde düşme saptanması durumunda COVID-19'a bağlı fibrozis düşünülmelidir. İdiyopatik pulmoner fibroziste kullanılan antifibrotik ilaçların COVID-19'a bağlı fibrozis tedavisinde de kullanımı gündeme gelmiştir. Yapılan araştırmalar antifibrotik ilaçların diğer tedavi yöntemlerine göre daha etkili olduğunu göstermektedir. Ancak Dünya Sağlık Örgütü henüz bu konuda bir öneri sunmamıştır. Antifibrotik ilaçların uygun hastalarda kullanılması gerektiği düşünülse de kesin sonuçlar için devam eden çalışmaların takip edilmesi gerekmektedir.
COVID-19 kas ağrılarına da neden olur. Bu durumda neler yapılması gerektiğini merak ediyorsanız "COVID-19 Kas Ağrıları Nasıl Giderilir?" başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz.