Enflamasyonu vücudun kendini zarara karşı korumak için verdiği doğal tepki olarak düşünün. İki türü vardır: akut ve kronik. Muhtemelen dizinizi çarptığınızda veya parmağınızı kestiğinizde ortaya çıkan akut tipe daha aşinasınızdır. Bağışıklık sisteminiz kesilen bölgeyi korumak için bölgeye beyaz kan hücresi ileterek şişlikle kızarıklık yaratır. Grip veya zatürre gibi bir enfeksiyonunuz varsa süreç benzer şekilde işler. Dolayısıyla bu tür ortamlarda enflamasyon çok önemlidir; onsuz yaralanmalar iltihaplanabilir ve basit enfeksiyonlar ölümcül olabilir. Ancak kronik iltihaplanma vücutta biriken özellikle de göbek bölgesinde biriken aşırı yağ hücreleri ya da toksinler gibi vücutta istenmeyen maddelere yanıt olarak da görülebilir. Atardamarların içinde iltihaplanma, aterosklerozu (yağlı, kolesterol açısından zengin plak birikimi) başlatmaya yardımcı olur. Vücudunuz bu plağı anormal ve yabancı olarak algılar, bu yüzden plaketi akan kandan ayırmaya çalışır. Peki inflamasyon nedir? İşte bilmeniz gerekenler:
“Enflamasyon nedir? İnflamasyon nedir tıp literatüründe enflamasyon olarak da geçer mi?” sorusu şu şekilde yanıtlanabilir: Vücudunuz virüsler, bakteriler veya zararlı kimyasallar gibi rahatsız edici bir etkenle karşılaştığında veya bir yaralanma yaşadığınızda bağışıklık sisteminiz aktive olur. Bağışıklık sisteminiz ilk yanıtlayıcılarını gönderir: Enflamatuar hücreler ve sitokinler (daha fazla enflamatuar hücreyi uyaran maddeler). Bu hücreler bakteri ve diğer zararlı maddeleri yakalamak için bir enflamatuar tepki başlatır veya yaralanan doku iyileşmesine yardımcı olur. Bunun sonucunda ağrı, şişlik, morarma veya kızarıklık gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bununla birlikte, iltihaplanma vücut sistemlerini etkilese de gözle görülmeyen bölgelerde de etkili olabilir.
“Enflamasyon ne demek?” sorusunu daha net anlamanız adına iltihaplanma türlerinden de söz etmek isteriz. İki tür iltihaplanma vardır: Akut iltihaplanma: Parmağınızı kesmek gibi ani vücut hasarına verilen yanıttır. Kronik enflamasyon: Vücudun uzun süreli ve devam eden bir inflamatuar (iltihabi) yanıtına verdiği tepkidir. Enflamasyon normalde vücudun savunma mekanizmasının bir parçasıdır ve hasarlı dokuların iyileşmesine yardımcı olur. Ancak, bazı durumlarda enflamasyon sürekli hale gelir ve vücutta sağlıksız bir döngü başlar. Kronik enflamasyon genellikle otoimmün hastalıklar, metabolik sendrom, kardiyovasküler hastalıklar, obezite ve kanser gibi çeşitli sağlık sorunlarıyla ilişkilendirilir. Bu durumda, bağışıklık sistemi sürekli olarak enfeksiyon ya da yabancı maddelere karşı reaksiyon gösterir ve bu da inflamatuar yanıtın sürekli tetiklenmesine neden olur.
Vücutta inflamasyon belirtileri oluşan inflamasyon özelinde farklılık gösterir. Akut inflamasyon belirtileri aşağıdaki gibidir:
Kronik inflamasyon semptomlarını tespit etmek akut inflamasyon semptomlarından daha zor olabilir. Kronik inflamasyon belirtileri şunları içerebilir:
“Vücutta inflamasyon nedir? Hangi durumlar bununla ilişkilidir?” diye merak ediyorsanız Alzheimer hastalığı, astım, kanser, kalp hastalığı, romatoid artrit (RA) ve ankilozan spondilit (AS), tip 2 diyabetin kronik inflamasyonla ilişkili olduğunu bilmelisiniz.
“Enflamasyon neden olur?” sorusu da sıklıkla merak edilen konular arasında. Bu nedenler aşağıdaki gibidir:
Enflamasyon bulguları belirtiler ve durumun yaşandığı bölgeye göre uygulanan yöntemlerle tanılanır. Doktor muayenesinin ardından kan tahlili ve görüntüleme ile vücuttaki enflamasyon tespit edilir. Vücuttaki C-Reaktif proteininin değerleri inflamasyon bulgusu açısından oldukça önemli bir değerdir. İleri yaşta olan kişilerde obez ve kanser hastalarında CRP yüksekliği görülebilir. CRP’nin fazla olması vücutta akut ve kronik inflamasyon olduğunun göstergesidir. Bunun yanında inflamasyon tespiti için kanda sedimantasyon testi (ESR), protein elektroforezi, manyetik rezonans (MR), X-ray gibi görüntülemeler de yapılabilir.
Peki enflamasyon nasıl tedavi edilir? Enflamasyon her zaman tedavi gerektirmez. Akut enflamasyon için dinlenme, buz ve iyi yara bakımı genellikle birkaç gün içinde rahatsızlığı giderir. Kronik iltihaplanmanız varsa, sağlık uzmanınız şunları önerebilir:
Bir anti-inflamatuar diyet izlemeyi seçebilirsiniz. Bazı araştırmalar, Akdeniz diyeti uygulayan kişilerin vücutlarında daha düşük iltihaplanma seviyelerine sahip olduğunu gösterir. Aşağıdakiler gibi anti-inflamatuar özelliklere sahip daha fazla yiyecek yemeyi seçebilirsiniz:
Bunun yanında belirli gıdalardan çok fazla yemek iltihaplanmayı artırabilir. Enflamasyonu artıran besinler aşağıdaki gibidir:
Enflamasyon diyeti ve sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıkları geliştirerek kronik iltihaplanma riskinizi azaltabilirsiniz. Bu alışkanlıklardan bazıları şunlardır:
İnflamasyon oluşumunu tetikleyen hastalıklar arasında mesane iltihabı, bronşit, orta kulak iltihabı, deri iltihabı yer alır. Bunun yanında damar sertliği, yüksek tansiyon, Parkinson, Crohn hastalığı, Alzheimer, eklem iltihabı, astım ve diyabet de inflamasyon oluşumunu tetikler. Kronik inflamatuar içeren hastalıklar yıllarca sürebilir. Şiddetleri ve aktivite seviyeleri kişiden kişiye değişir.
Anti-inflamatuar diyet sayesinde vücutta oluşabilecek iltihaplanmalara karşı önlem alabilir seviyesinin düşmesine yardımcı olabilir. Bunların yanında zencefil, zerdeçal ve sarımsağın da iltihap önleyici etkileri vardır. Anti- inflamatuar besinler şu şekilde sıralanabilir: Yağlı balıklar: somon, uskumru, sardalya, yeşillikler: lahana ve ıspanak, ıspanak ve lahana gibi yapraklı yeşillikler, domates, zeytinyağı, yeşil çay. Kronik iltihabınız varsa enflamasyonu artıran besinlerden uzak durmalısınız.
İnflamasyon enfeksiyon farkı; enflamasyon olarak da bilinen inflamasyon, bağışıklık sistemine saldıran ve organları etkileyen enfeksiyondan zarar görmeden korumaya çalışması sırasında oluşmaktadır.
Bazı hastalıklar çevresel faktörler, zararlı kimyasallar, enflamasyon oluşmasına neden olur. Dokuların onarılmasına yanıt olan enflamasyon vücutta enfeksiyon kontrolünü sağlar.
Vücutta enflamasyon şüphesi duyuyorsanız iç hastalıkları bölümüne başvurabilirsiniz.