Yemek borusu tüketilen besinlerin mideye taşınmasını sağlayan içi boş bir organdır. Tıp literatüründe özofagus olarak da adlandırılır. Konum olarak göğüs kafesinde bulunan bu organ ağız boşluğunun aşağı bölgesinden itibaren soluk borusu ile omurilik arasından mideye kadar uzanır. Yaklaşık 25-30 cm uzunluğundadır. Bu bölgede oluşan yemek borusu kanseri belirtileri aynı zamanda özofagus kanseri olarak adlandırılır. Bu kanser türü diğer kanserlere göre daha az görülür ve daha çok erkekleri etkiler.
“Özofagus kanseri nedir?” sorusu merak edenler için şu şekilde yanıtlanabilir: Boyundan itibaren mideye kadar uzanan ve 25-30 cm uzunluğundaki yemek borusunda oluşum gösteren kanser türüdür.
Özofagus kanseri kaynaklandığı hücre tipi ve oluştuğu bölgeye göre sınıflandırılır. Bu kanser türü genellikle adenokarsinom yemek borusu kanseri ile yassı hücreli (skuamoz) olarak farklı iki türe ayrılır. Yemek borusunun alt bölgesinde yer alan mukoza mide asidi ile safraya maruz kalarak şekil değiştirir bunun sonucunda da mide iç zarı ile salgı bezlerine benzer. Adenokarsinom yemek borusu kanseri de bu şekle dönüşen hücrelerden oluşan bir kanser türüdür. Yassı hücreli (Skuamoz) yemek borusu kanseri de yemek borusunun içini oluşturan yassı hücrelerden meydana gelen ince zar dokusunda oluşur. Türkiye’de yaygın olarak bu tür görülür.
Özofagus kanseri evreleme aşağıdaki gibidir:
Yemek borusu kanseri belirtilerinden en önemlisi yutma güçlüğüdür. Bunun yanında ağrılı yutma ve takılma hissi de yaşanabilir. Tümör yemek borusunun %60-70’ini kapamadığında genel olarak belirti görülmez. Bu kanserin belirtileri çok geç belirdiği için tümörün tespiti birçok hastada ileri evrede yapılabilir. Diğer belirtiler ise aşağıdaki gibidir:
Evrelere göre kanser belirtileri ise şöyledir:
Peki yemek borusu kanseri neden olur? Nedenler hücre tipine göre farklılık gösterir. Yassı hücreli (Skuamoz) yemek borusu kanseri sigara ve alkol tüketimi, aşırı sıcak içecekler tüketme, tütsülenmiş ya da yanmış gıdalar yemedir. Adenokarsinom yemek borusu kanserleri de genel olarak reflüden kaynaklanır.
Özofagus kanseri nedenleri ve uygun tedavi doğru bir teşhis ile mümkündür. Teşhis aşamasında endoskopik kontrolle yapılır. Yemek borusunun endoskopik görüntüleme ile incelenmesi teşhis için yeterlidir. Ancak kesin teşhis için alınan parça patolojik olarak incelenmelidir. Kanserin yemek borusu duvarında ne kadar ilerlediği de EUS adı verilen endoskopik ultrason görüntüleme ile gerçekleştirilir. Mediastinoskopi de uygulanabilir. Ameliyat olacak hastaların da Pet CT ve bilgisayarlı tomografi tetkiklerini yaptırması gerekir.
Yemek borusu kanseri tedavisi kanserin evresine ve bulunduğu bölgeye göre farklılık gösterir. 3.evredeki yassı hücreli ya da adenokarsinom yemek borusu kanserlerinde ilk olarak kemoradyoterapi uygulanır. Kemoradyoterapi çok yüksek olmayan radyoterapi ile kemoterapinin birleştirildiği bir tedavidir. Bu tedavi ile ameliyata uygun hale gelen hastalara ameliyat uygulanır. 4.evre kanserde ise genellikle ameliyat uygulanmaz. Hastalar radyoterapi ve kemoterapi alır.
Özofagus kanseri beslenme düzeninde dikkatli ve özenli olmayı gerektirir. Yemek borusu kanseri olan hastaların beslenme düzeni özofagus kanseri ameliyat sonrası ile tedavi sürecini daha konforlu hale getirebilir ve genel sağlığı destekleyebilir. İşte yemek borusu kanseri olan kişilerin diyetlerine eklemeleri gereken bazı öneriler:
Yemek borusu kanseri, genellikle risk faktörleriyle ilişkili olan belli gruplarda daha sık görülür. Bunlar arasında sigara içenler, aşırı alkol tüketenler, obezite sorunu yaşayanlar ve gastroözofageal reflü hastaları bulunur. Ayrıca 50 yaşın üzerindeki bireylerde yemek borusu kanseri riski artar. Bu risk faktörlerine maruz kalan kişiler düzenli olarak tarama testleri yapmalı ve sağlıklarını yakından takip etmelidir.
Yemek borusu kanseri tanısı koymak için kan tahlili tek başına yeterli değildir. Yemek borusu kanserinin teşhisi için çeşitli yöntemler kullanılır. Bunlar arasında endoskopi, biyopsi, görüntüleme testleri ve radyolojik incelemeler bulunur. Kan tahlilleri ise genellikle hastalığın yayılma durumunu veya tedaviye yanıtı değerlendirmek amacıyla kullanılır. Eğer yemek borusu kanseri şüphesi varsa, bir uzmana başvurmanız ve gerekli tetkiklerin yapılması önerilir.
Yemek borusu kanseri hastası çeşitli disiplinlerin birlikte çalıştığı kapsamlı bir tedavi sürecini deneyimler. Yemek borusu kanserinin multidisipliner bir tedavi gerektirmesi nedeniyle göğüs ve yemek borusu cerrahisi ile beraber gastroenteroloji, medikal onkoloji, radyasyon onkolojisi ve genel cerrahi de iş birliği içinde bulunur. Diyete ve beslenmeye odaklanan bölümün bu süreçteki katkısı hayati öneme sahiptir. Komplike mikrocerrahi prosedürler gerektiren durumlar (örneğin ince bağırsağın yemek borusuna dönüştürülmesi) için estetik, plastik ve rekonstrüktif cerrahi bölümünden de destek alınabilir. Yemek borusu kanserinin karmaşık cerrahi yaklaşımları olduğundan bu konuda tecrübeli doktorlara ve uygun tesislere sahip hastanelerin seçilmesi büyük önem taşır.
"Yemek borusu kanseri öldürür mü?" sorusu insanların zihninde sıklıkla karşılaşan bir endişeyi ifade eder. 1., 2. ve bazı 3. evre yemek borusu kanseri hastalarının büyük bir kısmı hastalığı atlatabilme şansına sahiptir. Ancak yemek borusu kanseri genellikle belirti göstermeyen ilerleyici bir hastalıktır ve semptomlar genellikle ancak 4. evrede belirgin hale gelir.
Bu kanserin 5 yıllık sağ kalım oranları evre 1’de %80-90, evre 2’de %50-60, evre 3’de %30-40 ve son evrede %5’tir. Hastalık ilk 2-3 yıl boyunca yeniden başlamadığında genel olarak tekrar etmez. Bu sebeple yemek borusu kanseri ölüm oranı değerlendirmesinde ilk 2-3 yıl önemlidir.
Bitkisel bir çözümü olmayan yemek borusu kanseri sebze ağırlıklı beslenme ile kontrol altına alınabilir. Anti inflammatuar özelliklere sahip olan soğan, sarımsak ve zerdeçal gibi gıdaların tüketilmesi kanserle savaşta yardımcı olabilir. Şeker ağırlıklı besinlerden pekmez, bal, şekerli kompotlar ve şerbetli tatlılardan kaçınılmalıdır. Bunun yerine protein ve sebze yoğunluğundaki gıdaların tüketilmesi gerektiği unutulmamalıdır.