Dünya genelinde ve ülkemizde yaygın bir hastalık olan alerjik astım bireylerin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyerek günlük hayatlarına zarar verir. Bahar mevsiminde polen sayısının artmasıyla alerjik astıma sahip olanların karşılaştığı zorluklar da artar. Alerjik astım belirtileri nefes darlığı, kuru öksürük ve hırıltılı solunum şeklinde kendini gösterir. Bu dönemde alerjenlere karşı korunmayı sağlamak ve tedaviyi aksamadan sürdürmek büyük öneme sahiptir. Bu blog yazısında alerjik astımın ne olduğunu, belirtilerini ve tedavi yöntemlerini sizler için derledik:
Birçok faktörden kaynaklanabilen ve solunum yollarını kaplayan dokularda aşırı bir reaksiyon oluşturan alerjik astım çeşitli bitkilerin polenleri, akarlar, toz ve mikroorganizmalar gibi unsurlardan tetiklenir. Bu reaksiyon sonucunda hava yolunda yerel şişlikler meydana gelir ve bu durum hava yolunun daralmasına yol açar. Bunun neticesinde ise öksürük, nefes darlığı ve hırıltılı solunum gibi alerjik astım semptomlarına sebep olur.
Alerjik astımın en belirgin göstergesi hava yolunun daralması veya tıkanması nedeniyle meydana gelen ataklardır. Bu ataklar sırasında kişilerde nefes darlığı, göğüs sıkışması, hırıltılı solunum ve öksürük görülür. Atakların dışında bireylerin günlük yaşamlarında karşılaştıkları bazı belirtiler ve yetişkinlerde alerjik astım belirtileri aşağıdaki gibidir:
Astımlı çocukların bronşları oldukça hassastır ve hatta hasta belirti göstermese bile bronşlarında sürekli bir inflamasyon (kızarıklık, şişlik) mevcuttur. Alerjik astım belirtileri genellikle çocukların okul öncesi dönemlerinde başlar. Öksürük, hışıltılı solunum, göğüs sıkışması ve nefes darlığı gibi belirtiler görülebilir. Bu belirtiler genellikle gece veya sabahın erken saatlerinde daha yoğun olabilir. Semptomların sıklığı ve şiddeti değişebilir. Ev tozu, polenler, hayvan tüyleri, rutubet gibi alerjenler, soğuk algınlığı ve diğer üst solunum yolu enfeksiyonları, hava koşullarındaki değişimler, gülme veya ağlama durumları, sigara dumanı ve keskin kokular astım belirtilerini arttırabilir. Çocukluk dönemi alerjik astımına eşlik eden burun akıntısı, kaşıntı, gözde kaşıntı ve sulanma, hapşırmalar gibi alerjik rinit belirtileri görülebilir. Besin alerjisi ve egzama durumunda da astım semptomları daha şiddetli olabilir ve bu nedenle hastaların bu yönden değerlendirilmesi gerekebilir.
Peki öksüren her çocuk astım mıdır? Çocuklar arasında öksürme sık rastlanan bir durumdur fakat her öksüren çocuğun astım olduğunu söylemek hatalı olur. Doktorunuz belirtileri değerlendirerek, gerekli tetkikleri astım teşhisini koyabilir. Ailede alerjik hastalıkların bulunması, çocuğun alerjik nezle, besin alerjisi ya da egzama gibi durumları yaşaması, belirli tetikleyicilerin öksürmeyi artırması ve astım ilaçları kullanımı ile semptomların azalması astım tanısına işaret eder. Öksürmenin gece veya erken sabah saatlerinde, fiziksel aktivite sonrasında, gülerken veya ağlarken artması da astım belirtisidir. Ancak öksürükle birlikte şu durumlar mevcutsa farklı sebepler de düşünülmelidir:
Alerjik astımın oluşumunda hem genetik hem de çevresel faktörler etkilidir. Bu faktörler içinde en belirgin risk unsurları ise aşağıdaki gibidir:
Alerjik astımın teşhisi için hasta hakkında ayrıntılı bir bilgi toplandıktan ve fiziksel muayene yapıldıktan sonra solunum işlevi testleri, bronkoprovokasyon testleri ve alerji belirlemek amacıyla deri testleri (prick test) uygulanır. Prick testi hızla gerçekleştirilen, en çok başvurulan bir yöntemdir. Bunun yanında kan örneğinde spesifik IgE ölçümleri de diğer tanısal testler arasındadır. Alerjik astım genellikle alerjik rinit, rinosinüzit, ilaç alerjisi ve gastroözofageal reflü gibi komorbid hastalıklarla birlikte görülür. Bu hastalıkların da alerjik astım ile birlikte tespit edilmesi ve tedavi edilmesi önemlidir.
Peki alerjik astıma ne iyi gelir? Doğru bir astım tedavisi için hasta detaylıca değerlendirilmeli, hastalığının ciddiyeti belirlenmeli, varsa alerjileri saptanmalı ve diğer alerjik hastalıkları da tedavi planına dahil edilmelidir. Uygun çocuk alerji uzmanı tarafından yapılacak bu değerlendirme hastanın astım tedavisinin başarısında önemli bir rol oynar. Astım tedavisinin basamakları genellikle eğitim, korunma, ilaç tedavisi ve gerekli durumlarda immünoterapi (alerji aşısı) uygulanmasını içerir. Eğitim sürecinde hastaya astımın ne olduğu, hangi faktörlerden kaçınılması gerektiği ve alerjen duyarlılıkları varsa bunları nasıl yöneteceği konusunda bilgi verilir. Astım ilaçlarının yanlış kullanımı sıkça görülür ve tedavinin başarısız olmasının en önemli sebeplerinden biridir. Astımda kontrol stratejileri hayati öneme sahiptir. Hastanın alerjenlere ve tetikleyicilere karşı duyarlılığına bağlı olarak belirlenen kontrol önlemleri hastalığın yönetilmesinde büyük bir rol oynar. Hangi önlemlerin alınacağına dair bilgi edinmek için çocuk alerji uzmanlarından yardım almak en iyisidir. Çocuk alerji uzmanlarından gerekli önlemleri öğrenmek faydalı olacaktır.
Astıma sebep olan en büyük etkenlerden biri viral solunum yolu enfeksiyonlarıdır. Bu nedenle grip aşısının yapılması, el temizliği ve salgın zamanlarında kalabalık yerlerden uzak durulması korunma açısından kritiktir. Enfeksiyonların viral doğası gereği antibiyotik kullanımının gereksiz olduğu unutulmamalıdır. Sigara dumanına maruz kalmaktan sakınılmalı ve ev içerisinde sigara içilmemelidir. Astım hastası çocuklar genellikle kokulara duyarlıdır bu sebeple parfüm ve kolonyadan kaçınılmalı, parfümsüz deterjanlarla temizlik yapılmalı ve kokusuz temizlik malzemeleri tercih edilmelidir. Hava kirliliğinin yoğun olduğu dönemlerde dışarıda çok zaman geçirmemeye özen gösterilmeli ve pencereler kapalı tutulmalıdır. Ev içinde kirli gaz yayabilen ısıtıcıların kullanımından da kaçınılmalıdır. Obezite hem hormonal hem de mekanik olarak astım belirtilerini tetikleyebilir bu yüzden çocuğun kilo alımına dikkat etmek gereklidir. Uygun spor aktivitelerine teşvik edilmeli, kilo arttırıcı yiyeceklerden uzak durulmalı ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları geliştirilmelidir.
Bu durum alerjik astım ilacı ile tamamen yok edilemez. Ancak ilaçlar hastalığın belirtilerini kontrol altına almaya yardımcı olur. Alerjik astım tedavisinde atak tedavisi ve koruyucu tedavi olmak üzere iki farklı ilaç kullanılır.
Alerjik astım tedavisi sürecinde atak esnasında bronşları daralan çocuklarda rahatlatıcı ilaçlar öksürük ve nefes sıkışmasını hafifletir. Bu ilaçlar yalnızca öksürük, akciğerde hırıltı ve nefes darlığı olduğu dönemlerde 1-2 hafta süreyle kullanılmalıdır.
Astımın koruyucu tedavisinde çeşitli ilaçlar kullanılır. Bu tedavi yöntemleri astım sebebiyle akciğerlerde meydana gelen belirtileri kontrol etmek ve solunum yollarının zarar görmemesi için uygulanır. Uzun süreli kullanılmalıdır. Bu nedenle ilaçların doz ve süresinin çocuk alerji uzmanları tarafından düzenli olarak ayarlanması büyük önem taşır. Kortizon içeren ilaçlar alerjik astımın tedavisinde kilit rol oynar. İlgili ilaçlar doğru dozda ve sürede kullanıldığında herhangi bir zararı olmaz.
Eğer hasta hâlâ korunma ve ilaç tedavisine rağmen belirtilerini kontrol altına alamazsa çocuk alerji uzmanının uygun bir şekilde uyguladığı alerji aşısı etkili bir çözüm olabilir. Alerji aşıları iki çeşittir: dilaltı ve deri altı enjeksiyonu. Dilaltı aşıları 3 yaşından sonra, deri altı enjeksiyon aşıları ise 5 yaşından sonra uygulanabilir. Dilaltı aşılarının yan etkileri daha hafifken deri altı enjeksiyon aşıları genellikle daha etkilidir. Alerji aşı tedavisi astım belirtilerini azaltabilir veya tamamen yok edebilir. Bu durum ilaç ihtiyacını da azaltır, bazı hastalarda ise tamamen ortadan kaldırır. Alerji aşıları sadece uygun konsantrasyonlarda hastanın hassas olduğu alerjeni içerir. Aşının süresi genellikle 4 yıldır (3-5 yıl arasında). Ancak uygulama sırasında bazı hastalarda alerjik reaksiyonlar meydana gelebilir. Anafilaksi gibi sistemik bir reaksiyon çok nadiren görülür ve eğer böyle bir durum oluşursa aşı tedavisi hemen sonlandırılır.
“Alerjik astım nedir?” sorusu kadar nasıl geçtiği de merak edilir. İşte “Alerjik astıma ne iyi gelir?” sorusunun yanıtı:
Yukarıda sıralanan önlemler alındığında ve sağlık kontrolleri düzenli yapıldığında alerjik astım semptomları azaltılabilir ve yaşam kalitesi büyük ölçüde artırılabilir. Eğer alerjik astım hastası olduğunuzu düşünüyorsanız hemen bir doktora başvurup tedaviye başlamalısınız. Sağlıklı günler dileriz.
KAYNAK: https://my.clevelandclinic.org/health/diseases/21461-allergic-asthma
Alerjik astım tamamen iyileştirilemese de uygun tedavi ile kontrol altına alınabilir ve hastalık uzun süre boyunca belirti göstermeden ilerleyebilir.
Astıma genellikle çocukların erken dönemlerinde rastlanır. Çocukların üçte birinde ilk yıl içinde, %80'inde ise 5 yaş civarında ortaya çıkar.
Kullandığınız ilaçları ve daha önce yapılan test ve röntgen sonuçlarını yanınıza almanız faydalı olacaktır. Çocuğunuzu bir alerji uzmanına götürecekseniz daha önce kullanmış olduğunuz veya şu anda kullandığınız ilaçları, geçmişte yapılan test ve röntgenleri yanınıza almanız teşhis ve tedavi sürecini değerlendirmekte fayda sağlar. Ayrıca gereksiz yere tekrar test yapılmasının önüne geçer. Eğer mümkünse randevudan 1 hafta önce bazı ilaçları kullanmayın. Alerji, öksürük ve soğuk algınlığı şuruplarınızı kesinlikle gerektiği sürece kullanmayın. Çocuğunuzu aç getirmenize gerek yoktur. Bazı aileler testlerin daha doğru sonuçlar vereceğini düşündüğünden çocuklarını aç getirir ancak açlık durumu alerjik reaksiyonları teşhis eden testlerde önemli değildir. Aslında strese bağlı kan şekeri düşüklüğünün önlenmesi için çocuğun tok olması tercih edilir.
Eğer astım uygun bir şekilde yönetilmezse hastanın ve ailesinin yaşam kalitesi azalabilir. Sık ataklar solunum yollarında kalıcı hasar oluşmasına neden olabilir. Sık atakların tedavisi için kullanılan yüksek dozdaki ilaçlar yan etkileri artırabilir. Kontrolsüz astım hayati tehlike oluşturan ataklara yol açabilir.
Evet alerjik astım balgam üretimine neden olabilir. Alerjik reaksiyonlar sonucunda hava yollarınızda iltihap oluşur ve bu durum genellikle balgamın artmasına yol açar. Ancak her astımlı hastada aynı belirtiler görülmez ve astım semptomları kişiden kişiye değişebilir.
Astım akciğerlerdeki hava yollarının şişmesine ve daralmasına neden olan kronik bir hastalıktır. Bu durum öksürük, nefes darlığı, göğüs sıkışması ve hırıltılı solunuma sebep olur. Astım atakları genellikle belirli tetikleyicilerin (toz, duman veya egzersiz gibi) varlığında meydana gelir. Alerjik astım ise özellikle alerjenlere karşı vücudun aşırı tepkisi sonucunda ortaya çıkan bir astım türüdür. Alerjenlere maruz kalındığında bağışıklık sistemi histamin ve diğer kimyasalları serbest bırakarak inflamatuar yanıtı tetikler. Bu yanıt bronşların daralmasına yol açar. Alerjik astımın en yaygın tetikleyicileri polenler, küf sporları, ev tozu akarları ve hayvan tüyleri olabilir. Her iki durumda da tedavi genellikle bronşları genişletmeye yardımcı olan ilaçlar ve kişinin tetikleyicilere maruz kalmamasını sağlamak için yaşam tarzı değişikliklerini içerir. Ancak alerjik astımın tedavisi ayrıca spesifik alerjenlere karşı vücudun reaksiyonunu azaltmayı hedefleyen ilaçları da içerebilir.