444 3 703

MCV Nedir? MCV Düşüklüğü ve Yüksekliği Ne Anlama Gelir?

 

MCV (ortalama eritrosit hacmi) kan testlerinde sıklıkla kullanılan bir parametredir ve kırmızı kan hücrelerinin ortalama hacmini ölçer. Peki MCV düşüklüğü ve yüksekliği ne anlama gelir? Bilinmesi gerekenleri sizler için derledik.

MCV Nedir?

“MCV nedir kan tahlili için neyi ifade eder?” sorusu merak edenler için şu şekilde yanıtlanabilir: Mean Corpuscular Volume (MCV) kırmızı kan hücrelerinin yani eritrositlerin ortalama boyutunu belirlemeye yardımcı olur. Kırmızı kan hücreleri vücuda oksijen taşıma görevini üstlenmiştir ve bu oksijen taşıma işlemi hücrelere enerji sağlar. MCV insan vücudundaki kırmızı kan hücrelerinin hacmi ve büyüklüğü hakkında bilgi verir ve genel olarak tam kan sayımında belirlenen bir değerdir. Bu değer fl birimiyle ifade edilir. MCV değeri için yetişkinlerde ideal sınır 80-100 fl arasıdır. Bunun yanında yeni doğan bebeklerde MCV değerinin 96-108 fl arasında olması normal kabul edilir. Tam kan sayımında elde edilen MCV değerleri düşük ya da yüksek çıkabilir. Sonuçları değerlendiren uzmanlar, MCV'nin düşük ya da yüksek olmasına sebep olan durumları tespit edebilir ve normale dönmesi için uygun tedavi yöntemlerini uygulayabilir.

MCV Düşüklüğü Neyi Gösterir?

Peki MCV düşüklüğü nedir? Neyi gösterir? MCV değerinin 80 fl altına düştüğünde bu duruma MCV düşüklüğü denir. Bu durum genellikle mikrositik anemi adı verilen ve kırmızı kan hücrelerinin boyutlarının normalden küçük olduğu kansızlık türlerini akla getirir. Mikrositik anemi hastalarında genellikle yorgunluk, halsizlik, dayanıklılık kaybı, nefes darlığı, baş dönmesi ve cilt solgunluğu gibi belirtiler görülür. En sık rastlanan mikrositik anemi tipleri şunlardır:

  • Demir eksikliği anemisi: Mikrositik aneminin en yaygın türüdür. Yetersiz beslenme, hızlı büyüme dönemleri, kronik kan kaybı, uzun süreli adet kanamaları, çölyak hastalığı ve Helicobacter enfeksiyonları bu duruma yol açabilir. Demir eksikliği anemisinde serum MCV düşüklüğüne ek olarak Hb ve serum demiri düşük, serum demir bağlama kapasitesi ise yüksek olur. Demir eksikliği özellikle çocuklar ve hamilelerde sık görülür. Belirti olarak da solgunluk, yorgunluk, iştahsızlık, kolay üşüme, uyku sorunları, toprak yeme isteği, demiri ağızında hissetme ihtiyacı, kuru ve çatlak dudaklar, dil iltihabı ve tırnaklarda solgunlukla birlikte yapısal değişiklikler görülür.
  • Talasemi (Akdeniz anemisi): Bu, genetik bir kökeni olan bir anemi türüdür. Belirli coğrafi bölgeler ve etnik gruplarda daha sık rastlanır. Talasemi, taşıyıcılar ve gerçek hastalar olmak üzere iki kategoriye ayrılır. Talasemi hastalarının kanındaki Hb ve MCV seviyeleri düşük olup, serum demiri normal veya düşük olabilir. Hastalar genellikle çok düşük kan değerleriyle erken belirtiler gösterirler. Talasemi taşıyıcılığı sıklıkla demir eksikliği ile karıştırılır. Kesin tanı, hemoglobin elektroforezi adlı test ile yapılır.
  • Kurşun zehirlenmesi veya yüksek kurşun maruziyeti: Kurşunu içeren boya ve kimyasallarla çalışan kişilerde, hava kirliliği yüksek bölgelerde yaşayanlarda, madencilerde, otomotiv tamircilerinde ve seramik atölyelerinde çalışanlarda görülür. MCV seviyesi düşüktür ve bu durum demir eksikliği ile karışabilir. Diş etleri ve uzun kemiklerde tipik belirtiler görülür. Yorgunluk yapabilir ve çocuklarda ensefalopatiye neden olabilir.
  • Kronik hastalık anemisi: Crohn hastalığı, böbrek rahatsızlıkları, diyabet, otoimmün hastalıklar, romatoid artrit, tüberküloz, AIDS, endokardit ve çeşitli kanserler mikrositik anemiye yol açabilir.
  • Sideroblastik anemi: Bu bir gen mutasyonu sonucu gelişen bir anemi tipidir. Kırmızı kan hücrelerinde demir birikimi görülür. MCV düşüktür.

MCV Yüksekliği Neyi Gösterir?

100 fl'nin üzerindeki MCV değerleri gösterilir. Akyuvarlar normalden büyük olup hemoglobin düşüktür. Buna makrositik anemi denir. Makrositik anemiler genellikle megaloblastik veya megaloblastik olmayan olarak sınıflandırılır. Megaloblastik anemi, B12 vitamini ve/veya folatın eksikliğinden ya da bozuk kullanımından kaynaklanırken miyelodisplastik sendrom (MDS), karaciğer işlev bozukluğu, alkolizm, hipotiroidizm, bazı ilaçlar ve daha az yaygın olan genetik bozukluklar nedeniyle megaloblastik olmayan makrositik anemi görülür. En sık rastlanan makrositik anemi nedenleri şunlardır:

  • B12 vitamin eksikliği: B12 vitamin eksikliği en yaygın megaloblastik anemi nedenidir. B12 Vitamini Eksikliği: Megaloblastik aneminin en sıradan sebebi B12 vitamini eksikliğidir. Bu durum, vejetaryenlerde, sağlıksız beslenen bireylerde, mide ameliyatı geçirmiş olanlarda, intrinsik ve diyet uygulamasını yanlış yapanlarda yaygındır. Yorgunluk, baş ağrısı, kalp çarpıntısı ve nefes darlığı megaloblastik anemiye sebep olan B12 vitamini eksikliğinin belirti ve semptomları arasındadır. Ayrıca his bozukluğu gibi nörolojik belirtiler gözlemlenebilir ve disestezi ile hipoestezi gibi nörolojik semptomlar da ortaya çıkabilir. Ancak, B12 vitamini eksikliği her zaman anemi veya makrositoza yol açmaz. Dil ağrısı ve gri saçlar diğer olası belirtilerdendir. Pernisiyöz anemi ise B12 eksikliğinde görülen bir tür kansızlık olup mide rahatsızlığı ile ilişkilidir.
  • Folat Eksikliği: Folat, yeşil sebzeler ve karaciğer gibi hayvansal ürünlerde bulunan bir bileşendir. Yetişkinler için günlük önerilen folat miktarı 240 μg olup, hamile ya da emziren kadınların her gün yaklaşık 400 μg folat alması gereklidir. Folik asit eksikliği, sağlıksız beslenenlerde, alkol sorunu olanlarda, bağırsak emilim bozukluğu olan hastalarda, hamile ve emziren kadınlarda, kanın parçalanma durumlarında ve methotrexate, trimetoprim ve fenitoin kullanan hastalarda yaygındır. Hastalar genellikle oral yolla alınan folik asit ilaçları ile tedavi edilir. Folik asit eksikliğinde düşük hemoglobin ve yüksek MCV görülür.
  • Myelodysplastic Syndrome (MDS): Bu durum, kromozomal anormalliklerin sebep olduğu bir hastalıktır. Hastalar genellikle anemi, trombositopeni nedeniyle kanama ve nötropeniye bağlı enfeksiyon veya ateş yaşarlar. Tam kan sayımı sonucunda tüm kan hücreleri düşük olarak bulunabilir ve bu hastalar daha sonra lösemi geliştirebilir.
  • Alkol Bağımlılığı: Alkolizm, makrositik aneminin yüksek MCV ile seyreden nedenlerinden biridir. Günde 80 gramdan fazla alkol tüketiminin kan üretimine zarar verdiği bilinmektedir.
  • Hipotiroidizm: Tiroid hormonunun kırmızı kan hücrelerinin oluşumuna katkısı olduğu için, bu hormonun eksikliğinde eritrosit üretimi düşer. Bu durumda anemi normositik (normal boyutlu kan hücreleri) ya da makrositik (genişlemiş kan hücreleri) formunda görülebilir.
  • İlaç Kullanımı: Çeşitli ilaçlar B12 ve folik asidin emilimini engelleyerek makrositik anemiye sebep olabilir. Bunlara örnek olarak kanser tedavisinde kullanılan ilaçlar, sıtma ve epilepsi ilaçları, diyabet hastalarında kullanılan metformin ve bazı antiviral ilaçlar verilebilir.
  • Karaciğer Hastalıkları: Karaciğer hastalığı olan kişilerde, kolesterolün eritrositlerin zarında birikmesi sonucu makrositik anemi görülebilir. İleri karaciğer hastalığı durumunda B12 ve folik asitin eksikliği de makrositik anemiyi tetikleyebilir. Hemolitik anemi karaciğer rahatsızlıklarının başka bir sonucu olabilir. Karaciğer hastalığında kullanılan çeşitli ilaçlar da makrositik anemiye yol açabilir.

MCV Kan Değeri Nedir?

MCV nedir? MCV kan değeri nedir?” soruları da sıklıkla merak edilir. Sağlıklı bireylerde MCV değeri genellikle 80-100 fl arasındadır. Bu standartlara göre MCV değeri 80'in altında olanlarda mikrositoz (hücrelerin küçülmesi), 100'ün üzerinde olanlarda ise makrositoz (hücrelerin büyümesi) olduğu kabul edilir. Normal aralıktaki MCV değerleri normositoz olarak adlandırılır ve bu sayede kişinin sağlık durumu hakkında önemli bilgiler alınabilir.

MCV Düşüklüğü Nasıl Tedavi Edilir?

MCV düşüklüğü tedavisi uygulanırken demir eksikliği durumunda demir takviyesi ve C vitamini verilir ve bu tedavi genellikle 2-3 ay sürer. Sonrasında tam kan tahlili ve serum demiri testi yapılır. Adet düzensizlikleri nedeniyle aşırı kanama yaşanıyorsa hormon ilaçları kullanılabilir. Kronik hastalıklardan kaynaklanan mikrositik anemi için ise temel rahatsızlığın tedavisi gerekir. Kurşun zehirlenmesinde dimercaprol ve EDTA, bakır eksikliğinde ise bakır takviyesi önerilir. Kronik alkolizm durumunda hasta alkol rehabilitasyona yönlendirilir. Ağır talasemi hastalarının düzenli kan transfüzyonlarına ihtiyacı olabilir ancak taşıyıcılar genellikle tedavi gerektirmez. Helikobakter enfeksiyonları uygun antibiyotiklerle tedavi edilmelidir.

MCV Yüksekliği Nasıl Tedavi Edilir?

Peki MCV yüksekliği nedir? Makrositik anemi MCV değerinin yüksek olduğu durumlarda tedavi genellikle altta yatan nedene odaklanır. Eğer serum B12 ve folik asit seviyeleri düşükse B12 ve folik asit takviyesi yapılır. B12 oral ya da kas içi yöntemlerle verilebilirken folik asit genellikle ağızdan alınan bir ilaç formunda bulunur. Kronik alkolizm nedeniyse alkol tüketimi hemen durdurulmalıdır. Normal MCV değeri olan anemi tiplerinde ise temeldeki hastalık belirlenerek uygun tedavi planı uygulanır.

MCV ile Birlikte Ortaya Çıkan Semptomlar Nelerdir?

MCV değerinin 80 fL'nin altında olması mikrositik 100 fL'nin üzerinde olması ise makrositik rahatsızlık belirtisi olarak kabul edilir. MCV düşüklüğünde karşılaşılan semptomlar arasında halsizlik, güçsüzlük, nefes darlığı, baş dönmesi ve soluk ten rengi vardır. Bu durum genellikle mikrositik anemi olarak adlandırılır ve çoğunlukla anemi veya bazı durumlarda talasemi (Akdeniz anemisi), kurşun zehirlenmesi gibi olaylardan kaynaklanır. MCV yüksekliği ise makrositoz olarak tanımlanır ve bu durumda genellikle iştahsızlık, kalp çarpıntısı, hızlı yorgunluk hissi, nefes darlığı, ishal, konsantrasyon zorluğu ve unutkanlık gibi belirtiler görülür. Bazı insanlar hiçbir semptom yaşamadan sadece kan testlerinde MCV değerinin düşük veya yüksek olduğunu öğrenebilir. Hafif yüksek veya hafif düşük MCV değeri hastada herhangi bir belirtiye neden olmayabilir ve bu geçici bir durum olabilir. Ancak bunun nedeni mutlaka araştırılmalıdır.

MCV Nasıl Geçer?

Kanda MCV düşüklüğü nedir?” sorusu da sıklıkla merak edilir. MCV değerlerinin yüksek veya düşük olmasının sebebinin tespit edilmesi kan değerlerinin normale getirilmesi için atılması gereken ilk adımdır. Tanı aşamasında hastanın detaylı tıbbi geçmişinin alınması çok önemlidir. Kişinin sahip olabileceği bazı rahatsızlıklar, sürekli kullanılan ilaçlar ya da beslenme alışkanlıklarındaki sorunlar bu duruma yol açmış olabilir. Bu tür bilgiler toplandıktan sonra doktorlar farklı kan testleri ve radyolojik görüntüleme incelemelerini talep ederek çeşitli hastalık ihtimallerini değerlendirebilir. Anemi tespit edildiğinde ilk adım aneminin çeşidini belirlemektir. Anemiye neden olabilecek faktörler arasında B12 vitamini, folik asit veya demir eksikliği gibi durumlar ve talasemi gibi hastalıklar bulunur. Vitamin ya da mineral eksikliği varsa bu eksiklik giderilecek vitamin veya mineral takviyesi ile doldurulur. Bu takviyeler hap formunda ya da enjeksiyon şeklinde olabilir. Özellikle şiddetli eksikliklerde kas içi enjeksiyon metodu daha hızlı sonuç sağlar.

Eğer aneminin kaynağı belirlenemezse gastrointestinal sistem kanamaları üzerinde durulabilir. Gastrit, ülser ve bağırsak hastalığı gibi problemler sindirim sistemi yoluyla kan kaybına sebep olup anemiyi tetikleyebilir. Bu yüzden eğer bir kişi vitamin ve mineral eksikliği yaşamıyorsa ve anemiye yol açabilecek başka bir hastalığı yoksa bu ihtimal göz önünde bulundurulmalıdır. Gizli kan testi ile kanama belirlendiğinde endoskopi ve kolonoskopi gibi tekniklerle sindirim sistemini incelemek mümkündür. Talasemi hastalığında ise ağır anemi geliştiğinde ve kan değerleri belirli seviyelerin altına düştüğünde kan transfüzyonuna ihtiyaç duyulabilir. Bunun dışında herhangi bir kronik hastalıktan kaynaklanan düşük veya yüksek MCV durumunda ilgili hastalığa odaklı bir tedavi planı hazırlanır. Kan test sonuçlarınızda MCV değerinizin normal aralığın dışında olduğunu fark ettiyseniz doktorunuza başvurarak bu durumun nedenlerini öğrenebilir ve gerektiği takdirde ek tanı testlerinizi yaptırabilirsiniz. Sağlıklı günler dileriz.

 

KAYNAK: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK545275/

SIK SORULAN SORULAR

MCV'nin azalması kandaki kırmızı kan hücrelerinin ortalama boyutunun küçülmesi anlamına gelip mikrositik anemi olarak bilinen kansızlık belirtisidir.

MCV değerinin düşük olması genellikle mikrositik anemiye işaret eder ama bu durum genellikle ciddi sağlık riskleri içermez. Yüksek tansiyon, nefes almakta zorluk, halsizlik ve yorgunluk gibi belirtiler bazı durumlarda görülebilir ve bu durumların ağırlaşması halinde müdahale gerekebilir.

MCV seviyesi düşük olduğunda yapılması önerilen ilk şey demir eksikliğini gidermektir. Demir açığını kapatmada etkili olan besinler arasında kırmızı et, balık, yumurta ve kuru baklagiller yer alır.

Web ve Tıbbi Yayın KuruluGüncellenme Tarihi: 12.11.2023 23:40Yayınlanma Tarihi: 10.11.2023 16:54
Yorum Ekle


KATEGORİLER