Diyabet vücuttaki kan şekeri seviyesinin kontrol edilememesi durumunda ortaya çıkan bir hastalıktır. Sadece kan şekeri düzenlemesini etkilemekle kalmaz aynı zamanda bir dizi sağlık sorununa da yol açabilir. Bunlardan biri de diyabetin gözlere olan etkisidir. Gözlerimiz hayatımızın önemli bir parçasıdır ve bu nedenle diyabetin göz sağlığı üzerindeki potansiyel etkileri oldukça endişe vericidir. “Diyabet göze vurur mu? Ne gibi etkiler yaratır?” gibi soruların yanıtlarını sizler için derledik.
Diyabet retinanın beslenmesini sağlayan ince damarların tıkanmasına sebep olarak doku üzerinde ciddi hasara neden olabilir. Bu durum diyabetik retinopati olarak adlandırılır ve eğer erken teşhis edilip müdahale edilmezse hastanın retina kaybına ve hatta körlüğe yol açabilir. Diyabet tarafından oluşturulan göz hasarı genellikle zaman içinde yavaşça gelişir.
Diyabetin göze etkisi aşamaları aşağıdaki gibidir:
Peki diyabette göz nasıl etkilenir? İşte bu sorunun yanıtı:
Felç durumunda göz kaslarındaki hasar etkilenen sinirlerin durumuna bağlı olarak değişiklik gösterir. Gözün kayması ve çift görme gibi sorunlar oluşabilir. Ancak diyabet kontrol altına alınırsa, göz kayması genellikle birkaç ay içerisinde düzelir.
Şeker hastalığının göze vurma belirtileri de merak edilen konulardan biridir. Diyabetik retinopati belirti vermeyen bir diyabet komplikasyonudur. Genellikle görme kaybı yaşandığında ileri aşamaya ulaşmış olur. Işık çakmaları, siyah nokta ve sinek uçuşması gibi semptomlar diyabetik retinopatiden şüphe edilmesine neden olabilir. Görme merkezi ödemi olan makula ödem başladığında hasta eğri ve kırılma görüntüler görebilir. Ayrıca renk körlüğü de ortaya çıkabilir. Diyabetik retinopati riski hamilelik döneminde daha yüksektir.
Tip 2 diyabet hastalarında diyabetin neden olduğu göz hasarı genellikle basit göz problemleri için doktora başvurulduğunda fark edilir. Diyabetli hastaların gözlerindeki hasarın belirlenmesi için detaylı bir göz muayenesi yapılır. Bu muayene ile diyabetin gözlere etkisi ve retina durumu değerlendirilir, görme kaybının olup olmadığı kontrol edilir. Görmede ciddi bir hasar veya retinada kanama tespit edildiğinde göz anjiyografisi yapılır. Anjiyografi ile retinanın fotoğrafları çekilir ve sinir tabakasındaki yıkımın boyutu belirlenir. Lazer tedavisinin gerekli olup olmadığına karar verilir. Yapılan testlerle sarı noktanın etkilenilir.
Peki şeker göze vurursa ne yapmalı? Diyabet kaynaklı göz hasarını onarmak için hangi yöntemler kullanılır? Diyabetin göz üzerindeki zararının yönetilmesi için tedavi seçenekleri hastanın görüş kaybı derecesine bağlı olarak belirlenir. Makula ödemi olan diyabetik hastalar genellikle gözün içine ince bir iğne ile ilaç uygulanması tedavisini tercih eder. Bu prosedür sayesinde hastanın önceki görme durumuna geri dönmesi olasıdır. Lazer terapisi görme kaybı belirli bir düzeye ulaşmış ve gereken hasta durumlarında kullanılır. Diyabetten kaynaklanan ciddi görme sorunları olan kişilerde lazer tedavisi etkili olabilir. 5-10 dakika süren bu tedavi sırasında göz bebekleri genişletmek için damla uygulanır ve daha sonra anestezi yapılır. Göz anjiyosu sonrası belirlenen seans sayısına bağlı olarak lazer tedavisi uygulanır. Hasta eğer lazer tedavisi için uygun olmayacak kadar ileri bir görme kaybına sahipse vitrektomi cerrahisi uygulanabilir. Lokal anestezi altında gerçekleştirilen bu dikişsiz operasyon diyabetik retinopatiyi tedavi etmek ve önlemek için oldukça faydalıdır.
Diyabetin neden olduğu görme kaybının derecesi her hastada farklı olabilir. Diyabetik retinopatinin gelişimine bağlı olarak hastalığın erken, orta ve ileri aşamalarındaki görme kaybı oranları değişir. Makula denilen sarı nokta bölgesi etkilendiğinde görüşte azalma yaşanır. Başlangıçta hastaların yakın görmelerinde sorunlar meydana gelir. Bazı hastaların görme kayıpları %5 iken bazılarında bu oran %90'a kadar çıkabilir.
Diyabetin sebep olduğu görme sorunlarının engellenmesi adına erken tanı çok büyük önem taşır. Diyabetik retinopati ile karşı karşıya olan hastalar, hemen bir hekime başvurduklarında lazer tedavi gibi yöntemlerin uygulanmasıyla görme kayıplarının %80-90'ı önlenebilir. Fakat bu tedaviler sadece halihazırda var olan görme kaybını durdurabilir. Diyabet kökenli bir görme kaybı ve diyabetin kronik bir hastalık olması nedeniyle diyabetin gözler üzerindeki etkisinin tamamen ortadan kaldırılması imkansızdır. Zamanla diyabetin etkisi altında görme kayıpları ilerlemeye devam edebilir. Diyabetik retinopati problemi yaşarken hasta için düzenli göz kontrolüne gitmek hayati öneme sahiptir. Altı aylık dönemlerle ya da doktorun önerdiği sıklığa bağlı olarak doktora gitmek diyabetin gözlere etkisini erken tespit edebilir ve hastalığın şiddetini azaltabilir. Diyabetin yol açabileceği görme bozukluklarının yerleşmesi, ancak erken tanı sayesinde doktorun alacağı önlemlerle durdurulabilir.
Diyabetin göze vurması göz doktoru muayene sıklığı diğer göz muayenesi yaptıran kişilere kıyasla daha fazla olmalıdır. Kan şekeri seviyesinin yüksek olduğu dönemdeki görme durumu ile düşük olduğu dönemdeki görme durumu aynı değildir. Sinir tabakasında herhangi bir hasar olmasa bile diyabetin gözlere etkisi nedeniyle kan şekeri seviyesindeki ani artış ve azalışlar görme oranında değişikliklere yol açar. Bu nedenle diyabet hastası bir göz muayenesine gitmeden önce yaklaşık iki haftalık bir süre boyunca kan şekeri seviyesinin dengede olduğundan emin olmalıdır.
KAYNAK: https://www.niddk.nih.gov/health-information/diabetes/overview/preventing-problems/diabetic-eye-disease