Korkuların ve fobilerin çeşitliliği insanlar arasında oldukça yaygın. Bunlardan biri olan tripofobi ise belki de duymaya alışık olmadığımız ancak yaygın yaşanan bir fobidir. Tripofobi düzensiz şekillerde yerleştirilmiş küçük delikler veya yuvarlak desenler karşısında hissedilen yoğun bir rahatsızlık ve korkudur. Bu fobinin tedavisi için ise pek çok yöntem bulunur. Yazımda tripofobi nedir sorusunun yanıtını ve tüm bilinmesi gerekenleri bulabilirsiniz.
“Tripofobi nedir?” sorusu merak edenler için şu şekilde yanıtlanabilir: Tripofobi nesneler üzerindeki düzensiz örüntüler, küçük delikler veya boşluklara yönelik aşırı korkuyu ifade eder. Basitçe ifade etmek gerekirse tripofobi delik fobisidir ve bazen delikli el fobisi olarak da adlandırılır. Tripofobi olan kişiler zararlı olmayan ve normal kabul edilen delikleri gördüklerinde rahatsızlık ve iğrenme hissi yaşar. Bu tür deliklere görsel olarak maruz kalma durumu bunları insan vücudu üzerinde görmekten daha da rahatsız edici hale getirebilir. Bal peteği veya nilüfer çiçeğinin başının görüntüsü tripofobiyi tetikleyen en yaygın uyaranlar arasında yer alırken mercanlar, nar, genişlemiş cilt gözenekleri ve ponza taşı da bu tür bir reaksiyona yol açabilir.
Peki tripofobi neden olur? Benekli zehirli hayvanlardan ya da yaralardan duyulan iğrenme insanları hastalıklardan ve mikroplardan korur. Bu tür bir iğrenme hissi tehlikeli ve rahatsız edici durumlarda kaçınma eğilimini artırır. Bu evrimsel adaptasyon tripofobinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Bir başka neden ise tripofobiyi tetikleyen görsellerin yüksek kontrastlı enerji özellikleri sergilemesidir. Bilincimizde korku uyandıran delikli ve çatlak desenler genellikle zehirli bitki ve hayvanların görünümünü hatırlatarak tepki vermemizi sağlar. Örneğin bir nilüfer çiçeğinin açık-koyu renk karşıtlığı zehirli kara kurbağa veya yılan derisine benzetilebilir.
Deliklere, lekelere veya çatlaklara maruz kalan kişilerde görülen tripofobi belirtileri genellikle iğrenme, rahatsızlık, terleme, kaşıntı, kalp ritminde hızlanma, mide bulantısı, baş dönmesi ve nefes darlığı şeklindedir. Bu semptomlar bazı durumlarda gerçek panik ataklara dönüşebilir.
Son 15 yılda ortaya çıkan tripofobi yeni bir fobi türü olarak kabul edilir. Teşhisi nadiren konulsa da bu fobinin aslında daha yaygın olduğu düşünülür. Yapılan bazı araştırmalar çocuk ve yetişkinlerin %17'sinde belirli bir seviyede tripofobi bulunabileceğini gösterir. Ancak bu durumların çoğu rahatsızlık verici veya olağan dışı semptomlara neden olmaz. Yukarıda açıklanan semptomları yaşayan bireylerde bir psikiyatrist tarafından yapılacak değerlendirme sonucunda tripofobinin var olup olmadığı kolayca belirlenebilir. Henüz kesin olarak kabul görmemiş ve tanı kodu belirlenmemiş bir fobi türü olduğundan kişinin yaşadığı belirtiler doktorlar tarafından direkt olarak tripofobi olarak nitelendirilemeyebilir. Fakat delik korkusu gibi pek çok fobi türünde olduğu gibi benzer tedavi yaklaşımları uygulanabilir. Bireyin yaşadığı belirtiler, tetikleyici faktörler ve belirtilerin hastanın günlük hayatındaki etkileri doktor tarafından ayrıntılı bir şekilde incelenir. Elde edilen bilgilere göre teşhis konabilir ve tedavi gerekip gerekmediği kararlaştırılabilir.
Tripofobi genellikle majör depresyon ve genel anksiyete bozukluğu gibi psikolojik hastalıklarla birlikte görülebilir. Bu nedenle tedavi bu hastalıklara uygun şekilde planlanabilir. Tedavi yaklaşımı kişinin tercihlerine, geçmiş deneyimlere ve stres seviyesine bağılıdır. Belirtileri azaltmaya yönelik kısa vadeli stratejiler yardımcı olabilirken kaygının uzun süreli iyileşmesi çoğunlukla bilişsel davranışçı terapi ile mümkün olur. Bilişsel davranışçı terapi metotları fobilerin tedavisinde oldukça etkilidir. Maruz bırakma tedavisi özellikle etkili olduğu kanıtlanmıştır. Bu tedavinin amacı etkilenebilen kişilerin korkularını tetikleyen uyarıcılara karşı durabilmeleri ve herhangi bir kaçınma ya da güvenlik önlemi almadan korkularına direnmeyi öğrenmeleridir.
Peki tripofobi nasıl geçer? Tripofobi rahatsızlığına çözüm bulmak mümkündür ve uygulanan tedavi yöntemleri genellikle yüksek başarı oranına sahiptir. Tedaviden sonra hastaların rahatsızlık belirtileri tamamen ortadan kalkar ve kalıcı bir iyileşme sağlanır. Tripofobinin tedavisinde genellikle ilaç tedavisi ve terapi yöntemlerine başvurulur.
Eğer tripofobi tedavi edilmezse semptomlar ilerleyebilir ve ciddi psikolojik sorunlara veya korku, endişe ve stresin yol açabileceği fiziksel zararlara neden olabilir. Diğer birçok fobi gibi tripofobi hastaları da durumlarını bir hata olarak görüp belirtilerini saklamaya çalışabilir, kendilerini kısıtlar ve sosyal yaşamlarından ödün verir. Durum ve belirtileri kabullenen kişilerin uzman psikiyatr doktorlara başvurarak tedavi olmaları ve yaşam kalitelerini yükseltmeyi unutmamaları gerekir.
Tripofobi hastalığı arı peteği, yakın çekim çilekler, lotus tohumu kabukları, nar, nemli damlacıklar, köpükler, et veya deride delikler ya da kabarcıklar, böcek gözleri, mercan resifleri, hastalıklı veya çürümüş etteki delikler, köpüklü paket koruyucuları, meyve tohumları veya sünger görüntüleri tarafından tetiklenebilir.
KAYNAK:
https://my.clevelandclinic.org/health/diseases/21834-trypophobia
https://www.healthline.com/health/trypophobia
https://www.everydayhealth.com/trypophobia-101-beginners-guide/