Concentrated Growth Factor (CGF) kozmetik ve anti-aging uygulamalarda başarılı bir şekilde kullanılmakla birlikte yara iyileştirme ve kas-iskelet sistemi hastalıklarının tedavisinde de etkili sonuçlar sunar. Yöntemin sağladığı yoğun büyüme etkisi sayesinde kanın iyileşme kapasitesinden daha fazla yararlanmak mümkün olur. Peki Türkçe karşılığı konsantre büyüme faktörü olan CGF nedir? Nasıl uygulanır? Detayları sizler için derledik.
CGF-CD34 konsantre büyüme faktörü teriminin kısaltmasıdır ve yoğun kök hücre içerir. Bu yöntem aynı zamanda 2. Jenerasyon Platelet Konsantresi olarak da bilinir ve yapılan araştırmalar CD34 isimli kök hücrelerin bu metot ile elde edilebileceğini göstermiştir. Kişinin kendi kanından alınan örnek özel bir santrifüj işlemi ile ayrıştırılır ve trombosit, lökosit, çeşitli büyüme faktörleri ve sitokinler içeren bir katman oluşturulur. Daha sonra gerçekleştirilen aktivasyon işlemleri sonucunda yoğun büyüme faktörü ve hematopoetik (kan oluşturan) kök hücreler içeren bir plazma sıvısı elde edilir.
CGF tedavisi yaptıranlar yorumları ve uzman görüşlerine göre genellikle 3-6 seanslık bir CGF tedavisi yeterlidir. Ancak bu belirtilen sürenin kişi özelinde farklılık gösterebileceği unutulmamalıdır. İlk işlemin ardından etkileri hissedilebilir. Ciltte birkaç gün içinde sağlıklı bir parlaklık ortaya çıkar. Yıl boyunca 15-30 veya 45-90 gün aralıklarla yapılacak olan 3-6 seanstan sonra yılda 3-4 kez tekrarlamak sürekli gençleştirici bir etki elde etmeyi sağlar.
CGF tedavisi platelet sayısının yetersiz olduğu kan testlerinde, aktif enfeksiyon durumunda, kanama hastalığı olan kişilerde, aynı gün kan inceltici ilaç kullanılmışsa, kronik karaciğer hastalığı bulunanlarda ve son 5 yıl içerisinde kanser geçmişi olanlarda bu tedavi uygulanmamalıdır.
CGF Tedavi alan bölgenin 4-6 saat boyunca temizlenmemesi, yıkanmaması ve 12-24 saat süresince makyaj yapılmaması tavsiye edilir. Denize ya da havuza girilmemelidir. Anti-enflamatuar ilaçların CGF ile sağlanan doğal iyileşme sürecini bozacağından kullanılmamalıdır. Gerek duyulduğunda Parasetamol gibi ağrı kesiciler alınabilir veya soğuk kompres uygulanabilir.
CGF ile PRP arasındaki fark şu şekilde özetlenebilir: PRP, Trombositten Zengin Plazma anlamına gelir. CGF-CD34 tedavi yöntemi ise daha yoğun ve konsantre büyüme faktörü içeren ve kan yapıcı hematopoetik kök hücre (CD-34) içeren plazmayı elde etmek için gelişmiş bir tekniktir. CGF PRP'nin kullanıldığı tüm durumlarda daha etkilidir. Kanın iyileştirici gücünün en yüksek olduğu bölgedir. Sadece dokuya direkt olarak uygulanmaz, gerektiğinde uzman tarafından damar yoluyla da uygulanabilir.
PRP işlemi ne kadar fazla ve trombositten zengin plazma (PRP) üretebilirse CGF işlemi de o derece çok trombosit aktive edebilir. Trombositlerin büyüme faktörlerini aktif hale getirebilmek için çeşitli ek yöntemlerle parçalanmaları gerekir. Bu parçalama işlemi radyo frekansı, fiziksel bio-aktivatör ve kimyasal antagonistler gibi metotlar kullanılarak gerçekleştirilir. PRP uygulamasından yararlanarak trombosit yoğunluğu artırılırken belirtilen ek yöntemler aracılığıyla da trombositlerin büyüme ve iyileşme süreçleri tetiklenir. CGF tekniği ise bu yoğunlaştırılmış trombositlerin tedavi edici, yenileyici ve onarıcı özelliklerini ortaya çıkarır.
Aktive edilen konsantre büyüme faktörleri içeren trombositler özellikle hasarlı doku tamiri mekanizmalarını harekete geçirir. Trombositler önemli miktarda büyüme faktörü barındırır. Yoğun trombosit elde etmek için kullanılan PRP tekniği ve CGF tekniği ile birlikte hücre çoğaltma, kolajen ve hyalüronik asit üretimi, epidermal hücre büyütme ve anjiyojeniz ya da benzeri yeniden yapılandırma sistemleri vücutta aktifleşerek çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılır. Büyüme faktörlerinin doku yenilenmesinde çok sayıda pozitif etkisi olduğu anlaşıldığından PRP ve CGF teknikleri yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu sayede PRP tekniği ile doku hasarı olan bölgede trombosit sayısı artırılırken CGF tekniği ile yüksek yoğunluklu büyüme faktörlerinin salımı gerçekleştirilerek doku hasarının iyileşme süreci hızlandırılır.
CGF yani konsantre büyüme faktörü tedavisi son zamanlarda popülerlik kazanan bir tedavi yöntemidir. Ancak her tıbbi işlem gibi CGF tedavisinin de belirli yan etkileri mevcuttur. Bu yan etkiler genellikle hafif ve geçicidir. CGF tedavisi yan etkileri aşağıdaki gibidir:
Herhangi bir yan etki ile karşılaştığınızda ya da endişelenmenize neden olan belirtiler gördüğünüzde mutlaka doktorunuza başvurmanız gerekmektedir. Unutmayın, her tıbbi işlem öncesi ve sonrasında doktorunuzla düzenli iletişim halinde olmak olası komplikasyonları önlemenin en etkili yoludur.
PRP tekniği kullanılarak kişiden alınan kan trombositten zenginleştirilir. Daha sonra ise CGF tekniği ile trombositler parçalandığında konsantre büyüme faktörleri elde edilir. Yoğun konsantre plazma uygulama alanının dezenfekte olması ve lokal anestezik kremlerin uygulanmasının ardından işlem için hazır hale getirilir. Konsantre plazma sıvısının tedaviye uygun hale getirilip belirlenen bölgeye uygulama yöntemleri arasında doğrudan enjeksiyon, mikro iğneleme, maske şeklinde kullanım, mezoterapi ve yara veya doku hasarlı alanlara sürülme bulunur. CGF'nin ikinci nesil uygulaması olan ve CGF-CD34 olarak adlandırılan yeni yöntem sayesinde trombositlerden sadece yoğun büyüme faktörleri değil, CD34 isimli kök hücreler de elde edilebilir.
Yaşlanma süreci genelde uzun vadeli bir doku hasarı olarak tanımlanır. Biyolojik anlamda yaşlandıkça dokularımızdaki artan hasarlar yaşlanmanın belirtilerini oluşturur. Yaşlanma süreci kroniktir ve vücudumuzdaki doku hasarlarına çeşitli dış faktörler de etki eder. Bu yüzden doku onarım mekanizmaları bu süreci tam olarak tespit edemez. Doku onarım mekanizmaları normalde herhangi bir hasar ya da yaranın tamiri sırasında daha hızlı ve yoğun çalışır. CGF uygulaması sayesinde doku onarım mekanizmalarının tespit edemediği bu yavaş doku hasarı sürecinde, yaralanma durumlarında vücudun iyileştirme mekanizması taklit edilir. Bu sebeple estetik amaçlı CGF işlemler genellikle yüz, boyun, eller, dekolte bölgesi, iç bacak ve selülit bölgeleri, kollar gibi alanlarda uygulanır.
CGF yöntemi herhangi bir ilaç ya da farmakolojik ürün kullanmadan bedenin kendi iyileşme yeteneğini harekete geçirir. Bu uyarı sayesinde sonuçlar genellikle yavaş fakat kalıcıdır. İlk enjeksiyonun ardından sağlıklı bir cilt parlaklığı belirginleşir ve genel faydalar görülür. Kullanımın 15-30 veya 45-90 günlük aralıklarla 3 – 6 kez yapılması ve yılda 3-4 kez tekrarlanması durumunda bu tedavilerin etkisi kalıcı bir gençlik kazandırabilir. İlk enjeksiyondan 2 – 4 hafta sonra hasarlı dokunun durumu yeniden incelenir ve gerekirse ek enjeksiyonlar planlanır.
1 yıl sonraki kontrolde menopozda olan, sigara veya alkol tüketen, beslenmesine dikkat etmeyen kişiler ya da CGF-CD34 uygulanan bölgede travma veya enfeksiyon oluşmuşsa cildini güneş ve ultraviyole ışınlarından koruyamayanlar için ek CGF-CD34 tedavilerine ihtiyaç olabilir. Ancak eğer bu zararlı faktörlerden kaçınılabilirse ikinci CGF-CD34 kürü için 1 veya 2 yıl beklemek mümkündür.
Bazı kişilerde sadece kısmi iyileşme görülürken bazılarında tamamen iyileşme sağlandığı gözlemlenmiştir. Birçok bilimsel araştırma başarı oranının %80 – 85 olduğunu belirtmiştir. Bazı çalışmalar tedaviden 6-9 ay sonra bile iyileşme sürecinin devam ettiğini ortaya koymuştur. Ancak doku hasarına sebep olan faktörler hala mevcutsa, hasarın tekrar oluşması kaçınılmazdır. Tedaviden 1 hafta sonra cildin parlaklık kazandığı ve renk açıldığı, ikinci seanstan itibaren ise kırışıklıkların yumuşadığı gözlemlenir.
CGF tedavisi fiyatları uygulanacak bölgeye, seans sayısına göre farklılık gösterir. Konu hakkında detay için Bilgi Talep Formunu doldurabilirsiniz.
KAYNAK:
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC8421811/
https://en.wikipedia.org/wiki/Growth_factor
İşlem hazırlık süreci de dahil olmak üzere 30-45 dakika sürer.
Hemogram testlerinde trombosit sayısı düşük olan, kolayca morarma veya çürüme meydana gelen bireylerde, aktif bir enfeksiyon geçirenlerde, kanama bozukluğu bulunanlar veya aynı gün büyük dozlarda antikoagülan ilaç kullananlarda, kronik karaciğer rahatsızlığı (siroz, hepatit vb.) olanlarda ve uygulama alanında kanser mevcut olan kişilere CGF uygulanmamaktadır.
Uygulanan bölgenin 4-6 saat boyunca temizlenmemesi veya yıkanmaması tavsiye edilir. Uygulamadan sonra 12-24 saatlik süre zarfında makyaj ürünleri kullanılması önerilmez. Ayrıca, uygulamanın ardından 12-24 saat içinde havuz veya denize girilmemelidir. Anti-enflamatuar (romatizma ve ağrı kesici gibi) ilaçların kullanılması, CGF ile tetiklenen doğal iyileşme sürecini engelleyeceği için önerilmez. Ancak, CGF uygulamasına bağlı ağrınız devam ediyorsa Parasetamol türünde bir ağrı kesici alabilir veya soğuk kompres yapabilirsiniz. Yüz ve boyun derisine CGF uygulamasının ardından makyaj yapmamanız ve saf ozonlanmış yağ-pomad veya herhangi bir kozmetik ürün kullanmamanız tavsiye edilir.