444 3 703

Sporcular İftarda Ne Yemeli?

 

İftarda sporcu beslenmesi dikkatle yürütülmesi gereken bir süreci içerir. Çünkü ramazan ayının öğün sayısını ikiye indirmesi metabolik işleyişi değiştirir. Alışılagelmiş beslenme, içme ve uyku düzeni tamamen farklılaşır. Bu nedenle tüketilen gıdalara daha fazla dikkat etmek gerekir. Spor yapanlar bu durumdan daha çok etkilenebilir. Enerji eksikliğini spor sırasında dengelemek için sahur ve iftar zamanlarındaki beslenme oldukça önemlidir. Eğer antrenmanlarda gerekli enerji sağlanmazsa sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalınabilir. Kas kaybını engellemek ve kiloyu korumak adına da dikkatli olunmalıdır. İşte ramazan boyunca sporcuların beslenmede dikkat etmesi gereken noktalar:

Sporcuların İftarda Dikkat Etmesi Gereken Noktalar Nelerdir?

İftar zamanındaki sporcu beslenmesi diğer zamanlardaki beslenmeden daha hassas olabilir. Sahurda dengeli ve yeterli bir şekilde beslendikten sonra iftarda da aynı özen gösterilmelidir. İşte dikkat edilmesi gereken noktalar:

  • Su tüketimi her zaman önemlidir. Hem sahurda hem de iftarda yeterince su içtiğinizden emin olmalısınız. Ramazanda spor performansı ve vücut işlevlerinin sağlıklı bir şekilde devam etmesi için susuz kalmamalısınız. Özellikle antrenman sonrasında vücudunuzda sıvı kaybı olabileceği için antrenmanlarınızı hafif tutmayı veya iftardan birkaç saat önce ya da iftardan birkaç saat sonra yapmayı düşünebilirsiniz. Orucunuzu oda sıcaklığındaki su ile açmak da faydalıdır.
  • İftarda sporcu beslenmesi karbonhidratlar, proteinler, lifler ve sağlıklı yağlar bakımından dengeli olmalıdır. Protein alımı hücre ve kas yenilenmesi için karbonhidrat alımı ise egzersiz sonrasındaki enerji eksikliğini gidermek için önemlidir.
  • Eğer antrenman iftar sonrasına planlanmışsa sindirimi zor veya aşırı yağlı yiyeceklerden kaçınmalısınız. İftarın üzerinden birkaç saat geçtikten sonra başlayabilirsiniz.
  • İftarda sporcu beslenmesi bol miktarda sıvı içeren sebzeler ve meyvelerle desteklenmelidir.

İftarda Sporcular Nasıl Beslenmeli?

İftarda sporcu diyetinde sıvı tüketimi sonrasında dikkat edilmesi gereken en önemli unsur dengeli bir iftar menüsünün oluşturulmasıdır. Enerji depolarınızı gün boyunca sağlıklı bir biçimde yeniden doldurmanız önemlidir. Yüksek yağ ve baharat içeren gıdalardan kaçınmak mide rahatsızlıklarını engeller. Protein ve karbonhidrat bakımından zengin besinler tüketmek ise oldukça yararlıdır.

Sporcular İçin İftar Başlangıcı: Orucunuzu su ile açtıktan sonra hurma veya ceviz, kuru erik, kayısı ya da incir tüketerek devam edebilirsiniz. Mercimek çorbası, yayla çorbası ya da sebze çorbalarını da tercih edebilirsiniz. Bu seçenekler sindirim sürecinizi kolaylaştırır ve vücudunuza sıvı alımını artırır. Başlangıcın ardından ana yemeğe geçiş için yaklaşık on ila on beş dakika beklemeniz önerilir.

Sporcular İçin İftar Ana Yemeği: İftarda sporcu beslenmesi kas gelişimini desteklemek amacıyla bol protein içermelidir. Ana yemekte balık veya ızgara tavuk gibi hayvansal protein kaynaklarını ya da kuru baklagil içeren yemekleri tüketebilirsiniz. Bunun yanında salata da tercih edilebilir. Sağlıklı bir şekilde hazırlanmış salata sindiriminizi kolaylaştırır. Beyaz ekmek veya Ramazan pidesi gibi beyaz unla yapılan ekmeklerden kaçınmanız gerekir. Yerine tam tahıllı ekmek, kepekli ekmek veya bulgur pilavı gibi enerji sağlayacak karbonhidrat içeren besinlerin tüketilmesi daha uygundur. Pirinç pilavı, patates ve makarna da karbonhidrat içerikli yiyeceklere ek olarak tüketilebilir. Ana yemeğin yanında zeytinyağlı bir sebze yemeği de tercih edebilirsiniz.

İftarda Tatlı, Atıştırmalık ve İçecekler: Yemekten sonra sütlü tatlı tüketmek hamur işi tatlılara kıyasla daha sağlıklıdır. Tatlı ihtiyacınızı karşılamak için çeşitli meyvelerle oluşturulan bir meyve salatası da hazırlayabilirsiniz. Enerji kaynağı olan kuru meyveler ve kuru yemişler atıştırmalık olarak tüketilebilir. Bol probiyotik ve protein kaynağı olan yoğurt da aperatif olarak düşünülebilir. Probiyotikler bağırsak floranızı güçlendirirken aynı zamanda bağışıklık sisteminizi destekler ve daha dayanıklı hale gelmenizi sağlar. Asitli içecekler yerine iftarınızı tamamlayacak ve daha sağlıklı bir seçenek olan ayranı tercih edebilirsiniz. İftardan sonra sahura kadar yeterli miktarda su tüketmeyi unutmayın.

Eğer ilk 8 saat içinde teşhis konulmaz ve cerrahi tedavi gerçekleştirilmezse, testiste kan akışı kesildiği için nekroz (doku ölümü) meydana gelir. Ani skrotum (testislerin bulunduğu torba) şişmesi, hassasiyet, ağrı ve zamanla gelişen kızarıklık bu durumun belirtileridir.

TT genellikle 18 yaş altı erkek çocuklarda görülür. Bu hastalar genellikle pediatri (çocuk sağlığı) bölümüne başvururlar. Daha bilinçli olanlar ise Üroloji polikliniğine giderler. Hastalık hakkında yeterli bilgiye sahip pediatristler, hastayı muayene ettikten sonra bir üroloji doktoruna yönlendirebilir. Zira bu rahatsızlık ancak cerrahi müdahale ile tedavi edilebilir.

Testis torsiyonu, genellikle acil tıbbi yardım gerektiren ciddi bir durumdur ve bu sebeple kendi kendine geçeceğini ummak önerilmez.

Eğer testis torsiyonu tedavi edilmezse kalıcı hasara ve hatta kısırlığa neden olabilir. Torsiyon ne kadar uzun süre devam ederse, testisin oksijen kaynağının kesilmesi sebebiyle hasar riski o kadar artar.

Testis torsiyonu kendi başınıza düzeltebileceğiniz bir durum değildir. Eğer tedavi edilmezse, bu durum kalıcı hasar ve kısırlığa neden olabilir. Torsiyon süresi uzadıkça, testise giden oksijen akışı kesilir ve dolayısıyla hasar riski artar.

Testis torsiyonunun tekrarlama şansı genellikle düşüktür, ancak bazı bireylerde ne yazık ki bu durum tekrar ortaya çıkabilir. Cerrahi müdahale sonrasında tekrarlama riski büyük ölçüde azalır.

Testis torsiyonu orşit (testis enfeksiyonu), epididimit (sperma kanalının en yakın kısmında bulunan epididim'in enfeksiyonu), appendiks testis torsiyonu (testiste bulunan doğumsal saplı çıkıntının dönmesi), appendiks epididimis torsiyonu (epididimdeki doğumsal saplı çıkıntının dönmesi) gibi hastalıklarla karıştırılabilir.

Erkek çocuklarda ileride testis torsiyonu oluşup oluşmayacağını belirlemek mümkün değildir. Bu sebeple, her erkek çocuk için önleyici bir tedavi gerekli değildir. Ancak genetik olarak torsiyona yatkın olan kişilerde koruyucu önlemler alınabilir. Genetik yatkınlığı olan erkeklerde, her iki testisin cerrahi ile skrotuma sabitlenmesi ileride oluşabilecek torsiyonu engelleyebilir.

Ailelerin bu konuda bilgi sahibi olması çok önemlidir. Hastalık oldukça nadir görüldüğünden, ailelerin bilgili olmaması normaldir. Ancak, çocuklarında ağrı, şişlik, kızarıklık, ateş, bulantı ve kusma gibi belirtiler varsa, zaman kaybetmeden bir üroloji uzmanına başvurmaları gerekmektedir.

Web ve Tıbbi Yayın KuruluGüncellenme Tarihi: 21.03.2024 18:28Yayınlanma Tarihi: 21.03.2024 12:38
Yorum Ekle


KATEGORİLER