Tıp literatüründe poliomiyelit olarak da bilinen çocuk felci, özellikle çocuklar arasında viral bir enfeksiyondur. Etkeni poliovirüs olan bu hastalık sinir sistemine saldırır ve bunun sonucunda da kas zayıflığı, felç ve bazı durumlarda ölüme yol açabilir. Genellikle 15 yaşından küçük çocuklarda görülen bu hastalık nadir olarak 15 yaş üzeri bireylerde de görülebilir. Genellikle de bacaklarda felce neden olan bulaşıcı bir hastalık olan çocuk felcini en fazla geçirme tehdidi altında olan yaş grubu 5 yaşından küçük olan çocuklardır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından sunulan verilere göre her 200 çocuk felci enfeksiyonundan 1’i kalıcı felce neden olabilir.
“Çocuk felci nedir?” sorusunu poliomiyelit olarak da bilinir ve poliovirüs tarafından tetiklenen viral bir hastalıktır şeklinde yanıtlayabiliriz. Genellikle çocukları etkileyen, sinir sistemine zarar verebilen hastalık, felç ve kas zayıflığı gibi belirgin komplikasyonlara yol açabilir.
Çocuk felci belirtileri bazı durumlarda görülmezken bazı vakalarda ateş, boğaz ağrısı, baş ağrısı, kas ağrısı gibi grip benzeri belirtilere neden olabilir. Diğer belirtiler aşağıdaki gibidir:
Çocuk felci hastalığı türleri aşağıdaki gibidir:
Çocuk felcini önlenmenin en etkili yolu aşılamadır. Aşı poliovirüsün neden olduğu enfeksiyonun engellenmesini sağlar ve hastalığın yayılmasını azaltır. Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) gibi kuruluşlar hastalığı dünya genelinde yok etmek adına aşılama kampanyalarına önem verir.
“Çocuk felci nasıl bulaşır?” sorusunu hastalık enfekte kişi/kişilerin dışkısı veya gıda ve su yoluyla bulaşır şeklinde yanıtlayabiliriz. Hastalığın etkeni olan poliovirüs, enfekte kişilerin dışkısı ile yayılır. Yiyecek ve su ile temas eden dışkı aracılığıyla virüs enfekte olan kişi tarafından alınabilir.
Çocuk felci hastalığının etkeni olan virüs, sinir sistemini etkileyerek kaslarda güçsüzlüğe, hareket kısıtlılığının yaşanmasına ve felce neden olabilir. Hastalığın ilerleyen evrelerinde bu durum kişinin yaşamını kalıcı yönde etkileyebilir. Hastalıktan korunma bu kalıcı hasarların yaşanmasının önüne geçer. Bunun yanında hastalığın etkeni olan poliovirüs, hızlı yayılır ve toplumu etkiler. Bu noktada aşılamanın yaygınlaştırılması ve hastalık karşısında toplumun bağışıklığının artırılması önemlidir.
Hastalığın teşhisinde genellikle klinik bulgu ve laboratuvar testleri kullanılır. Klinik bulgularda hastalığın belirtileri ve yaşanan semptomlar belirleyicidir. Bu bulgular felç, ağrı, kaslarda güçsüzlük, kaslarda aşırı yorgunluk belirtilerinin değerlendirilmesiyle yapılır. Teşhis sürecinde sinir sistemi fonksiyonlarının değerlendirilmesinde nörolojik muayene uygulanır. Bu kapsamda da hastanın refleksleri, kas gücü ve diğer nörolojik fonksiyonları değerlendirilir.
Teşhis sürecinde boğazdan alınan sürüntü ve dışkı örneği ile poliovirüsün varlığı tespit edilebilir. Bunun yanında PCR testiyle de genetik analiz yapılır. Enfeksiyonun antikor seviyeleri veya kişinin virüse karşı bağışıklık yanıtını değerlendirmek adına serolojik testler de uygulanır. Nadir olarak da felç veya kas zayıflığı gibi durumları değerlendirmek adına manyetik rezonans görüntüleme (Emar - MR) gibi testler de kullanılabilir.
Çocuk felci tedavisi hastalığın şiddeti ve yaşanan belirtilere göre farklılık gösterir. Hastalığı tedavi etmek adına uygulanan özellikli bir antiviral tedavi bulunmaz. Ancak hastalığın etkilerini hafifletmek ve hastanın yaşam kalitesini artırmak adına rehabilitasyon yöntemleri ve bazı müdahaleler kullanılabilir. Ancak tedavide en önemli adım hastalığı erken dönemde teşhis etmek ve hastanın yaşadığı belirtileri doğru yönetmektir.
Hastalık sonrası felç ve kas zayıflığı gibi belirtileri hafifletmek ve kasların fonksiyonunu iyileştirmek adına hastaya fizik tedavi ve rehabilitasyon programları önerilebilir. Bu programlarla hastanın kas gücü ve esnekliğini artırma, hareket etme kabiliyetini destekleme ve yaşam kalitesini yükseltme amaçlanır. Hastalık sürecinde hastanın solunum kaslarının etkilendiği durumda hastanın solunum sistemini desteklemek adına ventilatör veya diğer solunum cihazlarının kullanımı gerekebilir.
Bunun yanında hastadaki kaza spazmlarını hafifletmek, kas gücünü artırmak, yaşanan ağrıları dindirmek adına bazı ilaçlar reçete edilebilir. Bu ilaçlarla semptomları hafifletmek amaçlanır. Hastalığın ileri evrelerinde bazı vakalarda kas bağlarını gevşetmek veya ortopedik cerrahi müdahalelerle kas fonksiyonlarını iyileştirmek gerekebilir. Ek olarak hastanın yaşam kalitesini artırmak adına hastanın beslenme ve yaşam koşullarını iyileştirmeye destekleyici bakım sağlanabilir.
“Çocuk felci aşısı nedir?” sorusunu çocuk felci hastalığını önlemek için kullanılan bir aşıdır şeklinde yanıtlayabiliriz. Çocuk felci aşısı oral ve inaktif iki ana türdedir. Oral polio aşısı (OPA) ağız yoluyla alınan bir aşıdır. Zayıflatılmış canlı poliovirüs içerir. Kolay uygulanabilir ve toplu bağışıklık kazandırmada etkilidir. İnaktif polio aşısı (IPA) enjeksiyon yoluyla uygulanan bir aşıdır. İnaktive edilmiş (ölü) poliovirüs içerir. Daha güvenlidir ve bağışıklık sistemi zayıf bireylerde tercih edilir.
“Çocuk felci aşısını kim buldu?” sorusunu da çocuk felci aşısını bulan kişi, Amerikalı virolog Dr. Jonas Salk'tır şeklinde yanıtlayabiliriz. Dr. Salk, 1955 yılında inaktive poliovirüs aşısını (IPV) geliştirdi. Bu aşı, ölü virüsleri içerir ve kas içine enjekte edilerek uygulanır.
Ayrıca, 1961 yılında, Albert Sabin tarafından canlı zayıflatılmış poliovirüs aşısı (OPV) geliştirildi. Bu aşı, ağız yoluyla alınır ve bağırsaklarda bağışıklık sağlar. Her iki aşı da çocuk felciyle mücadelede büyük bir başarı elde etmiş ve hastalığın dünya genelinde büyük ölçüde azaltılmasına katkıda bulunmuştur.
Çocuk felci aşış uygulama takvimi ülkeden ülkeye ve sağlık otoritelerinin belirlediği aşılama programlarına göre değişebilir. Ancak Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve birçok ülkenin sağlık otoritesi tarafından önerilen genel bir aşı takvimi bulunmaktadır. Bu takvim hem inaktive poliovirüs aşısı (IPV) hem de oral poliovirüs aşısı (OPV) için uygulanabilir.
İnaktive Poliovirüs Aşısı (IPV) Uygulama Takvimi
IPV, kas içine enjekte edilen ve inaktive (ölü) virüs içeren bir aşıdır. Genel olarak aşağıdaki yaşlarda uygulanır:
Oral Poliovirüs Aşısı (OPV) Uygulama Takvimi
OPV, ağız yoluyla verilen ve zayıflatılmış (attenüe) virüs içeren bir aşıdır. OPV, bazı ülkelerde rutin aşılamalarda kullanılmaya devam etmektedir. OPV'nin uygulama takvimi genellikle şu şekildedir:
Çocuk felci virüsü için uygulanan aşılar genellikle güvenli ve etkilidir ancak her aşıda olduğu gibi bazı yan etkiler ortaya çıkabilir. Yan etkiler genellikle hafiftir ve kısa süreli olur. İnaktive poliovirüs aşısı (IPV) ve oral poliovirüs aşısı (OPV) ile ilgili olası yan etkileri aşağıdaki gibidir:
Aşı sonrası yan etkiler genellikle hafif ve geçici olsa da ebeveynlerin ve bakıcıların bazı belirtileri izlemeleri önemlidir. Enjeksiyon bölgesinde aşırı kızarıklık, şişlik veya ağrı, yüksek ateş, şiddetli alerjik reaksiyon belirtileri (nefes almada zorluk, yüzde veya boğazda şişlik, döküntü), şiddetli yan etkiler veya alerjik reaksiyonlar durumunda derhal bir sağlık profesyoneline başvurulmalıdır.
Çocuk felci aşıları, hastalığın önlenmesinde son derece etkilidir ve genel olarak güvenlidir. Yan etkiler genellikle hafif olup, ciddi yan etkiler çok nadirdir. Aşıların sağladığı koruma, olası yan etkilerden çok daha önemlidir, çünkü çocuk felci ciddi ve potansiyel olarak yaşamı tehdit eden bir hastalıktır. Aşılama, çocuk felcini dünya çapında büyük ölçüde azaltmıştır ve bu başarıyı sürdürmek için aşılama programlarına devam edilmelidir.
KAYNAK: https://www.who.int/news-room/fact-sheets/detail/poliomyelitis
Çocuk felci (polio), genellikle hastalığın belirtilerinin ortaya çıkmasından önce ve belirtiler ortaya çıktıktan sonra bir süre bulaşıcılığını sürdürebilir. Bulaştırıcılık dönemi, virüsün vücutta çoğaldığı ve enfekte olan kişinin çevresine yayılmaya başladığı dönemi ifade eder. Virüs, enfekte kişilerin dışkısıyla çevreye yayılır ve özellikle enfekte kişi hasta olsa bile, dışkıda belirli bir süre boyunca virüsün varlığını sürdürebilir. Bu nedenle, genellikle enfeksiyonun ilk birkaç hafta süresince çevreye virüs yayılmaya devam eder.
Poliovirüsün kuluçka dönemi genellikle 7-21 gündür ancak bu süre 3 ile 35 gün arasında değişebilir. Kuluçka dönemi, virüsün vücuda girmesinden semptomların ortaya çıkışına kadar geçen süredir.
Çocuk felcinin etkeni poliovirüstür. Poliovirüs, Picornaviridae ailesine ait bir RNA virüsüdür ve üç tip poliovirüs (Tip 1, Tip 2 ve Tip 3) bulunmaktadır. Virüs, enfekte kişilerin dışkıları ve ağız salgılarıyla bulaşabilir.
Çocuk felci, belirtileri nedeniyle bazı diğer hastalıklarla karıştırılabilir. Bu hastalıklar guillain-barré sendromu, viral meningit, transvers miyelit, akut flask paralizidir.
Poliovirüs merkezi sinir sistemine saldırarak beyin ve omurilikteki motor nöronları enfekte edebilir. Bu enfeksiyon kas zayıflığı, paralizi ve diğer nörolojik belirtilere yol açabilir.
Post Polio Sendromu (PPS), çocuk felcinden (polio) yıllar sonra ortaya çıkan bir sağlık durumudur. Poliovirüs enfeksiyonu geçiren kişilerde yıllar sonra yeniden kas güçsüzlüğü, kas ağrıları, yorgunluk, solunum zorlukları ve diğer belirtilerin ortaya çıkması durumuna Post Polio Sendromu denir.