Solunum yetmezliği acil tedavi gerektiren ve hayati risk taşıyan sağlık problemlerinden biridir.
Solunum yetmezliğinin nedenine bağlı olarak yaşam süresi değişir. Akut solunum yetmezliğinde günler hatta saatler içinde hasta hayatını kaybedebilir. Kronik solunum yetmezliği olan hastalar ise uygun tedavi ve iyi bir bakımla uzun yıllar hayatını devam ettirebilir.
Solunum yetmezliği birçok organı etkiler. İlk etkilenen organ genellikle akciğerlerdir. Ayrıca kalp ve beyin de solunum yetmezliğinden en çok etkilenen organlar arasındadır.
Solunum yetmezliği bulunan hastaların hızlı bir şekilde nefes alıp vermesi, çarpıntı ve dudakların morarmasının yanı sıra bilinç kaybı da görülebilmektedir.
Solunum yetersizliği kandaki oksijen miktarının azalmasına neden olmaktadır. Bu durum da vücuttaki doku ve organların işlevlerini yerine getirememesine hatta doku ve organ ölümüne neden olabilmektedir.
Solunum yetmezliği sebebi ile hızlı nefes alıp vermek, tansiyon düşüklüğü hastalarda baş dönmesine neden olabilmektedir.
Akut solunum yetmezliği yaşayan birisinin öncelikle solunum yollarının açık olup olmadığı kontrol edilmelidir. Hasta sert bir zemine sırt üstü kolları iki yanda yatırılmalıdır. Bilinci kapalı dil arkaya düşüp hava yolunu tıkayabilir ya da herhangi bir yabancı (kum, toprak, diş protezi vb.) madde solunum yolunu tıkayabilir. Bu durumda baş geriye itilip çene yukarı kaldırılarak soluk yolu açılır. Eğer solunum durmuş ise suni solunum yapılır. Hastanın sıkı kıyafetleri gevşetilir.
Solunum yetmezliği tedavisi, durumun şiddetine, hastanın genel sağlık durumuna ve tedaviye nasıl yanıt verdiğine bağlı olarak değişebilir. Tedavi, solunum yetmezliğinin nedenine ve türüne bağlı olarak çeşitli yöntemler içerebilir. Örneğin, oksijen tedavisi, solunum cihazı desteği, ilaç tedavisi, su kaybı tedavisi veya enfeksiyon kontrolü gibi müdahaleler gerekebilir.
Bazı durumlarda solunum yetmezliği tedavisi birkaç gün sürebilirken, diğer durumlarda daha uzun sürebilir. Hastanın hastane veya tıbbi bakım gerektiren diğer ortamlarda yatış süresi değişken olabilir. Tedavi süresi hakkında kesin bir süre vermek, durumun karmaşıklığı nedeniyle zor olabilir ve genellikle bireysel vakaların değerlendirilmesi gerektirir.