22 Ekim 2022 tarihinde Türk Obezite Cerrahisi DerneÄŸi ve Kocaeli Üniversitesi ortaklığıyla 3. Kocaeli Bariatrik Cerrahi Çalıştayı gerçekleÅŸtirildi. 100’den fazla katılımcının yer aldığı 3. Kocaeli Bariatrik Cerrahi Çalıştayı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Konferans salonunda yapıldı. Obezitenin tedavi edilmesinde kullanılan yeni uygulamalar ve etik konuların ele alındığı toplantıda temel konuların iÅŸlendiÄŸi konferanslar ile 1 panel gerçekleÅŸtirildi. Türkiye’nin dört bir yanından gelen alanında uzman doktorların konuÅŸmalarından sonra da 2 canlı ameliyat yapıldı.
Bu önemli toplantının düzenleme kurulu baÅŸkanlığını, Ä°FSO (Uluslararası Obezite cerrahisi dernekleri federasyonu) Türkiye temsilcisi ve TOSS (Türk Obezite Cerrahisi DerneÄŸi) yönetim kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Åžahin gerçekleÅŸtirdi.
Akademik düzeyde birçok ismin katıldığı çalıştayda Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi BaÅŸhekimi Prof. Dr. Nuh Zafer Cantürk, TOSS (Türk Obezite Cerrahisi DerneÄŸi) BaÅŸkanı Prof. Dr. Mustafa TaÅŸkın ve Büyük Anadolu Hastaneleri Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Op. Dr. Yakup Yönten konuÅŸmalarıyla yer aldılar.
Ä°FSO (Uluslararası Obezite cerrahisi dernekleri federasyonu) Türkiye temsilcisi
TOSS (Türk Obezite Cerrahisi DerneÄŸi) Yönetim Kurulu Üyesi
Metabolik cerrahi ile obezitenin farklı konular olduÄŸunun altını çizen Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Åžahin “Metabolik cerrahi ve obezite aslında 70 yıllık bir geçmiÅŸe sahip. Ancak son 20 yıldır Türkiye’nin gündeminde. Obeziteyi vücut kitle endeksinin % 30’un üzerinde olması ya da vücuda zarar verecek oranda yaÄŸ birikmesi ÅŸeklinde ifade ediyoruz. Metabolik cerrahi ise obez veya diyabet olan ya da yalnızca diyabet olan hastaları kapsayan bir durum. Bu nedenle bu 2 grubu birbirinden ayırmak lazım. Obezite cerrahisinde genel olarak bugüne dek vücut kitle endeksi yüzde 30’un üzerinde olan 18 yaÅŸ ve üzeri hastalara ameliyatlar yapıyorduk. Ancak çeÅŸitli konseylerde alınan kararlar neticesinde ileri derecede kilosu olan ya da tip2 diyabeti bulunan çocuk hastalara da artık ameliyat yapabiliyoruz. Bu ameliyatın kararını da bir endokrinoloji uzmanı, bir pediatrist, bir psikiyatrist ve bir genel cerrah veriyor.” dedi.
Sözlerine devam eden Åžahin, “Vücut kitle endeksinin yüksek olması birçok hastalığı beraberinde getiriyor. Bu hastalıkların başında da hipertansiyon, eklemlerdeki artrozlar ve dejenerasyonlar, tip2 diyabet geliyor. Bu hastalıkların tedavisi için de çeÅŸitli giriÅŸimler yapılıyor. Üstelik Türkiye, bu konuda yapılan uygulamaların en baÅŸarılı ÅŸekilde gerçekleÅŸtirildiÄŸi ülkelerin başında geliyor.” dedi.
Bir hastaya obezite teÅŸhisinin konulmasında birçok faktörün etkili olduÄŸunu belirten Åžahin, “Kilo, tek başına etkili bir faktör deÄŸil. Hastanın boyu da önemli. Boy ve kilo oranı 30’un üzerinde olan hastalara obez diyoruz. Ancak ameliyat için vücut kitle endeksinin %35’in üzerine geçmesi gerekiyor ve beraberinde bazı hastalıkların da olması gerekiyor. Yahut herhangi bir hastalık olmaksızın vücut kitle endeksinin %40’ın üzerine çıktığı durumlar da olabiliyor. Bu konuda SaÄŸlık Bakanlığı gerçekten çok önleyici tedbirler alarak obezite ameliyatı ve metabolik cerrahiye büyük destekler veriliyor. Bu hususta da SaÄŸlık Bakanlığı ödemeleri artırdı ve bu anlamda ameliyatları teÅŸvik ediyor.” dedi.
Åžahin sözlerine ÅŸu ÅŸekilde devam etti: “150 santimetre boyunda olan biri için 100 kilo çok yüksek bir kilodur fakat 190 santimetre boyundaki bir insan için normal bir kilodur. Örnek vermek gerekirse ortalama 1.70 veya 1.75 boylarında olan ve 105 kiloyu aÅŸan herkes aÅŸağı yukarı cerrahi sınıra girmiÅŸ oluyor. Tabi hastalarımız genellikle 130-140 kilo bandında oluyor. Ancak 289 kiloya kadar olan hastaları da ameliyat ettim. Üstelik çok etkili ve güzel sonuçlar aldım. Yani 105-110 kilodan sonrası cerrahi için uygun bir endikasyon oluÅŸturuyor. Genellikle 18 yaÅŸ ve üzeri hastalara bakıyoruz fakat bugüne kadar az sayıda da olsa 12 yaÅŸ üstü hasta aldığımız da oldu. Fakat bunların komisyonlar ve konseyler tarafından kararlaÅŸtırılmış olması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Obezite tedavisinde uygulanan yöntemlere de deÄŸinen Åžahin, “Günümüzde en yaygın olarak mide küçültme ameliyatı yapılıyor. Çok kolay ve kısa süren bir ameliyat. Vücut için çok kalıcı olumsuz etkileri de yok. Ayrıca geri döndürülebilmekte ve baÅŸka ameliyat tekniklerine de çevrilebilmekte. Bugün için dünyada yapılan ameliyatların %60’ı tüp mide ameliyatıdır. Fakat ÅŸunu da ifade edeyim, uygun hastaya uygun tekniÄŸin seçilmesi gerekiyor. Gastrik Bypass ameliyatı, tüp mide ameliyatı, mide botoksu, mide balonu gibi teknik ve uygulamaları da baÅŸarılı ÅŸekilde uygulamaktayız. Bu noktada hasta seçimi önemli” dedi.
TOSS (Türkiye Obezite Cerrahisi DerneÄŸi) BaÅŸkanı
Türkiye Obezite Cerrahisi DerneÄŸi BaÅŸkanı Prof. Dr. Mustafa TaÅŸkın, “Türkiye’de yapılan ameliyatlar Avrupa’yı geçmiÅŸ durumda. Maliyet ve hastana donanımları Avrupa’ya göre daha iyi olduÄŸu için Avrupa’dan pek çok hasta Türkiye’ye gelmeyi tercih ediyor. Bu nedenle saÄŸlık sektörümüzün bel kemiÄŸi obezite ameliyatları yapan cerrahlar ile plastik cerrahlar” diye konuÅŸtu.
Obezitenin önemli bir halk saÄŸlığı problemi olduÄŸunu ifade eden Prof. Dr. Nuh Zafer Cantürk, “Bu türden konuların iÅŸlendiÄŸi çalıştaylar ile obezite hastalığıyla ilgili farkındalık yaratmak istiyoruz. Ayrıca obezite cerrahisinin her hasta için uygulanmadığını ve uygulanması gereken hastaların da doÄŸru seçilmesi gerektiÄŸinin altını çiziyoruz.” dedi.
Sözlerine devam eden Cantürk, “Bizim iÅŸimiz tecrübe ile sabit, tecrübe ile her geçen gün daha baÅŸarılı çalışmalara imza atma imkânımız oluyor. Bu alanda tecrübeli kiÅŸilerin tecrübelerine saygı duymak gerekiyor ve bu nedenle bu kiÅŸileri böyle sempozyumlar ile bir araya getiriyoruz” diye konuÅŸtu.
Cantürk, “Obeziteyi beslenme ve egzersiz rutini ile kontrol altına almaya çalışıyoruz. Ancak bazen bunu uygulamada baÅŸarısız olabiliyoruz. Bu türden vakalarda da cerrahi tedavi uygulamak gerekiyor. Uygulanan bu cerrahi tedavi yöntemleri ile ilgili zaman zaman bir takım etik problemler ile karşılaşılabiliyor. Bu nedenle etik konuları masaya yatırarak meslektaÅŸlarımızın bu konuda bilgilenmesine katkıda bulunmak ve obezite cerrahisinin hangi hastalar için uygun olduÄŸunu netleÅŸtirmek istiyoruz. Üniversitemizde bu ameliyatları sevgili Doç. Dr. Ata Güler yapıyor. Ancak 3’üncüsünü düzenlediÄŸimiz bu sempozyumla hem kendi bilgilerimizi hem de meslektaÅŸlarımızın bilgilerini yenilemek amacıyla Türkiye’de obeziteyle ilgili duayen ve doktor arkadaÅŸlarımızı toplantıya davet ettik. Bu vesileyle tecrübelerini bizimle paylaşıyorlar. Ayrıca Ä°spanya ve Mısır’dan canlı baÄŸlanan ve kendi tekniklerini bizimle paylaÅŸan iki uzmanımız daha var. Bu vesileyle onlarda yapılanlar ile bizimkileri karşılaÅŸtırıyoruz” dedi.
Çalıştayla ilgili görüÅŸlerini aktaran Op. Dr. Yakup Yönten “Çağımızın hastalığı haline gelen ve tüm dünyanın en büyük ortak saÄŸlık sorunlarından olan obezite hastalığının ve tedavi seçeneklerinin ülkemizin kıymetli hocalarının bulunduÄŸu bu gibi oturumlarda ele alınması büyük bir adımdır. Obezite birçok hastalığı beraberinde tetikleyebilen ve toplumun genel saÄŸlık yapısını bozabilen bir hastalıktır. Gastrik Bypass ameliyatı, tüp mide ameliyatı, mide botoksu, mide balonu gibi bariatrik cerrahi imkanlarının geliÅŸmesi ile obezite hastalığına tedavi imkanları oluÅŸması ve bu gibi akademik yaklaşımlarla süreçlerin pekiÅŸmesi çok kıymetlidir.” dedi.
Sözlerine “Büyük Anadolu SaÄŸlık Grubu olarak, obezite ameliyatlarının 80’li yıllarda Türkiye’ye getirilmesinde ve teknik imkân kurgusunun geliÅŸtirilmesinde büyük destekler saÄŸladık.” diye devam eden Op. Dr. Yakup Yönten “SaÄŸlık sektörünün geliÅŸimine, toplumumuzun saÄŸlığına pozitif etki edecek çalışmalara katkı saÄŸlamak deÄŸiÅŸmez hedeflerimiz arasında.” diyerek sözlerine son verdi.