Her gün çeşitli sağlık problemleri ya da acil durumlar yaşayan binlerce kişi bulunmaktadır. Bundan dolayı sağlıklı yetişkinlerin periyodik olarak kan bağışında bulunması büyük bir öneme sahiptir. Peki kan vermenin faydaları nelerdir? Konu hakkında merak edilenleri sizler için derledik.
Bir gün herkesin kan bağışına muhtaç olabileceği gerçeğiyle hareket ederek düzenli kan bağışında bulunması önemli fakat kan vermeden önce belirli rutinlerin takip edilmesi gerekmektedir. İlk olarak, donörden bazı soruları yanıtlaması için form doldurması talep edilir. Kan bağışında bulunmaya engel bir durum olup olmadığını belirlemek amacıyla fiziksel kontrol yapılır. Eğer herhangi bir problem yoksa, kan örneği alınır ve gerekli kan analizleri gerçekleştirilir. Kan testlerinde de herhangi bir aksilik çıkmazsa, bağış yapan kişi donör yatağına yönlendirilir ve bir ünite kan alım işlemi başlatılır. Bu işlem genellikle 15 dakikadan daha kısa sürer. Kan verme işleminden sonra bağışçının 10-15 dakika dinlenmesi önerilir.
Kan verebilecek kişiler konusunda da bağış öncesinde bilgi sahibi olmak önemlidir. Hem başkalarına hem de kendi sağlığına katkıda bulunmayı arzulayan bir kişinin sağlıklı olması gerekmektedir. 18-65 yaşları arasında olanlar, kilosu ortalama olarak 50'nin üzerinde olanlar ve kan testlerindeki hemoglobin değerleri normal olan herkes en fazla iki ayda bir kez olacak şekilde, genellikle yılda dört kez kan bağışında bulunabilir. Peki kan vermenin şartları nelerdir?
Kan vermenin faydaları nelerdir? Kan hayatın her döneminde insanların karşılaşabileceği bir ihtiyaçtır. Bu farkındalıkla bireylerin hem yardımcı olmaları hem de kendi sağlıklarını korumak için düzenli kan bağışında bulunmaları büyük önem taşır. Yürütülen çalışmalar düzenli kan vermenin insan sağlığı üzerinde hem duygusal hem de fiziksel yönleriyle çok önemli getirileri olduğunu belirtir. Kişinin psikolojik durumu pek çok avantaj sağlayan kan bağışı, hücre yenilenmesini teşvik ederek daha güçlü bir vücut yapısına yardımcı olur. Kalp krizi riskini önemli ölçüde azalttığı bildirilen kan bağışı, aynı zamanda daha sağlıklı bir karaciğer ve baş ağrısı ile yorgunluğa karşı iyileştirici etkilere sahip olduğu bilinmektedir. Kan verme eylemi, psikolojik rahatlama yanında stresi azaltıcı etkisiyle de öne çıkar ve ayrıca kan içerisindeki yağ oranını düşürür.
Kan vermenin faydaları ve zararları sıklıkla merak edilen konulardandır. Sağlıklı bir yetişkinin kan bağısında bulunmasının herhangi bir yan etkisi genellikle yoktur. Ancak kan bağışı sırasında bazı semptomlar yaşayabilirsiniz. Kan verdikten sonra mide bulantısı ve baş dönmesi gibi semptomlar yaşarsanız, ayaklarınızı yukarı kaldırarak bir süre uzandığınızda bu etkilerin geçeceğini göreceksiniz. İğne bölgesinde kanama ve cilt altında morarma gibi belirtiler de görülebilir. Kan verdikten sonra yaşayabileceğiniz yan etkileri en aza indirmek için bol su tüketmeli ve dengeli beslenmelisiniz. Nadiren, kan bağışından sonra aşağıdaki durumları da yaşayabilirsiniz:
Sağlıklı kişiler genellikle sorunsuz bir şekilde kan verebilirken bazı hastalıkların sahipleri kan vermeme durumunda olabilirler. Kan vermemesi gerekenler aşağıdaki gibidir:
Kan bağışlamak, vücutta çeşitli fizyolojik reaksiyonlara sebep olan bir işlemdir. Kan verildiği zaman vücutta meydana gelen bazı dikkate değer değişimler şunlardır:
KAYNAK:
https://www.healthline.com/health/benefits-of-donating-blood
Kan vermekle kilo kaybı arasında herhangi bir ilişki tespit edilmemiştir.
Her ne kadar kan vermenin genelde negatif bir yan etkisi yoksa da, çok fazla kan verildiği zaman halsizlik hissi oluşabilir.
Dövme yaptıran kişiler, bulaşıcı hastalıkların yayılma riskinden dolayı 1 yıl boyunca kan bağışlamazlar.
Eğer kan vermeyi engelleyecek bir sağlık sorununuz yoksa, kan vermeyi tercih etmek özellikle kalp krizi riskini azaltmaktadır.
Kan bağışlama sıklığı genellikle ilgili ülkenin ya da kan toplayan kurumun politikalarına göre farklılık gösterebilir. Ancak çoğu durumda, sağlıklı bireyler yılda birkaç defa kan verme hakkına sahiptirler. Genelde yetişkin bir insanın yılda 2 ile 4 kez arasında kan vermesi mümkündür. Bu tür kısıtlamalar, kan vermenin potansiyel sağlık etkilerini ve vücuttaki kan seviyesinin dengelenmesini hesaba katarak belirlenir. Ayrıca, bu kısıtlamalar, donörünün kan bileşenlerinin ve demir düzeylerinin yeniden dolum sürecine olanak tanımak için uygulanır.