Solunum birçok organın birbiriyle bağlantılı bir şekilde çalışmasını gerekli kılan komplike bir durumdur. Bu sistemlerden herhangi birinde yaşanan problem solunum yetmezliği yaşanmasına neden olabilir. Solunum işinin tamamlanması için temiz havanın akciğerlere ulaşması, akciğerlerde oksijen-karbondioksit değişiminin olması ve dokulara oksijenin iletilmesi gerekir. Bu aşamaların herhangi birinde bozukluk olması solunum yetmezliğine neden olur. “Solunum yetmezliği olan hasta ne kadar yaşar?” sorusunun yanıtını ve bilinmesi gerekenleri sizler için derledik.
Solunum yetmezliği temel olarak akut ve kronik solunum yetmezliği olarak ikiye ayrılır. Akut solunum yetmezliği saatler, günler içinde gelişebilir. Genellikle tıbbi olarak tedavi edilebilir. Ancak ağır durumlarda, tedavi edilemezse ölümle sonuçlanabilir. Kronik solunum yetmezliği ise uzun sürede düzeltilemeyen akciğer, kalp, beyin, kas hastalıkları sonucu gelişir. Solunum yetmezliği tipleri aşağıdaki gibidir:
Hipoksemik (Tip 1) solunum yetmezliği: Hipoksemik (Tip 1) solunum yetmezliği, kan dolaşımında oksijen düzeylerinin beklenenin altında olduğu bir durumu ifade eder. Bu tip solunum yetmezliği, akciğerlerin gaz alışverişi yeteneğini etkileyen sorunlardan kaynaklanabilir. Tip 1 solunum yetmezliği, oksijenin akciğerlerden kana geçişindeki bir sorunla ilgili olduğundan kanda düşük oksijen seviyeleri ve normal veya düşük karbondioksit seviyeleriyle karakterizedir. Oluşma nedenleri de genel olarak ventilasyon perfüzyon dengesizliği (KOAH, astım), şant (akciğer ödemi, pnömoni, ARDS), difüzyon bozukluğu (interstisiyel akciğer hastalıkları, pulmoner emboli), alveoler hipoventilasyon (KOAH, obezite, nöromuskuler hastalıklar) şeklindedir.
Hiperkapnik (Tip 2) solunum yetmezliği: Hiperkapnik (Tip 2) solunum yetmezliği, vücudun karbondioksit (CO2) seviyelerini etkili bir şekilde azaltamaması sonucunda ortaya çıkan bir durumdur. Bu, genellikle akciğerlerin yeterli düzeyde havalanamaması veya solunum kaslarının yeterince güçlü olmaması nedeniyle gerçekleşir. Hiperkapnik solunum yetmezliği, arteriyel kan gazı analizi ile teşhis edilir ve genellikle akciğer hastalıkları, nöromüsküler hastalıklar, göğüs duvarı bozuklukları, merkezi sinir sistemi bozuklukları ile ilişkilidir. Nefes darlığı (dispne), hızlı ve yüzeysel solunum, baş ağrısı, bilinç değişiklikleri, konfüzyon, uyku sırasında solunum problemleri, yorgunluk ve halsizlik gibi belirtiler yaratır.
Perioperatif (Tip 3) solunum yetmezliği: Perioperatif solunum yetmezliği, ameliyat sırasında veya sonrasında ortaya çıkan bir solunum problemini ifade eder. Solunum yetmezliği, genellikle akciğerlerin yeterli oksijen alamaması veya karbondioksiti etkili bir şekilde atamaması sonucu oluşur. Tip 3 solunum yetmezliği, perioperatif dönemde gelişen solunum sorunlarını ifade eder. Bu tip solunum yetmezliği, ameliyat sırasında veya cerrahi sonrasında çeşitli faktörlerin etkisiyle ortaya çıkabilir. Genellikle ameliyat sırasında kullanılan anestezi, cerrahi işlemin etkisi, yatış pozisyonu ve cerrahi komplikasyonlar gibi nedenlere bağlıdır. Solunum hızında artış, nefes darlığı, oksijen saturasyonunda düşüş, göğüs ağrısı veya rahatsızlık, genel yorgunluk ve halsizlik gibi belirtilere neden olur.
Şoka bağlı (Tip 4) solunum yetmezliği: Hayati organların kanlanmasını ve solunum kaslarının normal fonksiyonunu bozan; kanama, asidoz, elektrolit bozukluğu, ateş, hipotansiyon, beslenme yetersizliği, sepsis gibi faktörler tip 4 solunum yetmezliği gelişimine neden olabilir.
Solunum yetmezliği belirtileri çarpıntı, nefes darlığı, siyanoz, öksürük ya da hırıltı, panik atak, baş ağrısı, solunum hızında artış, kas seğirmeleri, yüksek ya da düşük tansiyon, aritmi, kafa karışıklığı ya da oryantasyon bozukluğu, uyku hali, uyuşukluk, nöbet, bayılma sayılabilir.
Anamnez ve fizik muayene ile hastada solunum yetmezliğinin olduğuna dair bir şüphe uyanmasının ardından, kesin tanı ve tedavi yöntemi için bazı tetkikler uygulanır. Bu tetkikler aşağıdaki gibidir:
Tedavi süreci hastanın durumuna göre planlanır ve tedavide solunum yetmezliğine neden olan hastalıkların tedavisi ön plandadır. Akut solunum yetmezliklerinde hızlı bir şekilde nedene yönelik tedavi başlanmalı ve oksijen desteği ile kan oksijen saturasyonu 90’ın üzerinde tutulmaya çalışılmalıdır. Solunum yetmezliği, akciğerlerin veya solunum sisteminin oksijen ihtiyacını veya karbondioksit atılımını yeterli bir şekilde karşılayamaması durumunda ortaya çıkar. Uygulanacak tedavide kişide solunum yetmezliği yaratan neden, kişinin yaşadığı solunum yetmezliğinin tipi ve ciddiyeti belirleyicidir. Solunum yetmezliği tedavisinde kullanılan yöntemler aşağıdaki gibidir:
Tedavi, hastanın genel sağlık durumu, solunum yetmezliğinin nedeni ve ciddiyeti gibi faktörlere bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle, solunum yetmezliği şüphesi olan hastaların en kısa sürede tıbbi yardım almaları önemlidir.
KAYNAK: https://my.clevelandclinic.org/health/diseases/24835-respiratory-failure
Solunum yetmezliği acil tedavi gerektiren ve hayati risk taşıyan sağlık problemlerinden biridir.
Solunum yetmezliğinin nedenine bağlı olarak yaşam süresi değişir. Akut solunum yetmezliğinde günler hatta saatler içinde hasta hayatını kaybedebilir. Kronik solunum yetmezliği olan hastalar ise uygun tedavi ve iyi bir bakımla uzun yıllar hayatını devam ettirebilir.
Solunum yetmezliği birçok organı etkiler. İlk etkilenen organ genellikle akciğerlerdir. Ayrıca kalp ve beyin de solunum yetmezliğinden en çok etkilenen organlar arasındadır.
Solunum yetmezliği bulunan hastaların hızlı bir şekilde nefes alıp vermesi, çarpıntı ve dudakların morarmasının yanı sıra bilinç kaybı da görülebilmektedir.
Solunum yetersizliği kandaki oksijen miktarının azalmasına neden olmaktadır. Bu durum da vücuttaki doku ve organların işlevlerini yerine getirememesine hatta doku ve organ ölümüne neden olabilmektedir.
Solunum yetmezliği sebebi ile hızlı nefes alıp vermek, tansiyon düşüklüğü hastalarda baş dönmesine neden olabilmektedir.
Akut solunum yetmezliği yaşayan birisinin öncelikle solunum yollarının açık olup olmadığı kontrol edilmelidir. Hasta sert bir zemine sırt üstü kolları iki yanda yatırılmalıdır. Bilinci kapalı dil arkaya düşüp hava yolunu tıkayabilir ya da herhangi bir yabancı (kum, toprak, diş protezi vb.) madde solunum yolunu tıkayabilir. Bu durumda baş geriye itilip çene yukarı kaldırılarak soluk yolu açılır. Eğer solunum durmuş ise suni solunum yapılır. Hastanın sıkı kıyafetleri gevşetilir.
Solunum yetmezliği tedavisi, durumun şiddetine, hastanın genel sağlık durumuna ve tedaviye nasıl yanıt verdiğine bağlı olarak değişebilir. Tedavi, solunum yetmezliğinin nedenine ve türüne bağlı olarak çeşitli yöntemler içerebilir. Örneğin, oksijen tedavisi, solunum cihazı desteği, ilaç tedavisi, su kaybı tedavisi veya enfeksiyon kontrolü gibi müdahaleler gerekebilir.
Bazı durumlarda solunum yetmezliği tedavisi birkaç gün sürebilirken, diğer durumlarda daha uzun sürebilir. Hastanın hastane veya tıbbi bakım gerektiren diğer ortamlarda yatış süresi değişken olabilir. Tedavi süresi hakkında kesin bir süre vermek, durumun karmaşıklığı nedeniyle zor olabilir ve genellikle bireysel vakaların değerlendirilmesi gerektirir.