Kanser, modern tıpta yaşanan gelişmelere rağmen hala gizemini koruyan bir hastalık grubudur. Hücrelerin vücudun belirli bölgelerinde kontrolsüz çoğalması sonucu ortaya çıkar. Türüne göre kanser, vücudun bir bölümünde başlayarak diğer bölümlere yayılabilir.
Bilim ve tıp alanında yaşanan gelişmelere rağmen kanser dünya genelinde kalp-damar hastalıklarından sonra ölümün iki önde gelen nedenlerinden biridir. Ancak erken teşhis ve etkili bir tedavi planı, belirli kanser türlerinin belirtilerinin kişinin vücudundan temizlenmesini destekleyebilir. Bu remisyon olarak adlandırılır. Bununla birlikte bazen remisyon yaşansa bile kanser yıllar sonra geri gelebilir. Bu durum da nüks veya rekürrens olarak adlandırılır.
Kanserde 5 yıllık sağkalım oranı önemlidir. 5 yıllık göreceli sağkalım oranları, kanserle ilgili daha net tahminler yapabilmek için kullanılır. Bu da kanser tanısı ardından 5 yıl boyunca hayatta kalan kişilerin yüzdesini ifade eder. Bu süre uygulanan tedavinin tüm kanser belirtilerini kaldırdığını göstermez ancak farklı kanser türlerini şiddetine göre karşılaştırmada fayda sağlar. Bu bakımdan değerlendirildiğinde 5 yıllık sağkalım oranları en yüksek kanserler ise aşağıdaki gibidir:
Konu kanser olduğunda sıklıkla merak edilen “En kolay atlatılan kanser türleri hangileridir?” sorusunun yanıtını sizler için derledik.
Evre 0 ve 1 meme kanseri olan bireylerde sağkalım oranı yüksektir. Bu evrelerdeki kişilerin 5 yıllık göreceli sağkalım oranı %99-100 arasında değişir. Bu da hastalığa sahip olanların, sağlıklı bireylerle kanserin neredeyse aynı şansa sahip olduğu anlamına gelir.
Kanserin aşamaları tümörün boyutunu ve yerini tanımlar. Evre 0 meme dokusundaki anormal hücrelerin büyümesini ifade eder. Bu hücreler henüz meme dokusuna yayılmamıştır. Bu aşamada genellikle "duktal karsinoma in situ (DCİS)" ve "lobüler karsinoma in situ (LCİS)" terimleri kullanılır. Bu değişimler tam anlamıyla meme kanseri değildir ancak kanserleşme potansiyeli taşıdıkları için tedavi gerektirir.
Evre 1 meme kanserinde, tümörler genellikle 2 cm'den daha küçük boyuttadır ve henüz vücudun diğer bölgelerine yayılmamıştır. Bu aşama, hastalığın en erken ve tedaviye en iyi yanıt veren dönemlerinden biridir. Tüm meme kanseri evreleri göz önüne alındığında, 5 yıllık sağkalım oranı ise %89.7’dir.
1. ve 2. evre prostat kanserlerinde, 5 yıllık göreceli sağkalım oranı yaklaşık %99’dur. Bu evrelerdeki prostat tümörleri genellikle çok yavaş bir büyüme gösterir ya da hiç büyümez, bu da tedaviyi oldukça kolaylaştırır.
Doktorunuz, prostat kanserinin zararlı olmadığını düşünüyorsa, boyut olarak artmayan tümörleri yalnızca aktif olarak takip etmeyi önerebilir. Bu izleme süreci, tedavi gerektirmeyen kanser türleri için etkili bir yöntemdir.
Testis kanserinde, 5 yıllık göreceli sağkalım oranı, lokalize (testislerin dışına çıkmamış) tümörler için %99, testislere yakın dokulara veya lenf düğümlerine yayılan bölgesel tümörler için ise %96'dır. Testis kanserinin erken evrelerinde, doktorlar durumu tedavi etmek için testislerden birini veya her ikisini cerrahi olarak alabilirler. Ayrıca kemoterapi tedavisine en iyi yanıt veren kanser türlerinden biridir.
Tiroid kanseri, 1. ve 2. evrelerinde %98-100 oranında göreceli sağkalım oranına sahiptir. Tiroid, boyunda sağlıklı vücut fonksiyonlarını destekleyen hormonları üreten bir bezdir. Çoğu tiroid kanseri oldukça yavaş büyür, bu da tedavi sürecinin daha esnek olmasını sağlar. Kanser boyundaki çevre dokulara yayıldığında bile, tiroid bezinin cerrahi olarak çıkarılması, hastalığı etkili bir şekilde yok etmek için iyi bir yöntemdir.
Cilt kanseri türlerinden biri olan malign melanom, genellikle dermatologlar tarafından dermatoskop adı verilen özel bir büyüteçle teşhis edilir. Melanomun erken tespiti ve tedavisi, bir kişinin hayatta kalma oranını önemli ölçüde artırır. Melanom hücreleri en agresif kanser hücrelerinden biridir, ancak immünoterapilerin keşfiyle birlikte sağkalım oranlarında ciddi iyileşmeler sağlanmıştır; melanom, immünoterapilerin en etkili olduğu kanser türüdür.
Evre 1A ve 1B aşamalarındaki melanomun 5 yıllık göreceli sağkalım oranları sırasıyla %92 ve %97'dir. Melanom, cildin 3 ana kanser türünden biridir ve cilt kanserlerinin yaklaşık %5'ini oluşturur. Ciltte kolayca tespit edilebilmesi sayesinde yüksek bir sağkalım oranına sahiptir.
Serviks kanseri, evre 0 ve 1A'da %93'lük bir 5 yıllık göreceli sağkalım oranına ulaşmaktadır. Erken teşhis, rahim ağzı bölgesinde anormal hücrelerin belirlenmesine ve bu hücrelerin vücudun diğer bölgelerine yayılmadan önce tedavi edilmesine olanak tanır. Serviks kanserinin daha ileri aşamalarında bile, kanserli hücreler genellikle yavaş büyür; bu da tedavinin hala etkili olabileceği anlamına gelir. Serviks kanserinin neredeyse tüm vakalarının sebebi, HPV (Human Papillomavirus) adlı virüsün neden olduğu enfeksiyonlardır. Pap smear ve HPV-DNA testi ile serviks kanserinin erken teşhisi mümkündür.
Hodgkin tipi lenfomada, kanser hücreleri genellikle B lenfositlerinin anormal bir türüdür ve bu hücrelere Reed-Stenberg hücreleri denir. Hodgkin lenfomanın birçok alt tipi bulunmakta olup, bu alt tipler hücrelerin mikroskop altında incelenmesiyle ayırt edilir. Ancak, vakaların çoğu "klasik" Hodgkin lenfoma olarak sınıflandırılmaktadır.
Hodgkin lenfoma her yaşta ortaya çıkabilir ve genellikle erkeklerde daha sık görülür. İyi bir haber ise, Hodgkin lenfomanın çoğunlukla tamamen tedavi edilebilir olmasıdır. 1. ve 2. aşamalardaki Hodgkin lenfoma hastalarının 5 yıllık göreceli sağkalım oranı yaklaşık %90 seviyesindedir.
Bu yüksek sağkalım oranı, Hodgkin lenfomanın radyasyon tedavisine iyi yanıt vermesinden kaynaklanmaktadır. Mevcut kanser tedavileri genellikle etkili olduğu gibi, CAR-T gibi yeni immünoterapi yöntemlerinin de lenfomalarda başarılı sonuçlar göstermesi, hastalığın daha ileri aşamalarındaki bireyler için de sağkalım oranlarının yüksek olabileceği anlamına gelir.
Kanser alt grupları ile binlerce türe sahip bir hastalık grubu olduğundan tüm kanserler için tam bir tedavi olmadığını belirtmek isteriz. Ancak erken teşhis ve doğru planlanmış başarılı bir tedavi süreci kanserin remisyona girmesini sağlayabilir. Bu da kansere dair tüm belirtilerin ortadan kalktığı anlamına gelir.
5 yıllık sağkalım, bir hastalığa yakalanan bireylerin tedavi sonrasında 5 yıl boyunca hayatta kalma olasılığını belirtir. Örneğin, bir kanser türü için %70'lik bir 5 yıllık sağkalım oranı, teşhis konulan 100 kişiden 70'inin tedavi sonrası 5 yıl boyunca yaşamaya devam edeceğini gösterir.
Göreceli sağkalım, belirli bir hastalığa sahip olan bireylerin, aynı yaş ve cinsiyete sahip genel nüfusla karşılaştırıldığında hayatta kalma oranlarını ifade eder. Başka bir deyişle, hastalığı olan bir grubun, hastalığı olmayan benzer özelliklere sahip bir grupla kıyaslandığında ne kadar süre hayatta kaldığını gösterir. Bu yaklaşım, hastalığın etkilerini daha net bir şekilde anlamamıza yardımcı olur.
5 yıllık sağkalım oranı, hastaların yalnızca 5 yıl boyunca hayatta kalacağını ya da 5 yıl sonra hayatını kaybedeceğini göstermez. Bu oran, tedavi sonrası 5 yıl içinde hayatta kalma olasılığını ifade eder. Eğer bir hasta bu oran içinde yer alıyorsa, 5 yılın ardından daha uzun süre sağlıklı bir yaşam sürme şansı da artar. Yani, pek çok hasta 5 yıl sonrasında da yaşamaya devam edebilir ve bazıları hastalıktan tamamen kurtulabilir.