444 3 703

Glokom (Göz Tansiyonu): Geri Dönüşü Olmayan Görme Kaybının Sessiz Hırsızı

Bilgi Talep Formu

Gözlerimizi kapattığımızda gördüğümüz karanlık, çoğu zaman geçicidir. Peki ya bu karanlığın yavaş yavaş, fark ettirmeden kalıcı hale geldiği bir senaryo hayal ettiniz mi? İşte glokom, tam olarak bunu yapan, "görmenin sessiz hırsızı" olarak da bilinen son derece sinsi bir göz hastalığıdır. Belirti vermeden ilerlemesi ve yarattığı hasarın geri döndürülemez olması, onu dünyanın önde gelen körlük nedenlerinden biri yapmaktadır.

Halk arasında "göz tansiyonu" veya "karasu" olarak da bilinen bu hastalık, erken teşhis edildiğinde kontrol altına alınabilir. Ancak pek çok kişi, görme alanında ciddi kayıplar yaşayana kadar durumun farkına bile varmaz. Bu yazıda, glokomun ne olduğunu, kimlerin risk altında olduğunu ve bu sessiz düşmana karşı en güçlü silahımız olan erken teşhisin neden hayati önem taşıdığını inceliyoruz. 

  

 

Glokom Nedir? Sadece Göz Tansiyonu Yüksekliği mi?

 

Bu, en yaygın yanlış anlamalardan biridir. Yüksek göz içi basıncı, glokom için en önemli risk faktörü olsa da, hastalığın tanımı bu değildir.

Glokom, göz içindeki sıvı basıncının, görme sinirine (optik sinir) hasar verecek düzeye yükselmesi sonucu oluşan, ilerleyici bir görme siniri hastalığıdır.

Gözümüzün içindeki ön kamarada, "aköz hümör" adı verilen ve sürekli olarak üretilip emilen berrak bir sıvı bulunur. Bu sıvı, göz dokularını besler ve gözün küresel şeklini korumasına yardımcı olur. Glokomda, bu sıvının dışarı atıldığı kanallarda bir tıkanıklık veya daralma meydana gelir. Dışarı atılamayan sıvı göz içinde birikerek, gözün iç basıncını (GİB) artırır. Bu yüksek basınç, milyonlarca sinir lifinden oluşan ve görüntüyü gözden beyne taşıyan optik sinire baskı yapar. Tıpkı bir hortumun üzerine basıldığında suyun akışının kesilmesi gibi, bu baskı da sinir liflerinin yavaş yavaş ölmesine neden olur.

 

Neden "Sinsi" Bir Hastalık? Belirtileri Nelerdir? 

  

Glokomun en tehlikeli yönü, en sık görülen türü olan Açık Açılı Glokom'un erken evrelerde hiçbir belirti vermemesidir. Hastalık ağrıya, bulanık görmeye veya belirgin bir rahatsızlığa neden olmaz. Hasar, genellikle çevresel (periferik) görme alanından başlar.

  • Tünel Görüşü: Hastalık ilerledikçe, hasta sanki bir tünelin veya borunun içinden bakıyormuş gibi çevresini görmemeye başlar. Kişi, yanından geçen bir arabayı, merdiven basamaklarını veya kapı kenarlarını fark edemeyebilir.
  • Merkezi Görmenin Kaybı: Görme sinirindeki hasar ilerledikçe, bu kayıp merkezi görmeyi de etkilemeye başlar ve en son aşamada tam körlükle sonuçlanır.

Daha nadir görülen Kapalı Açılı Glokom ise bir kriz şeklinde aniden ortaya çıkabilir ve acil müdahale gerektirir. Belirtileri şunlardır:

  • Şiddetli göz ağrısı ve baş ağrısı
  • Mide bulantısı ve kusma
  • Bulanık görme
  • Işıkların etrafında renkli halkalar görme

 

 Risk Faktörleri: Kimler Dikkat Etmeli? 

 

Glokom herkeste görülebilir, ancak bazı kişiler daha yüksek risk altındadır:

  • 40 Yaş ve Üzeri: Yaş ilerledikçe glokom riski artar.
  • Aile Öyküsü: Ailesinde (özellikle birinci derece akrabalarında) glokom olan kişilerin riski normalden 4 ila 9 kat daha fazladır.
  • Yüksek Göz İçi Basıncı: Normalden yüksek göz tansiyonuna sahip olmak.
  • Miyopi veya Hipermetropi: Yüksek dereceli kırma kusurları.
  • Diyabet ve Hipertansiyon: Sistemik hastalıklar.
  • Uzun Süreli Kortizon Kullanımı: Damla, hap veya enjeksiyon şeklinde.
  • Göz Travmaları: Göze alınan darbeler.

 

En Güçlü Silah: Düzenli ve Kapsamlı Göz Muayenesi 

 

Glokomun yarattığı görme siniri hasarı geri döndürülemez. Yani, kaybedilen görme geri getirilemez. Bu nedenle, hastalığı erken evrede, henüz görme sinirinde hasar oluşmadan yakalamak tek şansımızdır. Bunun tek yolu ise düzenli ve kapsamlı göz muayenesidir.

Glokom teşhisi, sadece göz tansiyonunu ölçmekten ibaret değildir. Kapsamlı bir muayenede göz doktorunuz:

  • Göz İçi Basıncını Ölçer (Tonometri): Göz tansiyonunuzu kontrol eder.
  • Görme Sinirini Değerlendirir (Oftalmoskopi): Göz bebeğini genişleterek veya özel lenslerle görme sinirinin durumunu ve rengini inceler. Hasar varsa sinirde çukurlaşma görülür.
  • Görme Alanı Testi Yapar (Perimetri): Çevresel görme alanınızda herhangi bir kayıp olup olmadığını tespit eder.
  • Kornea Kalınlığını Ölçer (Pakimetri): Kornea kalınlığı, göz tansiyonu ölçümünün doğruluğunu etkiler.
  • Gerektiğinde İleri Tetkikler İster (OCT): Optik sinir liflerinin kalınlığını ölçerek en erken hasarı bile tespit edebilen ileri teknoloji bir testtir.

 

Tedavisi Mümkün mü? 

 

Glokomun kesin bir tedavisi yoktur, ancak kontrol altına alınabilir. Tedavideki amaç, göz içi basıncını düşürerek görme sinirindeki hasarın ilerlemesini durdurmak veya yavaşlatmaktır.

  • İlaç Tedavisi (Göz Damlaları): En yaygın tedavi yöntemidir. Göz içindeki sıvı üretimini azaltan veya dışarı atılımını artıran damlalar kullanılır.
  • Lazer Tedavisi: Sıvı kanallarını açarak basıncı düşürmeyi hedefler.
  • Cerrahi Müdahale: İlaç ve lazerin yetersiz kaldığı durumlarda, yeni bir sıvı drenaj kanalı oluşturmak için ameliyat yapılabilir.

     

Web ve Tıbbi Yayın KuruluGüncellenme Tarihi: 23.09.2025 15:18Yayınlanma Tarihi: 23.09.2025 15:18
Yorum Ekle


Bilgi Talep Formu

Bilgi almak için lütfen formu doldurun!