Hipotiroidi tiroid bezinin yeterli miktarda hormon üretememesi sonucu ortaya çıkan ve metabolizmanın yavaşlamasına neden olan bir sağlık sorunudur. Tiroid bezi boynun ön kısmında yer alan küçük bir organdır ve vücudun enerji dengesini, kalp ritmini, sindirim sistemini ve genel metabolizmayı düzenleyen hormonlar salgılar.
Yeterince tiroid hormonu üretilmediğinde halsizlik, kilo artışı, ciltte kuruluk, depresyon gibi belirtiler görülebilir. Hem kadınlarda hem erkeklerde ortaya çıkabilen bu durum genellikle orta yaş ve üstü bireylerde daha yaygındır.
Hipotiroidi, otoimmün hastalıklar (örneğin Haşimato tiroiditi), iyot eksikliği ve bazı ilaçların yan etkileri gibi çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir. Bu durum tiroid hormonlarının yetersiz salgılanmasına ve sonuç olarak metabolizmanın yavaşlamasına neden olur. Hipotiroidinin belirtileri, teşhis yöntemleri ve tedavi süreçleri hakkında bilinmesi gerekenleri sizler için derledik.
Hipotiroidi tiroid bezinin yeterince çalışmaması sonucu tiroid hormonlarının yetersiz salgılanması durumudur. Tiroid hormonları vücudun metabolizma hızını düzenleyen önemli bileşenlerdir. Bu hormonların eksikliği halsizlik, sürekli yorgunluk, ciltte kuruluk ve dökülme gibi belirtilere neden olur. Tedavi edilmediğinde dilde büyüme ve seste boğuklaşma gibi daha ciddi etkiler ortaya çıkabilir.
Laboratuvar testleri sonucunda genellikle T3 ve T4 hormon seviyeleri normal ya da düşükken TSH (tiroid uyarıcı hormon) düzeyi yüksek çıkabilir. Hipotiroidi kontrol altına alınmadığında hasta zamanla kilo almaya başlar, vücut ısısı düşer ve zihinsel bulanıklık yaşanır. Ayrıca kabızlık gibi sindirim sorunları da görülebilir.
Bu semptomların bir arada görülmesi hastanın en kısa sürede bir uzmana başvurarak tiroid fonksiyonlarını ölçtürmesini gerektirir. Tedavi genellikle eksik hormonları yerine koymak için günlük alınan tabletlerle yapılır ve bu sayede hastanın hormon seviyeleri dengelenir.
Hipotiroidi genellikle önlenebilen bir hastalık değildir ve sıklıkla bağışıklık sisteminin yanlışlıkla tiroid bezine saldırması sonucu gelişir. Bu durumun en yaygın örneği tiroid bezinin kronik iltihabı olan Haşimato tiroiditidir. Haşimato hastalığında bağışıklık sistemi tiroid bezini yabancı bir madde olarak algılar ve bazı durumlarda bezin hasar görmesine, fonksiyonlarını yitirmesine neden olur. Bu ya bezin çalışmaz hale gelmesine ya da hormon üretiminin azalmasına yol açar. Tiroid hormonlarının eksikliği ise metabolizmanın yavaşlamasına ve çeşitli semptomların ortaya çıkmasına neden olur.
Bunun dışında hipotiroidi nedenleri arasında tiroid bezinin fazla çalışması (zehirli guatr), tiroid kanseri gibi bezin işlevini bozan durumlar da yer alır. Diğer nedenler aşağıdaki gibidir:
Kadınlar hipotiroidi riskine erkeklerden 4-8 kat daha fazla maruz kalır. Bunun östrojen ve progesteron gibi kadın hormonları ile bağlantılı olabileceği düşünülse de, bu cinsiyet farkının kesin nedeni tam olarak bilinmemektedir.
Hipotiroidi farklı nedenlere bağlı olarak gelişebilen ve kendi içinde birkaç türe ayrılan bir rahatsızlıktır. En yaygın hipotiroidi türü Haşimato hastalığıdır. Bu otoimmün hastalık bağışıklık sisteminin tiroid bezine saldırması sonucu ortaya çıkar. Ancak hipotiroidi sadece otoimmün sebeplerle sınırlı değildir ve başka türlere de sahiptir.
Hipotiroidi tiroid bezinin yetersiz çalışması nedeniyle vücudun metabolizma hızının yavaşlamasına yol açan bir hastalıktır. Bu durum çeşitli fiziksel ve psikolojik belirtilere neden olabilir. Kişide sürekli yorgunluk, halsizlik, soğuğa karşı aşırı hassasiyet ve titreme gibi şikayetler varsa belirtiler hipotiroidi işareti olabilir.
Hipotiroid belirtileri aşağıdaki gibidir:
Bu belirtiler bir arada görüldüğünde kişilerin uzman bir doktora başvurup tiroid fonksiyonlarını ölçtürmesi önemlidir. Erken tanı ve tedavi yaşam kalitesini iyileştirebilir ve komplikasyonları önleyebilir. Tedavi genellikle eksik hormonları yerine koymak için kullanılan ilaçlardan oluşur.
Hipotiroid hastalığı bazı risk gruplarında daha sık görülmektedir. Özellikle aşağıdaki gruplar hipotiroidi açısından daha yüksek risk taşır:
Hipotiroidi teşhisinde birkaç aşamalı bir yaklaşım izlenir. Hastanın tıbbi geçmişi detaylı olarak incelenir. Hasta vücudunda genel bir yavaşlama hissi yaşıyorsa, daha önce tiroid ameliyatı geçirdiyse, kanser tedavisi nedeniyle boyun bölgesine radyasyon uygulandıysa, hipotiroidi riskini artırabilecek ilaçlar kullanıyorsa (örneğin amiodaron, lityum, interferon alfa), ailede tiroid hastalığı öyküsü varsa hipotiroidi ihtimali düşünülür.
Doktor tiroid bezini kontrol eder ve ciltte kuruluk, şişlik, reflekslerde yavaşlama, kalp atışlarının yavaşlaması gibi fiziksel belirtileri gözlemler. Tiroid bezinin işlevini değerlendirmek için kan testleri yapılır. Bu testlerden biri olan TSH, hipotiroidinin en hassas ve temel testidir. Tiroid bezinin yeterli hormon üretememesi durumunda TSH seviyesi yükselir. Yüksek TSH düzeyi hipotiroidinin bir işaretidir. Bir diğer test ise T4 hormonu düzeyidir. Tiroid hormonu üretimi azaldığında T4 seviyesi düşer ve bu durum hipotiroidiyi doğrular. Uygulanan testlerin sonuçlarına göre doktor uygun tedavi planını belirler ve tedavi genellikle eksik hormonları yerine koymaya yönelik ilaç tedavisini içerir.
Hipertiroidi tedavi sürecinin temel amacı vücuttaki eksik tiroid hormonlarını yerine koyarak metabolizmanın normal hızında çalışmasını sağlamaktır. Genellikle tiroid bezinin yeterince T4 hormonu üretemediği durumlarda sentetik tiroid hormonu (levotiroksin) içeren ilaçlar reçete edilir. Bu ilaçlar vücudun doğal tiroid hormonlarına benzer şekilde çalışır ve eksikliği giderir.
İlaç tedavisine genellikle düşük dozlarda başlanır ve hastanın ihtiyaçlarına göre doz yavaş yavaş artırılır. TSH seviyesi hedef aralığa ulaşana kadar doz ayarlamaları 4-6 haftalık aralıklarla yapılır. Tedaviye başladıktan yaklaşık 2 hafta sonra hastalar genellikle şikayetlerinde düzelme fark etmeye başlarlar. Tam iyileşme belirtileri ise birkaç ay sürebilir.
TSH seviyesi normale döndükten sonra tedavi altı ayda bir ya da yıllık kan testleriyle izlenir. Bu kontroller hormon seviyesinin uygun aralıkta kalmasını sağlamak için gereklidir.
Hamileler, yaşlılar ve kalp hastalığı olan hastalar için daha dikkatli bir doz ayarlaması ve sık takip gerekir. Tiroid hormon ilaçları kalp hızını artırabileceği için özellikle koroner kalp hastalığı olan bireylerde kontrollü doz ayarlaması önem taşır. İleri yaştaki hastalar için düşük dozlarla başlamak ve doz artırımlarını daha dikkatli yapmak bu hastaların tedavi sürecini güvenli hale getirir.
Hipotiroidi tedavi edilmezse metabolizmanın yavaşlamasına bağlı olarak ciddi sağlık sorunları ortaya çıkabilir. Bu komplikasyonlar arasında kalp büyümesi, kalp yetmezliği, kan pıhtılaşması, yüksek tansiyon ve damar sertliği gibi ölümcül sonuçlar yer alabilir. Bu nedenle hipotiroidi tedavisi düzenli olarak takip edilmeli ve ilaçlar reçete edilen şekilde kullanılmalıdır.
Bazı hastalarda tiroid hormonu eksikliği olsa da semptomlar çok hafif olabilir. Bu gibi durumlarda doktor genellikle tedaviye başlamadan önce birkaç ayda bir hormon seviyelerini izleyerek durumun ilerleyip ilerlemediğini kontrol eder.
Hipotiroidi tedavisinde beslenme ilaç tedavisiyle birlikte önemli bir rol oynar. Tek başına diyet hipotiroidizmi tedavi etmez ancak doğru besinler ve yaşam tarzı değişiklikleri tiroid fonksiyonunu iyileştirebilir ve belirtileri hafifletebilir.
Hipotiroidi hastaları genellikle daha yavaş bir metabolizmaya sahiptir. Metabolizma hızını artırmak için düzenli egzersiz yapmak tiroid hormon seviyelerini artırmaya yardımcı olabilir. Daha fazla protein almak, metabolizma hızını artırabilir. Yüksek proteinli yiyecekler arasında tavuk, balık, yumurta, süt ürünleri ve baklagiller yer alır.
İyot, tiroid hormonlarının üretimi için gerekli bir mineraldir. Yemeklerde iyotlu tuz kullanmak bu bakımdan önemlidir. Deniz yosunu, balık, süt ve yumurta gibi yiyecekler de tüketilmelidir. Ancak aşırı iyot alımının tiroid bezine zarar verebileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle takviye yerine diyetle yeterli iyot alımına odaklanmak daha iyidir.
Selenyum, tiroid hormonlarının aktif hale gelmesine yardımcı olur ve serbest radikallerin tiroid bezine zarar vermesini önler. Ton balığı ve sardalye Omega-3 yağ asitleri ve selenyum kaynağıdır. Yumurta ve baklagiller selenyum ve protein sağlar.
Çinko tiroid hormonlarının aktif hale gelmesi için gereklidir. Nohut ve kaju, ıspanak, sığır eti ve tavuk çinko açısından zengin gıdalardır. Dengeli bir diyet genel sağlığı destekler ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Sebze ve meyveler antioksidanlar açısından zengin olup iltihaplanmayı azaltmaya yardımcı olabilir. Bunun yanında tam tahıllar lif kaynağıdır ve sindirim sistemine yardımcı olur.
Hipotiroidi vücuttaki tiroid hormonlarının yetersiz üretimi sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Yetişkin bireylerde bu durum metabolizmada genel bir yavaşlamaya neden olur. Ancak doğru tedavi yöntemleri ile hipotiroidi belirtileri büyük oranda düzelir.
Hipotiroidi atağı tiroid bezinin yeterince çalışmadığı durumlarda ortaya çıkan ani ve şiddetli belirtiler olarak tanımlanabilir.